Bodrum’un dövizlerini kim deve etti

ÖNCE geçen hafta gazetemizde çıkan haberi hatırlatacağım. Haberin başlığı şöyleydi: "Bodrum’un kazandırdığı dövizin 10’da 1’i altyapı için ayrılsaydı bu olmazdı."

Olan şuydu: Bodrum ilçesine bağlı Yalıkavak Beldesi’ndeki 1.Derece doğal ve sit alanında, Akdeniz foklarının da üreme ve yaşama sahası olan Paşa Koyuna vidanjörler lağım sularını boşaltıyormuş. Haberi hazırlayan gazeteci, tiksinti veren bu uygulamaya nasıl son verilebileceğini anlamak için sorumlu belediye başkanına gidiyor. Başkanın mealen şunları söylüyor. Yaz aylarında nüfusu bir milyonu aşan yarımadanın, özellikle sahil kesimlerindeki altyapı sorunlarını çözmeye belediyelerin parasal gücü yetmiyor. Bodrum’un kanalizasyon sorununu devlet çözmelidir. Bunu 30 yıldır ilgili bakanlara anlatıp duruyoruz. "Bodrum’un bu ülkeye kazandırdığı dövizin onda biri altyapıya ayrılsaydı, bugün bu sorun olmazdı."

* * *

Yukarıdaki açıklamada yer alan "Bodrum’un ülkeye kazandırdığı döviz" ifadesini irdelemek istiyorum. Çünkü bu ifade, çok tehlikeli bir yanlıştır.

1.Bodrum, "ülkeye" yani merkezi hükümete döviz kazandırmamıştır. Turistlere hizmet ederek veya mal satarak kazanılan para (döviz veya Türk Lirası) Maliye Bakanlığı’nın kasasına değil, Bodrum’da iş yapanların kasasına yani cebine girmiştir.

2.Dövizi (döviz bozdurulmuşsa TL’yi) devlet değil, Bodrumlular kazanmıştır. Devlet, Bodrum belediyesine yardım edebilir. Ancak, kanalizasyon altyapısını inşa etme mecburiyeti, Bodrum’un yabancı turiste de hizmet ettiği gerekçesiyle merkezi hükümete yüklenemez.

3.Kaldı ki, Bodrum’un altyapı yatırımları için gerekli paranın kaynağı sadece yabancı turistlerin harcadıkları paralar da olamaz. Belediye başkanının mantığını kullanırsak, yerli turistlerin veya Bodrum’u mesken tutmuş çoğu İstanbullu Türklerin Bodrum’da harcadıkları paraların da onda biri, kanalizasyon yatırımlarına tahsis edilmelidir.

4."Ülkeye döviz kazandırma" yıllardır dillerden düşmeyen bir iktisadi efsanedir. Bu, imtiyaz talep etme anlamı içeren bir tuhaf övünme ifadesidir. Belki de ülkemizde inatla uygulanan "düşük kur" politikası yüzünden, döviz kazandıran faaliyetler genellikle zarar yarattığı için bu söz haklılık kazanmaktadır. Bu olumsuz şartlar altında gerçekten katma değer ihraç edenler takdir edilmelidir.

5.Kayıtlara bakılırsa, ülkeye en çok dövizi mal ihracatçıları kazandırmaktadır. Acaba ihracatçıların ülkeye kazandırdığı (?) dövizin onda biri hangi altyapı yatırımına tahsis edilmelidir?

6.Ülkeye döviz kazandırıyoruz söylemi, Almanya’da çalışan Türklerin, Türkiye’deki ailelerine para yollamaya başladığı yıllarda doğmuştur. O zaman da "işçilerin yolladıkları dövizlerin çarçur edilmeyip, ülkede fabrikalar kurulması önerilmişti". Sanki yollanan dövizlerin Türk Lirası karşılığını işçilerin aileleri yememiş veya işçiler bu paraları gayrimenkule yatırmamış gibi "nerede ülkeye yolladığımız dövizler" diye devletten hesap sorulurdu.

Son Söz: Kişinin ülkeye kazandırdığı, ödediği vergidir.
Yazarın Tüm Yazıları