GEÇEN hafta gazetelerde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Hazine’ye olan 90 milyar YTL’lik borcunun silineceğine dair bir haber vardı. Netice itibariyle, Hazine de, TMSF de devletin birer uzvudur.
Bu borç, devletin kendi kendine borcudur. Silinse de olur, silinmese de denebilir. Ama kazın ayağı öyle değil. Borç silindikten sonra bazı gerçekler göz önünden kalkacak, unutulup gidecek. Bütçenin neden halen üçte birinin faize gittiği anlaşılmayacak. Henüz bu borç silme işi bitmeden tarihe kayıt düşmek için aklıma gelen bazı şeyleri alt alta yazdım.
1. 2000 yılında başlayan ve 2001 yılında patlayan kriz öncesi ve sonrasında, moda olan tabiriyle içi boşaltılan bankalara 25.8 milyar dolar karşılığı para şırınga edilmiş.
2. Her ne kadar, bu bankalar battığında belli bir meblağa kadar sadece tasarruf mevduatı sigortalı idiyse de, mali sistem çökmesin diye, hem mevduatın tamamı hem de bankaların her tür borcunu Hazine üstlendi. Yukarıdaki 25.8 milyar dolar, bankalara para şırınga edildiği günkü kur üzerinden yapılan bir dolara tercüme hesabıdır.
3. Pek tabii, el konulan bankaların borçları olduğu gibi, alacakları ve menkul-gayrimenkul varlıkları vardı. Hazine (devlet) bu parayı TMSF üzerinden verdiği için, TMSF de bu varlıkların da sahibi oldu.
4. TMSF bu durumda Hazine’ye borçlu, batık bankalardan alacaklı oldu. Doğal olarak o tarihte TMSF’nin Hazine’ye olan borcuyla, bankalardan alacağı birbirine eşitti. Kabaca 26 milyar dolardı.
5. TMSF, o gün bu gündür 15.6 milyar dolarlık alacak tahsil etmiş. Ancak, bankalarının sahibi olduktan sonra ortaya çıkan yeni borçlar ve masraflar yüzünden, bu paradan sadece 9.2 milyarını Hazine’ye ödemiş. Gerisini kendi kullanmış.
6. Kaba bir hesapla TMSF, Hazine’den 26 milyar dolar borç almış, 9 milyarını ödemiş; geriye faiz hariç 17 milyar dolar borç kalması lazım. Ama öyle değil. TMSF’nin, Hazine’ye borcu 90 milyar YTL, yani 75 milyar dolar. Aradaki fark ise faizdir. Borcun anaparası 17 milyar, faizi 58 milyar dolar. TMSF alacağına uyguladığı faizi, borcuna uygulatsa bu rakam 10 doları milyarı geçmeyecek.
7. Dolar, dolar diye konuşuyoruz, aslında ortada dolar filan yok. Hazine TMSF’ye Türk Lirası borç veriyor. Kendisi Türk Lirası ile yani yüksek hatta fahiş faizle borçlanıyor, dolayısıyla TMSF’nin borcu da fahiş faizle katlanarak artıyor.
8. TMSF ise alacaklarını dolarla takip ediyor. Borçlularına düşük dolar faizi uyguluyor, devraldığı menkul ve gayrimenkul varlıkları kimsenin hayal edemeyeceği fiyatlara da satıyor. Ama TMSF’nin borcu düşmek bir yana, misliyle artıyor. Üstelik pek çok borçlu bankacı, borcunun tamamını neredeyse ödemiş durumda.
9. TMSF alacaklarını şahin gibi tahsil ediyor; ama borcunu azaltamıyor. Şeytan bunun neresinde? İşte size öve, öve bitirilemeyen "yüksek faiz-düşük kur" nam-ı diğer "örtülü kur çapası" politikasının bir başka tecellisi.
Son Söz: Alternatifi yoktur diyen, alternatif tasarlayamaz.