Dünyanın kredi notu düştü

BİLDİĞİNİZ gibi dünyadaki her ülkenin, ekonomisinin sürdürülebilir gücüne göre hesaplanan bir “kredi notu” (reyting derecesi) var.

Bu notların esas amacı, dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşayan tasarruf sahiplerine veya fon yöneticilerine, ellerindeki parayı, nereye yatırmaları konusunda yol göstermektir. Bu sebeple, “en iyi” den “en kötü”ye kadar sıralanan kredi notlarının kritik bir eşik çizgisi var. Bu eşiğin üstünde olan notlara “yatırım yapılabilir” (investment grade) deniyor. Yani bir ülkenin kredi notu bu çizginin üstünde ise korkmadan yatırım yapılabilirsiniz deniyor. Burada geçen “yatırım” kelimesinden esas anlamı, o ülkenin “devlet tahviline” para yatırmaktır. Yoksa gidip o ülkede hazır şirketleri ele geçirmek veya sıfırdan fabrika kurmak veya gayrimenkul almak gibi “reel” yatırımlar değildir. Hatta denilebilir ki; girişimciler için en kârlı reel yatırım fırsatları bir ülkenin reytingi düşük olduğu zaman ortaya çıkar. Reytingi yüksek ülkelerde reel yatırım yapıp, para kazanmayı düşünen firmaların ciddi teknolojik birikime ve yüksek değerli bir markaya sahip olması şarttır. Reytingi düşük ülkelerde reel yatırım için bu şart değildir.
REYTİNG GÖRECELİ BİR KAVRAMDIR
Öncelikle şunu bilmek gerekir ki; reyting göreceli bir ölçüm olmak mecburiyetindedir. “100 metre koşusuna katılan tüm sporcular o kadar yavaştı ki kimse birinci olamadı” mantıken yanlış bir ifadedir. Çünkü atletler ne kadar kötü olursa olsun, her yarışın bir birincisi olur. Aynı şekilde “dünya bir ekonomik krizle karşı karşıya, tüm ülkelerin reytingi düştü” cümlesi de saçmadır. Hatta Norveç ve İsviçre dışında hiçbir ülke, AAA derecesini hak etmiyor demek bile zırvalamaktır. Çünkü bu iki, bilemediniz benzeri üç beş ülkenin dünyada halen mevcut kabaca 80 trilyon dolarlık finansal tasarrufu (yatırımları) kabul etmesi maddeten imkânsızdır.
BU DÜNYANIN BORCU, BU DÜNYANIN ALACAĞIDIR
Reyting şirketlerinin, yıllardır tasarruf ihraç eden, yani cari fazlası olan Japonya’nın yüksek kamu borcunu gerekçe göstererek not kırmaktan bahsetmesi de hatalıdır. Japonya’nın kamu borçlarının toplamından fazla, Japon halkının (ailelerinin, firmalarının ve devletinin) Japonya içinde ve dışında finansal varlığı vardır. Bütçe açığı ve kamu borcunun milli gelire oranı ne kadar yüksek olursa olsun, Japon devleti acze düşemez. Evrendeki diğer yıldızlardan borç alınmadığı sürece, bu dünyanın borcu bu dünyanın alacağıdır.
AMA BAZI ÜLKELERİN BORCU ALACAĞINDAN AZDIR
Ancak dünyanın bütünü için doğru olan “dünyanın borcu, dünyanın alacağıdır” cebirsel denkliği münferit ülkeler için doğru değildir. Yani bizim gibi sürekli cari açık veren ülkelerin borcu, alacağından büyüktür. Bu ülkeler ve onların devletleri, bütçe açıkları ve kamu borcunun milli gelire oranı ne kadar düşük olursa olsun, vadesi gelen borçlarını ödemede acze düşebilir. Devletin dış borcu sıfır bile olsa, kamu ve özel sektörüyle bir bütün olan ve sürekli cari açık veren bir ülkenin, yabancı para cinsinden borçlarını ödemede acze düşmesi pekâlâ mümkündür. Türkiye’nin notu bir türlü arzu edildiği kadar yükselmiyorsa sebep budur. Başka bir neden aramaya gerek yoktur.
Son Söz: Notunu yükseltmek isteyen, cari açığını düşürür.
Yazarın Tüm Yazıları