KRİZLER birlikte özellikle ABD’de bir sorun ortaya çıktı. Görüldü ki, borsa değerleri hızla düşen başarısız şirketleri, başarılı (?) olduğu için yüklü paralar alan müdürler yönetmiş.
Borsada para kaybedenler buna çok öfkelendi. Bizim Sermaye Piyasası Kurulumuz (SPK) da bu durumdan kendine vazife çıkarmış. Müdürlerin çıkarıyla, şirketin çıkarı çelişebilir gerekçesiyle hakla açık şirketlerimizin üst düzey yöneticilerinin yıllık kazançlarını izlemeye karar vermiş. Bu bapta işbirliği yapmayan, yani müdür maaşlarını açıklamayan şirketlere caza verilecekmiş. Bu konu, moda tabiriyle "kurumsal yönetişim"in bir parçasıdır. Yönetişim ilkeleri ve denetlenme kuralları, Profesör Ünal Tekinalp başkanlığına geniş bir kadro tarafından hazırlanan yeni Türk Ticaret Kanunu’nun kapsamı içindedir.
1-Yönetişim, bir Amerikan tasarımı olan ve dünyada benzeri mevcut ama aynısı olmayan "corporation" kavramının yarattığı bir meseledir.
2-Corporation, Latince "corpo-rasyo"dan türetilmiştir. Türkçesi "yapay vücut" demektir. Bu deyimin dilimizdeki en iyi karşılığı "kurum" sözcüğüdür.
3-Avrupa’da bu kavrama karşılık olarak, firma sahibinin adı belli değil, yani tek veya az sayıda sahibi yok anlamına gelen "anonim" sözcüğü kullanılmıştır. Bu nedenle anonim şirketlere kişi adının yerilmesi yasaklanmıştır.
4-Şirket, şirk kökünden gelir. Ortaklık demektir. Anonim şirketler, ortaklık değildir. Yani "şirket" değildir. Kurumdur. Anonim şirket olmaz "anonim firma" olur.
5-ABD’de de ilk "corporasyon"lar kurulurken, bu firmaların yaptığı hata ve hilelerden kim, yani hangi gerçek kişi sorumlu olacak, kim iflas edecek diye tartışmalar çıkmıştır. İnsanlar "kurum"u (yapay vücut) anlamamıştır.
6-Anonim firma sahibi bir iş adamının "sorumlu kurum" aracılığı ile iş yapması, onu sorumsuz kılar. Bu bir imtiyazdır. Her imtiyaz gibi, sıkı kurallara bağlıdır.
7-ABD’de gerçekten "kurum" firmalar vardır. Buraların üst yöneticileri (CEO ve arkadaşlarından oluşan yönetim kurulları) aslında kendi kendilerini göreve getirir. Şirketten kaç para alacaklarına kendileri karar verirler.
8-Türkiye’de "corporation" anlamında tek bir anonim şirket yoktur. Hepsinin patronu bellidir. Kendisi patron olmayan hiçbir yönetici, kazancını kendi belirleyemez. Bizdeki yöneticilerin çıkarlarıyla şirketin daha doğrusu patronun çıkarları arasında çatışma olamaz. Çünkü yöneticilerin kazançlarını patronlar belirler. Yönetici kazançlarını SPK’nın ayrıca izlemesine gerek yoktur.
9-Türkiye’de halka açık veya kapalı anonim şirketlerin denetim sorunu, patronların çıkarlarıyla, küçük hissedarların ve paydaşların çıkar çelişmesidir.