Paylaş
İktisatçılar, yıllarca halka enflasyon denilen illetin fenalıklarını anlatıp durdular. Malum, ‘‘enflasyon’’ fiyatlar genel seviyesinin sürekli artması demek. Şimdi aynı iktisatçılar, (tabii kişi olarak aynı olması şart değil, meslek olarak aynı) halka, ‘‘deflasyon’’un yani fiyatlar genel seviyesinin düşmesinin ne kadar kötü olduğunu anlatmaya başladılar. Bu durum karşısında halk şöyle düşünecek: Fiyatların sürekli düşmesinin sakıncası ne ola ki? Biz, yıllarca fiyat artışları altında ezilmişiz. Biraz da fiyatlar bizim altımızda ezilsin.
Kazın ayağı öyle değil. Ben size şimdi, kaz ayağı nasıl olur anlatacağım.
1. Fiyat ile gelir, bir paranın iki yüzü gibidir. Nasıl tek yüzlü para olmazsa, ‘‘gelir’’den ayrık bir ‘‘fiyat’’ da olmaz. Ortada bir fiyat artışı varsa, mutlaka bir gelir artışı da vardır. Aynı mantık ekseninde düşünmeye devam edersek, ‘‘ortada bir fiyat düşmesi varsa, mutlaka bir gelir düşmesi de vardır’’ hükmüne varırız.
2. Enflasyon, yani fiyatların genel seviyesinin artması, mutlaka gelirlerin de görüntüsel bir şekilde artmasına sebep olur. Almanya'da en yüksek ücretler ‘‘binli’’ rakamlarla söylenirken, Türkiye'de en düşük ücretler bile ‘‘milyonlarla’’ ifade edilmektedir. Türkiye'de fiyat artışlarıyla birlikte, gelirler de artmıştır. Ancak mesele şuradadır. Fiyatlar artarken gelir ne kadar artmıştır? Enflasyondan arındırılmış gerçek gelir artışı yüzde kaçtır? Yoksa, gelir eksilmiş midir? Artmış olsa bile, milli gelirden alınan pay bakımından, kim ilerlemekte, kim gerilemektedir?
3. Enflasyon meselesine, enflasyondan kimin zarar gördüğü açısından yaklaşıldığında, özellikle ‘‘sabit’’ gelirlilerinin çoğu zaman enflasyon altında ezildiği şeklinde cevap verilir. Demek ki, fiyat artışlarıyla birlikte, herkesin gelirleri de artmıştır. Ama, bazılarının gelir artışları, fiyat artışlarının gerisinde kalmıştır. Hatta gerilemiştir.
4. Şimdi de Batı ülkeleri için geldiği söylenen yeni tehlike ‘‘deflasyon’’u veya Türkiye için ‘‘stagflasyonu’’ (enflasyon içinde durgunluk halini) irdeleyelim.
5. Deflasyon, fiyatlar genel seviyesinin düşmesidir. Bu olurken mutlaka gelirler de düşecektir. Başka türlüsü olamaz. Mesele şudur: Fiyatlar düşerken, gelirler ne kadar düşecektir? Cevap: Gelirler, mutlaka daha hızlı düşecektir. Türkiye, stagflasyona girerse (ki girmektedir) enflasyonda belli bir gerileme olur. Bu gerilemeye çok da sevinmemek gerekir. Çünkü bu durumda milli gelir düşebilir, yani ‘‘fakirleşme’’ olur.
Şimdi güncel soruları bir daha soralım: a) Türkiye için, deflasyon tehlikesi var mı? Hayır yok. Çünkü biz henüz ‘‘enflasyonu indirme’’ (disinflation) sürecini tamamlayamadık. Ama Türkiye için yukarıda işaret ettiğimiz ‘‘enflasyon altında durgunluk’’ tehlikesi mevcut. İçine sürüklendiğimiz hal budur. Bunun sebebi de tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de bankacılık sisteminin, kredileri geri çağırıp likit kalmaya çalışmasıdır. b) Bu durumda ne yapılmalıdır? Yapılması (maalesef) gereken, enflasyonla mücadeleyi erteleyip, ‘‘gevşek para politikası’’ uygulamaktır.
SON SÖZ: Yarının bir lirası, bugünün bir lirasından değerli olamaz.
Paylaş