Paylaş
Hemen ilave edeyim bu yüzde 95 kuralı, iktisatçıların veya öyle geçinenlerin dediklerini ve yazdıkları kapsıyor. Sıradan vatandaşın saçmalamalarına kimsenin bir şey dediği yok.
* * *
Günümüzün muhabbeti, Türkiye’nin krizden çıkış planı. Namı diğer “Orta Vadeli Program”. Başbakan Yardımcısı Babacan bu programı geçen hafta açıkladı. Açıklamadan iki gün önce de aralarında benimde bulunduğum bir grup “medya ekonomisti” ile bir toplantı yaptı. Tartışmanın özeti şu oldu. Küresel krizden kötü etkilenmiş ekonomilerinin önünde iki sorun var. Birincisi büyüme, ikincisi istikrar. Yani düşen milli gelirin tekrar arttırılması ve istikrarın bozulmamasıdır. Başta ABD olmak üzere parası döviz olan ülkeler,
* * *
Gelelim günün zırvasına. Deniyor ki; krize girmiş bir ülkenin düşen milli gelirini yeniden arttırmak için alacağı önlemlerin “maliyeti” yüksek olmamalıdır.
* * *
Geçenlerde dikkatleri üzerine çekmek isteyen bir Belçikalı yetkili de alınan önlemler yüzünden “Belçika iflas etmiştir” diyerek bu zırvalamada zirve yaptı. “Bir ülkenin iflası, dış borçlarını ödeyememesi” demektir. Bir ülkenin dış borcu olabilir ama iç borcu diye bir nebat yoktur. Çünkü iç borcun borçlusu “ülke” değil “devlet”tir. Düz mantıkla hiçbir kimse (veya ülke) kendine borçlu olmaz. Belçika’nın para birimi Euro’dur. Euro, dövizdir. Dünyanın her yerinde geçer. Belçika’nın dış borçları Euro ile ödenebilir. Belçika devleti, halkına vergi salar ve saldığı vergiyi Euro cinsinden tahsil eder. Dış borcu da öder. Parası döviz olan veya döviz açığı olmayan ülke iflas etmez. Kamu borcu değişimleri, son tahlilde, milli gelir ve milli servet dağılımı sorunlarıdır.
Son Söz: File, bacağı ağır gelmez.
Paylaş