Maliye bakanları hükümetin yeni yılda yapacağı harcama ve vergilemeyle ilgili evrakı bir çantaya koyar meclise gelirmiş. Milletvekilleri anlarmış ki, o celsede bütçe tartışılacaktır.
***
Otuz yıl öncesine kadar gazetelerdeki iktisat yazılarının çoğu bütçe üzerineydi. Zaten devletçi bir ekonomide iktisat demek, devletin mali durumu demektir. 1980’den sonra uygulanmaya başlanan serbest piyasa sistemiyle birlikte, bütçeden başka konular da iktisat yorumcuların ilgi alanına girdi. Yine de kamu maliyesini irdelemek önemlidir.
***
Bütçe, ilk bakışta bir rakamlar dizisidir. Aslında bütçe, bir eylem planıdır. Rakamlara takılıp kalmamak gerekir. Bütçe tuttu-tutmadı veya ben bildim-sen bilemedin muhabbeti, bütçe tartışmalarına "futbolist" bir yaklaşımdır. Bütçeyi irdelemek hükümetin zihnini okumaktır. Çünkü bütçe gerçekleşmeleri sadece dış ve iç dinamiklere değil, ülkeyi yönetenlerin siyasi ve iktisadi tercihlerine göre şekillenir.
***
AKP iktidarının görüntüde en başarılı olduğu alan bütçeydi. Bunun göstergesi de kamu borçlarının milli gelire oranının düşmesidir. Türk ekonomisinin tamamına bakınca, bu başarının aslında bir ödünleşme olduğu anlaşılır. Yani "kamu borçları inerken, özel sektör borçları artmış" ve "iç borç düşerken dış borç yükselmiştir". 20022008 arasında izlenen maliye politikasına, İngilizcede "Pro-cyclical Fiscal Policy" deniyor. Tercümesi "Konjonktürsel Maliye Politikası"dır. Anlamı "kıçı rüzgára dönük tekne hızlı gider" demektir. Buna yelkencilikte pupa yelken gitmek denir. Malum pupa, popo yani kıç demektir. Denizcilikte tabir böyledir. Ayıp değildir.
***
Allah sağlık ve uzun ömür versin neşeli Maliye Bakanımız, kırk yılda bir denk bütçe yakaladık, bunu elden kaçıracak bir şey yapmayız derken, bir de baktı ki bütçe 3 ayda 19 milyar açık vermiş. Kaba bir hesapla bu, yıllık 80 milyar lira açık demektir. Demek ki, rüzgár dönünce ipin ucu sıkı tutulamıyor.
***
Sanki üç yıl sonra AB’ye girilecekmiş gibi, hafta başında üç yıllık "Katılım Öncesi Ekonomik Program" açıklandı. Burada bütçe açığı bu yıl 50 milyarın altında kalır deniyor. Resmi iktisatçılarımız, bütçe açığının ve kamu borç stokunun milli gelire oranı üzerinde çok durur. Aslında bunlardan daha önemli olan gösterge "kamunun ödediği reel faizin, milli gelire oranıdır". Son dönemde devletinin ödediği reel faizin milli gelire oranı, ciddi ülkelere göre yaklaşık 10 kat fazladır.Hükümetin yerinde olsam kafayı, konjonktürsel olarak artan bütçe açığını değil, ödenecek reel faizi düşürmeye takarım.