Paylaş
Bu görüşmelerde Rusya ile Türkiye arasındaki ticarette “döviz” (Dolar, Euro, Sterlin) yerine Ruble ve Türk Lirası kullanılması konusunda anlaşmaya varılmıştı. Ben de bu işin teorik olarak yanlış olduğunu ancak yanlış olmakla birlikte pratikte nasıl uygulanabileceğini bir hayli teknik ayrıntı içeren bir yazıyla anlatmıştım. Benim esas korkum bu fikri savunanların, sonunda devlete yani halka bir faturayı çıkarma niyetleriydi. Kısaca Rusya ile ticareti arttırıyoruz diye bir nevi “ikili kur” yaratıp, Merkez Bankası’nı dövizi pahalı alıp ucuza satmayı zorlamalarıydı. Nihayet bu niyet su üstüne çıktı. Geçen hafta Başbakan Erdoğan, İran’la yapılacak dış ticarette de Türk Lirası veya İran Riyal’i kullanılmasının planlandığını söyledi. Anladım ki, birileri bu yeni “rant” kapısını açmaya kararlı. Bu arada rantın “maliyeti kamusal, hâsılatı kişisel” olan işlere verilen ad olduğunu da hatırlatayım.
* * *
Bütün bilimlerin kaynağı fiziktir. İktisat da fizik yasalarına tabidir. Bu, iktisat fiziktir demek değildir. Sadece iktisat yasaları fizik yasalarına aykırı olamaz demektir. Teklif edilen mali sistem, fizikteki “birleşik kaplar kuramına” uymaz. TL’nin de Ruble’nin de Riyal’in de uluslararası para piyasalarında her zaman bir çapraz değişim (kambiyo) oranı vardır. Para değiştirme işlemleri bu kambiyo kuru üzerinden yapılır. Eğer satışa sunulan Ruble, talep olmaması yüzünden anında TL’ye dönüştürülememişse, bu vade uyuşmazlığı bir “kambiyo” riski yaratır. Bu riski üstlenen banka da bunun için satıcıdan bir “risk primi” ister. Bankaların halen yapmakta olduğu Ruble/TL işlemlerinde aldıkları komisyonun yüksekliği bundandır. Merkez Bankası’nı “risk primi” tahsil etmeden, kambiyo riskini yüklenmeye mecbur etmek ihracatçıya kamusal kaynak aktarmak demektir. Bunun adı da “rant” tır.
* * *
İran’la, Rusya ile veya Suriye ile ulusal paralar kullanılarak dış ticaret yapılmasını engelleyen hiçbir iktisat yasası yoktur. Olamaz da. Eğer bu konuda insan yapması bir yasa yani yasaklama varsa, bu derhal kaldırılmalıdır. Yani eğer teklif sahipleri, ulusal paralarla dış ticaret yapmanın önünü açmak, buna engel olan mevzuatı değiştirmek istiyorlarsa, yerden göğe kadar haklıdır. Ben de kendilerini destekliyorum. Ama amaç, yukarıda açıkladığım üzere, devlet (yani Merkez Bankası) ihracatçının eline geçen Rubleleri ve Riyalleri o gün için geçerli kambiyo kurundan değil de daha yüksek kurdan TL’ye çevirsin demek ise işte bu olmaz. Bunu ne bizim Merkez Bankası, ne Rusya, ne de İran merkez bankaları kabul eder.
Son Söz: Yan yol, doğru yoldan uzundur.
Paylaş