REFERANDUM öncesinde bardaktan boşanırcasına yağan hükümet yanlısı propagandadan gözümü açamaz hale gelmiş ve çok bunalmıştım.
Şu referandumdan hayırlısıyla bir “evet” çıksa, sonuç benim tercihimi yansıtmasa bile, hiç olmazsa Başbakan biraz sakinleşir, biz de az da olsa başımızı dinleriz diye kendi kendimi teselli ediyordum. Meğer sağanağın arkası tayfunmuş. Referandum bitti, beyin yıkama misliyle şiddetlendi. Amerika’da yapılan, ama Amerikan medyasında fasulye kadar yer alamayan propaganda konuşmaları, Türkiye medyasında birinci sayfadan çarşaf, çarşaf toplumun gözüne ve kulağına kurşun gibi akıtılmaya başlandı. İnsanın aklına “Acaba topluma, ciddi bir ameliyat öncesi narkoz mu veriliyor?” sorusu geliyor. Hayırlısı bunu da göreceğiz. * * * Referandum öncesinde “Evet oyları yüzde 70’den düşük çıkarsa, bunu ‘hayır’a yormak lazım” demiştim. Esasen milletin vekillerinin toplandığı meclislerde anayasa değişiklikleri salt çoğunlumla değil, nitelikli çoğunlukla kabul edilir. Referandum genişletilmiş “mecliste” milletin kendisinin oy kullanmasıdır; öyleyse iki bölü üç çoğunluk gereklidir diye düşünmüştüm. Ayrıca evet oylarının her halükârda hayırlardan fazla çıkacağını tahmin ediyordum. Bunu hem bir iktisadi durum değerlemesi yaparak hem de referandum denilen demokratik süreçlerde genellikle “evet” çıktığını bilerek söylemiştim. İnsanlar son tahlilde, hallerinden pek memnun olmasalar bile, daha kötü bir duruma düşmekten korktukları için, kalben desteklemedikleri birçok şeye evet der. Referandumdan hayır çıksa ne olacaktı? Şüphe yok ki, “AKP hükümeti halkın güvenini kaybetmiş” görüntüsü ortaya çıkacağı için, sıcak paracı ecnebi bankerler, tedirgin olacaktı. Kuvvetle muhtemel, borsa endeksi düşecek, döviz ve faiz bir miktar yukarı çıkacaktı. Özellikle emlak piyasası bundan kötü etkilenecekti. “İç tüketimle büyüyen ve arsa rantlarıyla sermaye birikimi (emek sömürüsü) yaratan Türk ekonomisinin lokomotifi inşaat sektörüdür.” Böyle bir trenin yolcuları elbette “evet’e” yatkın olur. * * * Referandum sonrasında, sanki sandıktan yüzde 92 evet çıkmış gibi galibiyet naraları atanlar (ve onların zübükleri) yüzde 42 “hayır” oyunun aslında böylesi bir anayasa referandumunda çok fazla olduğunu kısa zamanda idrak ettiler. Üstelik bu yüzde 42 “hayır”ın veya sadece bölgesel olarak değil, değerler sisteminde de “Batı’ya en yakın” kesimlerden geldiğini gördüler. Başbakan basın mensuplarına “Batılılara (Türkiye’yi sevdirmek, biz de Avrupalıyız, sizin gibiyiz, bizi dışlamayın tezini anlatmak için E.C.) yanında albüm götürdüğünü söylemiş”. Ama bu albümdeki resimlerin neler olduğunu söylememiş veya söylemiş ama gazeteciler, nasıl olsa anlamışlardır diye okura bunu nakletmeye gerek görmemişler. Ben eminim, başbakanın albümünde yer alan resimlerin önemli bir kısmında “hayır” diyenlerin çoğunlukta olduğu yerlerin ve insanların resimleri vardı. Son Söz: Manzara ortadayken, fotoğrafa itibar edilmez.