BU kez son sözü ön söz olarak yazıyorum. "Fizikte izdüşümü olmayan hiçbir iktisadi hesap, bilimsel değildir". İktisadi kriz çıktığından beri, kaybolan servetlerle ilgili çok yazı yazıldı, çok söz söylendi.
On beş gün önce İstanbul’da toplanan yabancı ülkelerde faaliyet gösteren iş adamlarına hitap eden bir arkadaşımız "son krizle birlikte dünyada 52 trilyon dolarlık servet uçtu gitti" demiş. Bu kabil yanlış ifadelere yabancı basında da sıkça rastlıyoruz. Herkesin doğru bellediği bir şeye neden yanlış dediğimi aşağıda anlatacağım.
* * *
Son küresel krizden önce de Türkiye’de kriz yaşandı. Bizim yerli krizlerin hemen hepsi, devalüasyonla ete kemiğe bürünüp görünür hale gelmiştir. Döviz fiyatları artınca, gazetelerimizin başköşelerinde fakirleşme hesapları yer alırdı. Mesela dolar fiyatı, 10 liradan 15 liraya çıkınca, bu haber okura yüzde 50 fakirleştik şeklinde verilirdi. Ortada böyle bir fakirleşme olmadığı gibi, doların 10 liradan 15 liraya çıkması aslında TL’nin yüzde 50 değil, yüzde 33 değer kaybetmesi demektir. Hesap fizik birimle yapılırsa çok kolay anlaşılır. Devalüasyondan önce fiyatı 1 dolar olan pirinçten 10 liraya bir kilo alınıyorsa, dolar 15 lira olunca, kilosu halen 1 dolar olan pirinçten 10 lirayla 666 gr. alınabilir. Yani 333 gram eksik. Bu da TL’nin satın alma gücü yüzde 33 azaldı demektir.
* * *
Gelelim dünya milli servetinin 52 trilyon dolarlık kısmının küresel kriz sonucunda uçup gitmesine. Servet, üçü gerçek, biri de finansal/ görüntüsel dört birleşenden oluşur.
1. Yeraltı ve yer üstü doğal kaynaklar. Verimli topraklar, ormanlar, akarsular, göller, denizlerle, petrol ve diğer madenlerden oluşan yeraltı zenginlikleri.
2. İnsan yapması üretim araçları ve sanat eserleri. Evler, apartmanlar, fabrikalar, barajlar, yollar, limanlar, gemiler, uçaklar, makineler, maden olarak altın v.s.
3. Yetişmiş insan gücü. Yani beşeri sermaye. Doktorlar, mühendisler, ustalar, meslek sahipleri, bilim adamları sanatkárlar, işçiler, çiftçiler v.s.
4. Yukarıdaki fizik servetlerin ayna simetriği olan parasal tasarruflar, tasarruf aracı olarak altın ve menkul değerler. Yani reel servetin görüntüsü.
Şimdi soruyorum: Yukarıda ilk üç maddede anlatılan fiziki servet türlerinden hangisi krizde kısmen "yok" olmuştur? Denizler mi kurudu, petrol mü bitti, ormanlar mı yandı, barajlar mı patladı, elektrik santralleri mi havaya uçtu, fabrikalar mı bombalandı, oteller mi çöktü, yoksa yetişmiş insan gücü bilgi ve becerini kaybedip aptallaştı mı? Eğer cevabınız hayırsa, 4. maddede görünen kayıplar da gerçek değildir. Servet kayıpları mikro düzeyde reel, makro düzeyde görüntüdür. Bakınız: Varlık fiyatları nasıl balon yaptı.
Son Söz: Şişen balona, büyüdü diyen, inen balona küçüldü der.