Aynalar da yalan söyler

DEĞİL ben, benim feriştahım gelse ve benim gibi haftada iki değil, on iki iktisat yazısı yazsa ve, "ey ümmeti iktisadi! Borsa düştü diye, milli servet yok azalmaz; borsa çıktı diye milli servet artmaz; bu ölçümler işlem yapılmışsa ilgili bireyler için doğrudur, ama ülkenin tümü için doğru değildir" dese kimseyi inandıramaz.

Toplum, bireylerden teşekkül ettiğine göre, birey için doğru olan, toplum için niye doğru olmasın denir. Bakanlar, başbakanlar buna inandığına göre, halk niye inanmasın? Normal yurdum medyası, hisse senedi borsasında fiyatlar düşünce "dün ülkemiz şu kadar milyar dolar fakirleşti" diye manşet atmıyor mu? Geçiniz...

* * *

Konumuz, Amerika’da başlayan ve yavaş, yavaş dünyaya yayılan/bulaşan iktisadi kriz. İktisat kıstaslarına göre, ortada henüz bir kriz yok; sadece duraklama var. Biz yine de kriz diyelim. Bu niçin çıktı, nasıl bitecek?

1. Krizin çıkması için, bozuk giden veya iyi bile gitse, sürdürülemez bir halin süre gelmiş olması gerekir. Her kriz, bir düzeltmedir. Ne yazık ki, her düzeltme de hasar yaratır.

2. Doların değer kaybına sebep olan bu kriz, bir bakıma Amerika’nın kısmi borç sildirmesidir. Şimdiden dış borcun yüzde 30’u buharlaştı.

3. Bugünün krizinin sebebi, dünün oluşumları içinde saklıdır. Bu sebeple, dünkü olayları doğru analiz etmeden, bugünkü krizin sebebi anlaşılmaz. Sebebi bilinmeyen sorunun da çözümü olmaz.

4. Ekonomi, belli denklikler veya dengeler üzerine kuruludur. Bunların en çok bilenini, üretim-tüketim denkliğidir. İkinci olarak tasarruf-yatırım denkliği gelir. Bir başka denklik, kamunun gelir-gider dengesidir. Küreselleşme ile önemi daha da artan denklik ise ülkenin döviz gelir-gider; yani "cari işlem" dengesidir.

5. Doğru diye genel kabul görmüş yanlışa göre, bir ülkenin cari işlem açığı, tasarruf açığıdır. Bu da "bütçe açığı ile özel sektör tasarruf açığının toplamına" eşittir. Bunlara "ikiz açık" denir. Aslında açık, tasarruf noksanından değil, tüketim fazlasından doğar.

6. Dünya milli gelirinin dörtte birinden fazlasını üreten Amerika’nın harcamaları, yarattığı katma değerden fazlaydı. ABD’de kamunun, şirketlerin ve halkın, tüketim ve yatırım için yaptığı toplam harcama, milli gelirlerinden fazladır. Bu açığı yurt dışından gelen parayla kapatıp, "el atıyla rahvan gidiyorlardı". Burada bize benziyorlar.

7. İşte krizin kök sebebi budur. Mortgage işi yüzeysel bir nedendir. Hiçbir ülke, "sürekli dışarıdan para girişine bağlı" halde yaşayamaz.

8. Ekonomileri "reel" ve "reel olmayan" diye iki kesim halinde inceleme yöntemi vardır. Aslında ekonominin tamamı reeldir. Galat olarak reel denen kesim "nesne", reel olmayan da aynadaki "görüntü"dür.

9. Eğer bir ülkede "varlık fiyatları" nominal milli gelir artışından çok hızlı artmışsa, finansal sayılar (aynalar) yalan söylüyordur. Fizik yatırım artışından kopuk bir zenginleşme olamaz. Bu bir balondur. Sonunda görüntünün büyüklüğü, nesneye yaklaşır. Bu da menkul ve gayrimenkul fiyatlarındaki balon patlamasıyla olur.

Son Söz: Reel kesime yansımayan kriz, reel değildir.
Yazarın Tüm Yazıları