ANKARA Belediyesi, borçlarını kapamak ve yatırım yapmak için 30 yıl boyunca doğal gaz dağıtımından elde edeceği gelirleri kırdırdı. Müflis Osmanlı maliyesi de borçlarını ödemek için müstakbel vergi gelirlerini yabancılara devretmişti.
Osmanlı, toplama külfetinden kurtulmak için bazı yerel vergi tahsili işlerini de ihale yoluyla "mültezim"lere (vergi toplayıcılara) bırakılırdı. Bu düzenlemeye "iltizam" denirdi.
1. Özelleştirme, ekonomik hayatta "serbest ve adil rekabet" şartlarının tesis ve idame edilmesini hedefler. Bu suretle ulusal kaynakların daha verimli kullanılması ve milli gelirin daha hızlı artması için uygun ortam hazırlanmış olur. Bu bir mekanizma tasarımıdır.
2. Kamu iktisadi işletmeleri ister KİT ister BİT olsun, tanım icabı iflás etmez. Yani bu işletmeler ne kadar kötü yönetilirse yönetilsin, ne kadar zarar ederse etsin batmaz. Tasfiye edilmedikleri için de bu işletmeler ulusal kaynakları çarçur etmeyi sürdürebilir. Kötü işletmelerin yaşaması, iyi işletmelerin gelişmesini engeller. Bu süreç fakirleşme getirir. Sosyalist ekonomiler bu sebepten çökmüştür.
3. Özelleştirmenin iki boyutu vardır. Birincisi, kamunun sahip olduğu işletmelerin özel sektöre devridir. Buna İngilizcede "privatization" denir. İkinci boyutu ise, sözde halkı korumak için yürürlüğe konmuş "arzı kısıtlayan" düzenlemelerin yürürlükten kaldırılmasıdır. Buna "deregulation" denir. Örnek olarak telefon ve havacılık sektörlerine yeni girişleri kısıtlayan kuralların iptali gösterilebilir. Günümüzde bazen tam tersi de olmaktadır. Mesela, özelleştirmeci bilinen AKP, son zamanda sağlık sektöründe arzı kısıtlayan düzenlemeler yaparak, bir tür "devletleştirme"ye gitmektedir.
4. Özelleştirme, ekonomide her zaman beklenen verim artışını sağlayamayabilir. Böylesi istenmeyen sonuç, daha çok özelleştirilen kamu kuruluşlarının doğal, yasal veya teknolojik "tekel" olması halinde ortaya çıkar.
5. Ankara’da yeraltına döşenen borularla doğal gaz dağıtan bir kuruluş, hem doğal, hem yasal, hem de teknolojik olarak tekeldir.
6. Tekel olan yerde fiyatı tekelci şirket veya kamu otoritesi belirler. Doğal gazın perakende fiyatıyla, toptan alış fiyatı arasındaki "kár payı" yüksek tutulursa, özelleştirilen gaz dağıtım şirketinin değeri yüksek, düşük tutulursa düşük olur. Bu değer farkı, gerçekte halktan toplanacak vergilerin iskonto edilmiş şimdiki değeridir.
7. Ankara’da gaz dağıtımı gerçekten özelleştirilmek istenseydi, hizmet sunacak firmalar arasında "açık arttırma" değil "açık eksiltme" ihalesi yapılırdı. Belediye, gaz satışından elde edeceği kárı kendi belirler, sadece halka sunulması gereken hizmetler için, "bu işleri en ucuz kaça yaparsınız" ihalesi açardı.
8. Sonuna doğru yalvarma sahnelerinin de yer aldığı gözlemlenen özelleştirme ihalelerinin, saydamlık gerekçesiyle TV’den naklen yayınlanması hem gereksiz hem de yakışıksızdır. Unutulmasın çok kirli Türk Ticaret Bankası ihalesi de TV’de yayınlanmıştı.
Son Söz: Faizin yüksek olduğu yerde, peşin fiyat düşük olur.