Paylaş
Daha önce birçok yazımda da yazdığım gibi teknoloji uzun zamandır modanın önemli bir yol arkadaşı. Bu sinerjiye işin tasarım kısmında mutfağında olduğu kadar artık sahnelenme yani defile ve podyum kısmında da şahit oluyoruz. Tabi sadece teknoloji değil. Teknolojinin yanında bilimkurgu ve doğadan alınan ilhamda yine gözler önündeydi.
Robot Köpeklerden Podyum Şov
Fransız moda markası Coperni kurucuları Sébastien Meyer ve Arnaud Vaillant, yeni koleksiyonlarını "insanlar ve teknoloji arasındaki ilişkiyi yansıtan modern bir masal" olarak kurgulamışlar. Coperni, Paris Fashion Week’de gerçekleştirdiği defiledeki gösterisiyle yine öne çıktı. Hatırlayacak olursak geçtiğimiz Ekim ayında da “Anında elbise” şovu çok konuşulmuştu. İnsan tenine temas ettiğinde kumaşa dönüşen bir malzeme kullanılarak Bella Hadid'in üzerinde bir elbise tasarlanmıştı. Moda dünyasına yeni bir vizyon kazandıran marka, bu seferde modellere eşlik eden robotlarla fark yarattı. Amerikalı robot şirketi Boston Dynamics’in Spot isimli sarı robot köpekleri defilede ilgiyle izlendi.
Dijital Dünyaya Felsefi Bakış
Tasarımcılar koleksiyon ve şovları tasarlarken bunu genellikle bir konsept veya tema üzerinden hikayeleştirmeye çalışırlar. Bunun içinde güncel hayatın dinamiklerinden ilham alırlar. Teknolojik gelişmeler de bu noktada önemli bir rol oynuyor. Teknoloji ki hem hayatımızı kolaylaştıran, hızlandıran, zaman kazandıran bir kavramken bazen de bize geleceğin neye benzeyeceğini sorgulatabiliyor. Tıpkı son zamanlarda şahit olduğumuz ChatGPT konusunda yaşananlar gibi. Bu yüzden tasarımcılarında bakış açıları bazen ütopik bazen de distopik olabiliyor.
Dolayısıyla Apocalyptic Technology yani “Kıyamet teknolojisi” bu sene birçok markanın temasında yer aldı. Bu sebeple robotların yanında bahçe cini veya uzaylılar da Paris Moda Haftası’na bilimkurgu atmosferi yaşattılar.
Rick Owens, ürkütücü siyah uzaylı gözlere sahip modellerle sahnedeydi.
Off-White markasının tasarımcısı Ib Kamara, Tennis Club’da Lunar Delivery- "Ay Teslimatı" adını verdiği koleksiyonda ileri teknoloji ve afrofüturistik bir konsepte yer verdi. Devasa bir metalik küre, aynalarla kaplı uzayın ortasına yerleştirilmişti. Naomi Campbell’in de aralarında bulunduğu modeller için podyum, kil ve çakıl taşlarıyla kaplı bir zemindi. Teknolojiyle İnovasyon
Teknolojinin gelişimini öne çıkaran şovlar da vardı. Anrealage, UV ışıklarında renk değiştiren ısıya duyarlı giysiler sundu. Bu teknolojinin kullanımı marka için yeni olmasa da kadife, dantel, örme ve jakar gibi kumaşlarda ilk kez kullanılmış oldu.
Dundas; Polkadot, Unique Network ve UME ile iş ortaklığı yapan bir moda markası. Dundas, Paris Moda Haftası’nda modanın yanında önemli bir amacı daha vardı: Web3’ü Paris Moda Haftası’na taşımak ve kullanıcıların veriler üzerinde daha fazla kontrole sahip olabilmesi için semantik web dünyasına yönelik farkındalık sağlamak. Web3 yeni nesil internet olarak tanımlanıyor. Dundas da, Web3 teknolojileri ve modanın kesişim alanına büyük yatırım yapıyor. Geçtiğimiz sene de Metaverse Moda Haftası’nda yer almıştı. Dundas koleksiyonu için denizden ve ailesinin deniz hayranlığından ilham almış. İlaveten Peter Dundas, dijital metacloset DRESSX ile ortaklık kurdu. DressX kurucuları Daria Shapovalova ve Natalia Modenova da denizden ilham alan ceket ve şapkanın olan giyilebilir AR dijitalini yaratmışlar.
Stella McCartney’den Sürdürülebilirlik Vurgusu
"Horse Power" koleksiyonunu Fransa'nın en eski binicilik okulu olan Manège de l'École Militaire'de sergileyen McCartney, "zulüm içermeyen yenilikler" ile markasını sürdürülebilirliğe odaklamış. McCartney, koleksiyonun "%92 sorumlu malzemelerden yapıldığına dair bilgi paylaşıyor. "Deri" ürünler, Natural Fiber Welding'in bitki bazlı deri alternatifi olan "MIRUM" kullanılarak üretilirken, çantalar üzüm, elma ve mantardan üretilmiş.
Moda, defile temalarında, üretimde ve dijital süreçlerde teknolojinin desteğinden önemli oranda güç alıyor. Bu karşılıklı sinerji uzun vadede, olumlu ve etik amaçlarla daha da artarak ve güçlenerek devam edecek.
Paylaş