HATIRLARSANIZ AKP iktidara geldiğinde, orman vasfını kaybetmiş Hazine arazilerini satışa çıkararak 25 milyar dolar toplayacaktı. Ben de bırakın 25 milyar dolar nakit toplamayı, 2.5 milyar nakit toplasınlar Taksim’de horoz gibi öterim demiştim; ama kısmet olmamıştı.
Dış ve iç ekonomik şartlar, değersizleşen dolar ve değerlenen TL hesaba katılırsa, o günün bir doları, bugün en az iki dolar eder. Aradan yaklaşık dört yıl geçti. Anlaşılan hükümetin "kat karşılığı ekonomi kurtarma" fikri hiç değişmedi. AKP, şimdi de benzer bir dış finansman projesini, "İspanya Modeli" olarak kamuoyuna sundu.
* * *
İspanya, döviz açığı vermesine rağmen, iktisaden başarılı bir politika uygulayan ülkelerden biridir. İspanya’nın parası artık Euro’dur. Yani İspanya’da faizler, parası Euro olan tüm ülkelerle aynıdır. Dolayısıyla İspanya’da "yüksek faiz-düşük kur" politikası uygulayarak ülkeye sıcak para çekip döviz açığını kapatmak mümkün değildir. Peki İspanya cari işlem açığını nasıl kapatmaktadır? Göze ilk çarpan, İspanya’da yabancılara gayrimenkul satışının çok büyük bir para akımı yarattığıdır.
Üstelik bu sayede büyüyen inşaat sektörü, hem ekonominin lokomotifi olmakta, hem de İspanya’nın en büyük derdi olan işsizliği düşürmektedir. Bunu gören AKP’in iktisat uzmanları, daha önce bütçe açıklarını kapatmak ve iç borç stokunu düşürmek için tasarladıkları "Hazine arazilerinin halka satışı" projesini, bu kez "Hazine arazilerinin yabancılara satışı" projesi olarak değiştirmiş bulunuyor. Nedense bu finansman projesi, iktisatçı bakanlar yerine, bu kez "kıyılarımızın turşusunu mu kuracağız" diye konuya giriş yapan nüktedan Turizm Bakanı tarafından açıklandı.
* * *
Bundan kırk yıl önce yapışkan enflasyondan yakasını kurtaramayan Brezilya’da, Delfim Neto adında zat, maliye bakanı olmuştu. Bay Delfim işbaşına gelince izleyeceği politikayı şöyle açıklamıştı: "Eğer enflasyonla mücadele edemiyorsan, onunla birlikte yaşamasını öğren." Brezilya, enflasyonla mücadele yerine enflasyonla birlikte yaşamak için çok cambazlıklar yaptı. Hocalarımın değişiyle, "kitapta yazan her hileyi" denediler. Endekslemede kullanılacak bir "Sanal Para" bile icat ettiler. Enflasyonla birlikte yaşadılar ve krizlerden hiç kurtulamadılar. Sonunda enflasyonla mücadeleye karar verdiler.
* * *
Hükümetin, "döviz açığıyla baş edemiyorsan, onun finansmanını öğren" şeklinde özetlenebilecek "yeni ekonomi stratejisi", bu toprakların 150 yıllık en eski iktisat politikasıdır. Osmanlı babalarımız ve dedelerimiz "haraç alamıyorsan, borç al" diyerek imparatorluğu iflasa sürüklediler. Üstelik bol miktarda da yabancı sermaye çekip mülk de sattılar. Şimdi de hem borç al, hem doğrudan yabancı sermaye çek; ama en iyisi "turşusu kurulacak" arazileri yabancılara sat, günü kurtar en beğenilen model oldu. Bu mirasyedi fikir, bıyıklı AKP’lilerden çok bıyıksız Türkler arasında kabul görmektedir. Ülkeye hayırlı olsun.