BİRÇOK kereler anlattığım bir hatıramı tekrar ederek konuya girmek istiyorum.
Ben, iktisatla, kesat sözcüğü arasında bir anlam bağı var zannederdim. Malûm iktisat, kıt kaynakları sonsuz ihtiyaçlar arasında bölüştürme sanatı diye de tanımlanır. Eh, kesat da ’kıt’ı çağrıştırıyor. Öyleyse bu tahminim doğrudur diyordum. Ta ki; Profesör Memduh Yaşa, bana iktisadın, "kast(d)" kökünden gelen "maksat"tan türediğini öğretene kadar. Gerçekten iktisat, insan davranışlarını incelemiş ve sonunda "insan iktisadi bir canlıdır" (homo ekonomikus) hükmüne varmıştır.
* * *
İnsanlığın karşısında küresel ısınma diye devasa ve yaşamsal bir sorun duruyor. Küresel ısınma, geleceğe değil, günümüze ait bir mesele. Doğa, muhtemelen küresel ısınma sorununu kendi kendine çözecektir. Ama bunu, ne pahasına ve ne zaman yapacaktır? Kendiliğinden gerçekleşecek çözüm, çağımız insanı için çok geç olabilir. İnsanlık, iktisadi davranmak adına, doğal dengeyi kendi eliyle bozmaya (mümkün mertebe) son vermelidir. Çünkü bu tarz bir iktisadi davranış, bizatihi yaşamla çelişmektedir. İktisat diye yola çıkıp, hayatı gayri iktisadi bir noktaya götürmek hata olur. Bugünkü bilgilere göre, küresel ısınmanın insan eliyle yaratılan sebebi, fosil yakıtlardan enerji üretilirken, atmosfere yayılan parçacıklardır. Bu parçacıklar havada asılı kalmakta ve dünya üstünde bir örtü oluşturmaktadır. Bu da dünya, güneşten aynı miktarda ısı enerjisi gelmesine rağmen sıcaklığını arttırmaktadır. İnsanlar etrafı kirletmek için değil, daha yüksek bir hayat düzeyi için yakıt tüketmektedir. Ancak bu tüketim, hayatın kalitesini düşürmeye başlamıştır. Yani iktisat, maksadı ıskalamaktadır.
* * *
Çözüm yine iktisattadır. Havayı (çevreyi) kirletmek o kadar pahalı hale getirilmelidir ki, kirletmemek daha kárlı hale gelsin. Yani iktisadi bir canlı olan insan, iktisadi davranacak ve o bedeli ödememek için, çevre kirletmekten vazgeçecektir. Formül şudur: Eğer bugün kullanılan üretim süreçleri, çevreyi kirletiyorsa, bu kirletmenin bir bedeli olmalıdır. Bu bedel de, çevreyi kirleterek üretim yapmanın sağladığı tasarruftan fazla olmalıdır. Hava kirlenmesi, ancak böyle azalır. Yıllardan beri tavsiye edilen sistem şudur: Sera gazı çıkaran her araç, her konut, her iş yeri ve her üretim tesisi için bir kötü gaz salma kotası konmalıdır. Kotasını aşanlardan "kirletme vergisi" alınmalıdır. Tahsil edilen vergilerin bir kısmı, kotası altında kalanlara "teşvik primi" olarak ödenmeli, kalanı da, kötü gaz salınışını azaltacak veya temiz enerji üretecek yatırımlara ucuz kredi olarak verilmelidir. En az bu makro düzenlemeler kadar, bireylerin "çevreyi korumaya yönelik" davranışları da önemlidir. Damlaya, damlaya göl olur misali, küçük enerji tasarrufları toplanınca, ortaya büyük sonuçlar çıkar. Ancak, helá rezervuarının içine su dolu bir pet şişe koymak zırvadır. Öncelikle bu şişe, mekanizmanın çalışmasına engel olur ve sistem su kaçırır. Kaldı ki, her rezervuarın içindeki su seviyesi ayarlanabilir. Ama mühendislik çalışmaları yapılarak, kullanılan su miktarı düşürülebilir.
Son Söz: İktisadın yarattığı sakıncaların izalesi, yine iktisattadır.