GÜLLÜK’te inşa edilmekte olan bir otel için denizin doldurulması çok tenkit edildi.
Tenkitler genellikle, usulsüzlük üzerine yoğunlaştı. İnşaatçı firma gerekli izinleri almadan, yarımadada tıraşlama yapmış ve hafriyattan çıkan malzemeyle denizi doldurmuştu. Yatırımcı firmaya duyulan öfkenin iki sebebi var. Birincisi deniz doldurmanın, doğanın tahrip edilmesi anlamına geldiği inancıdır. İkincisi ise kural tanımazların, oldu-bittiyle mekán rantlarını cebe atmaları ve bunun yapanın yanına kár kalmasıdır. Acaba denizi doldurmak mutlaka doğayı tahrip değildir. Ancak denizi doldurmak doğayı tahriptir diye inanılınca, deniz doldurmaya çoğu kez doğayı tahrip etmeyi göze alanlar girişiyor. Çünkü bu kabil rizikolu işlere ancak gözü karalar cesaret ediyor. Genelde deniz doldurmalar çirkin oluyor. Rüşvet kapıları açıyor. Adam gibi deniz doldurulsa, tek bir tesisin değil bir yörenin ulaşım ve otopark sorunu çözülebilecek. Üstelik tesisler fonksiyonel ve estetik olarak denizle kolayca bütünleşecek, çevre daha güzel tanzim edilebilecek, halkın denizden yararlanması kolaylaşacaktır.
* * *
Hollanda’nın üçte biri denizden kazanılmıştır denir. Amerika’nın Boston şehrinde otobüsle şehir turu yaparken rehberimiz, kentin en pahalı semtlerinin denizden kazanılan araziler üzerine kurulduğunu söylemişti. İstanbul’un bütün sahil yolları deniz doldurularak inşa edilmiştir. Karadeniz kıyısındaki kentlerimizin, İzmit’in, İzmir’in ve Mersin’in sahil alanları denizden kazanılmıştır. Dolmabahçe sarayı da adından anlaşılacağı üzere denizden "dolma" bir bahçeye sahiptir.
* * *
Deniz doldurulmadan, liman, tersane, marina, serbest bölge veya ihracata yönelik üretim yapacak büyük sanayi tesisleri veya organize sanayi bölgeleri inşa edilemez. Denizler kamuya ait olduğuna göre, doldurularak elde edilecek arazilerin mülkiyeti de kamuya ait olacaktır. Dolayısıyla ortaya çıkacak arsa değerleri ve mücavir alan değer artışları da kamunun olacaktır. Bu önemli bir finansman kaynağıdır. 760 bin kilometre kare Türkiye’de 1000 dönüm ihtilafsız temiz ve düz arazi bulmak mümkün değildir. Hálbuki modern hafriyat makineleriyle her yıl binlerce dönüm lebiderya arazi üretmek mümkündür. Özellikle deniz kıyısındaki engebeli araziler düzeltilirken çıkan toprak kısa mesafeye dökülerek mükemmel arazi parçaları elde edilebilir. Deniz doldurularak inşa edilecek sahil yolları ve sahil parkları şehirlere nefes aldırmaktadır. Korniş yollar yeterince geniş tutulursa, üzerine raylı toplu taşıma sistemleri çok kolaylıkla inşa edilebilir. İstimlák belasından da kurtulunur. Denizden kazanılan arazilerle deniz kıyısı arsa arzı artacağından, kentte denize uzak arsaların ve dolayısıyla binaların maliyeti düşer. Söylemeye gerek yok, deniz doldurma bilimsel şekilde yapılmalıdır. Dolgunun boşa gitmemesi için deniz hareketleri incelenmelidir. Son bir uyarı: Doldurmayı yapan belediye veya devlet bile olsa, her deniz dolduramaz. Doğal haliyle korunacak koylar ve bükler vardır ve onlar öyle kalmalıdır. Deniz doldurma projelerini yerel yönetimler geliştirmelidir. Ama onayı, yerel yönetimlerin insafına bırakılamaz.