Budalalar yalnız mantık kullanır

BÜYÜK Tandoğan mitingi öncesinde, esnasında ve sonrasında yapılanlar, söylenenler ve yazılanlar, ortada tam bir kafa karışıklığı olduğunu gösteriyor.

Bunun sebebi, Hocam Fuat Çobanoğlu’nun deyişiyle "budalalar, yalnız mantık kullanır" önermesinde gizlidir. Mantık, üç temel kanuna dayanan matematik bir düşünme tekniğidir. Mantığın birinci kanunu, aynılıktır. Yani bir şey ne ise, "o"dur. Eğer elimizde tuttuğumuz nesne elma ise, "o" bir elmadır. Mantığın ikinci kanunu, zıtlıktır. Elde tutulan nesne elma ise, "o" nesne portakal olamaz. Mantığın üçüncü kanunu, dışta kalan ortadır. Yani elde tutulan nesne ya elmadır, ya da elmadan başka bir şeydir. Bu iki şık dışında, "o"nun ne olduğu konusunda üçüncü bir ihtimal yoktur. Mantıksal düşünme, öncelikle bu kanunlara (daha doğrusu hipotezlere) inanmakla başlar. Ondan sonra kıyas yöntemiyle olanlardan sonuç çıkartılır. Nesneleri tanımlamadan mantık kullanılırsa, her şeyi açıkladığınızı sandığınız bir anda bir de bakarsınız, saçmalamışsınız.

* * *

Tandoğan meydanında toplanan Avrupalı gibi giyinmiş, hayatında hiçbir hayvanı kendi elleriyle kurban diye kesmemiş, Tanrı’nın erkeklere gerekirse karılarını "darp" etme hakkı verdiğine inanmayan, kadın haklarına saygılı, Batı’nın görgü kurallarına göre yemek yiyen, çocuklarını kişilikli ve iyi eğitimli olarak yetiştirmeye çalışan, klásik Batı müziğini zevk alarak dinleyebilen, daha da önemlisi, büyük bir kısmı "başı açık" kadınlardan oluşan Türkiye’nin her yerinden gelmiş yarım milyona yakın Türk insanı, "Batı" karşıtı mıdır? Aydınlarımıza göre öyle. Çünkü orada "Ne ABD; ne AB, bağımsız Türkiye!" sloganı atılmıştır. Bu sloganı kaç kişi atmıştır, kaç kişi benimsemiştir, kim bu slogandan ne anlam çıkarmıştır tartışmasına hiç girmiyorum. Aydınlarımıza göre, Tandoğan’da böyle bir slogan atılması, o mitinge katılanların "mantıken" Batı karşıtı olduğunu ispatlamaktadır. Bu tam anlamıyla zırvalamaktır. Zırvalamanın sebebi de çok basittir. Bu aydınların kafasında "Batıcı" olmakla "Batılı" olmak aynı şeydir. İki ayrı şey, tek bir şeymiş gibi düşünmeye başlayınca, mantık doğru değil, yanlış düşünme aracına dönüşmektedir.

* * *

Bakmayın "budalalar, yalnız mantık kullanır" diye yazıya girdiğime. İçimizde sadece mantık kullanacak kadar budala yok. Hele, hele aydınlar arasında hiç yok. Peki, niçin bu hataya düşülüyor? Yoksa ortada hata dahi yok mu? Açıklayım. Düşünme iki unsurdan oluşur. Buna eskiler "hadisat" ve "hüküm" demiş. İngilizcesi "facts and value". Düşünmek, hükmü hadisattan tecrittir.(soyutlamaktır) Bütün tartışmalar, yüzeyde hadisat tartışması gibi dursa da aslında hüküm/değer (value) tartışmasıdır. Türk aydınları "Türklerin, Türkiye’yi idare edebilecek akıl ve izandan mahrum olduğu" hükmüne varmıştır. AB ve ABD’nin (yani IMF) sopaları olmazsa, iktisat da siyaset de çuvallar diye düşünüyorlar. "Hazır, Türkiye’nin yönetimini AB’ye ve ABD’ye bıraktık ve rahat ettik, aman bu düzen bozulmasın" diyorlar. Aydınların, mitingden ürkmesinin sebebi bu. Onları da anlamak gerek. Belki de haklılar.

Son Söz: Kendine güvenmeyene, kimse güvenmez.
Yazarın Tüm Yazıları