Paylaş
1. Zaman aşımı dolayısıyla yargılama sonuçlanmadan davaların düşmesi. Yani mahkemelerin zamanında karar verememesi. Bazen suçluların işledikleri suçun yanlarına kâr kalması. Bazen da haksız hapis.
2. Tutukluluk sürelerinin çok uzun olması, tutukluluğun mahkûmiyete dönüşmesi. Çok uzun süre yargılanıp hüküm giyen tutukluların ise, mahkemenin kararını Yargıtay onamadığı için salıverilmesi.
* * *
İşin bir de niteliksel yönü var. Acaba yargı kararları ne kadar adil ve hukuka uygundur? Burası kutsal “hukukun üstünlüğü” alanıdır, girilemez. Neyin hukuka (yasaya değil) uygun olup olmadığı tartışmasına, hukukun amacını ortaya koymadan başlamak mümkün değildir. Hukukun amacı nedir, ben bilemem. Zaten konu o derinliğe indiğinde ancak hukuk felsefesine vakıf olanlar konuşabilir. Suçun azaltılması, can, mal emniyetinin korunması gibi tanımları yapmak kolaydır. Ama mesela hukukun amaçları arasında milli geliri büyütme ve bunu adil olarak bölüştürme var mıdır? İşsizliğin azaltılması, enflasyonun düşürülmesi, laikliği, milli birliği, dini veya demokrasiyi korumak, hukukun amaçları arasında mıdır?
* * *
Bu toz duman içinde Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in “Dünyanın hiçbir yerinde 120’den fazla üyesi olan bir yüksek mahkeme görmedim. Biz yüksek mahkeme değiliz maalesef. Temyiz mahkemesi gibi çalışıyoruz” İfadesi oldu.
1. Benim bugüne kadar bildiğim Yargıtay kelimesinin Temyiz Mahkemesi deyiminin öz Türkçesi olduğu idi. Yani Yargıtay, Temyiz aynı şeydir.
2. Yine benim bildiğim Yargıtay “yüksek mahkeme” değildir. Yüksek Mahkeme “Anayasa Mahkemesi”dir. Yüce Divan denilen yüksek mahkeme de Anayasa Mahkemesi’dir.
3. İkide bir kurulması gerekir denilen “istinaf mahkemeleri”nin kurulmamış olmasının esas sebebi, temyizin yani Yargıtay dairelerinin, aslında merkezi istinaf mahkemeleri olmasıdır.
4. Anlaşılıyor ki; Yargıtay bir devekuşudur. Yani ne kuştur ne de deve. Ne istinaf mahkemesi ne de yüksek mahkemedir.
5. “Yüksek Mahkeme” bir mahkemedir. Yani alt mahkemelerin görev alanını ve yetkisini aşan bir olayı ele alır, yargılar ve karara bağlar. Yüksek mahkeme kararları temyiz edilemez.
6. Yargıtay (Temyiz) mahkemelerin verdikleri kararları “teknik” (usul ve ülkede yargı birliği oluşması) olarak irdeler, ya onar, ya da bozar.
7. Yargıtay, mahkemelerin baktıkları davalara “yüksek mahkeme” gibi bakmayı görevi sanıyorsa, mevcut sorunların hiç biri çözülemez. Bunun için mahkeme sayısı kadar daire kurmak gerekebilir.
* * *
İktisatçı Ercan Kumcu’nun değişiyle meseleler, “kök sebep” anlaşılmadan, üzerine para serpilerek çözülemez. Ortaya çıkan her sorunun karşısında “bütçeden daha fazla para ayrılsın” nakaratını tekrar etmenin anlamı yoktur. Gerekirse daha fazla kaynak da tahsis edilir. Önce Yargıtay’ın yüksek mahkeme mi, yoksa Temyiz mi olduğuna hukuk uleması bir karar versin. Bu karar verilmeden bir de istinaf mahkemeleri kurmak ise tam bir kaos yaratır.
Son Söz: Yanlış sorunun doğru cevabı yoktur.
Paylaş