Ocak ayı ihracatı, bir önceki yılın Ocak ayına kıyasla %50 arttı. 2007 yılının Ocak ayında da ihracat, 2006 yılının Ocak ayına göre % 34 artmıştı. İki artışı çarpınca görüyoruz ki, 2008 yılının Ocak ayı ihracatı, 2006 yılının Ocak ayı ihracatının iki katından fazla. 2007 yılının tamamında ihracat, 2006 yılına göre % 25, ithalat ise % 22 arttı.
Yani Türkiye tam bir ihracat patlaması yaşıyor. Üstelik bu patlama Türk Lirasının aşırı değerlendiği bir ortamda gerçekleşiyor. Öyleyse, ihracatı arttırmak için, Türk Lirasının daha da değerlenmesi gerek. Benim geçen yaz biraz da şaka olsun diye yazdığım gibi, "1 Dolar=1 YTL" olunca, ihracatta Türkiye’yi tutmak mümkün olmayacak. Bu rakamlardan böyle bir sonuç çıkartılabilir mi? Bal gibi çıkar. Bugüne kadar döviz fiyatları düştükçe, ihracat arttığına göre, bu doğru oranlı ilişki sürebilir. Bu gidiş, niye bugünden sonra değişsin? Bu arada milli gelir büyümesi de yavaşladı. 2004 yılında %10 varan büyüme hızı, 2007’de %4’e düştü herhalde. Hani ihracat büyümeyi sürüklerdi? İşte sana babalar gibi büyüyen bir ihracat. Neden bu ihracat patlaması, büyümeye yansımıyor? Şeytan bunun neresinde?
* * *
1. Milli gelir katma değerler toplamıdır. Büyüme hızı da, bu yılın katma değerler toplamındaki artışın, bir önceki yıl toplamına bölünmesiyle bulunur. (Hesap, sabit fiyatlarla yapılır.)
2. İhracat ise, faturalar toplamıdır. Satışın içindeki ulusal katma değeri göstermez. Kısaca ihracatın içinde, ithalat da vardır. Dolayısıyla, ihracat artış hızının, milli artışına aynen yansıması gerekmez.
3. Milli gelir büyümesi açısından önemli olan ihracat, "net katma değer" ihracatıdır. İhracata dayalı büyüme diye adlandırılan strateji, katma değer ihracatının artışını hedefler.
4. Ucuz döviz, brüt ihracatı değil; katma değer ihracatını köstekler. Bunun ölçüsü ve göstergesi de "cari açık" tır.
5. Küreselleşme, malların ülkeler arasında kısıtlamaya tabi olmaksızın alışverişi demektir. Küreselleşme, tüm ülkelerde, ihracat ve ithalatın milli gelir artışından çok daha hızlı artmasına sebep olmuştur.
6. Dünya’da en hızlı büyüyen ülke Çin’dir. İhracata dayalı bir büyüme stratejisi uygulamaktadır. Ama orada bile, katma değer ihracatı, dış satımdan (ihracattan) düşük artmaktadır.
7. Çin’in ihracatının milli gelire oranı 1980’de % 8 iken, 2007’de % 40 olmuştur. (Unutmayın, bu orantıda "pay" ihracat faturaları toplamı, "payda" katma değerler toplamıdır. Birimler aynı değildir.) Hesap, aynı birimle yani ihracattaki katma değerin, milli gelire oranı şeklinde yapılınca, bunun 1980’de % 3 iken, 2007’de % 8’i geçtiğini göstermektedir.
8. Çin’in efsaneleşen büyümesi, özellikle son yıllarda ihracat tarafından çekilmektedir. Ama milli gelir artışına katkı bakımından büyümenin çoğu iç talepten gelmektedir. Nitekim 2006 yılında Milli Gelirinin % 7’si kadar cari işlem fazlası veren Çin’in "gerçek" ihracatının "milli gelire" oranı da aşağı yukarı o kadardır.
Son Söz: İç piyasayı küçültmeyi bırak, dış ticarette fazla vermeye bak.