Paylaş
Zira giden ve gidecek yabancı oyuncular sebebiyle Fenerbahçe yönünü kaybetti.
Kabul edelim. Yönetim de taraftarın ruh halini hesaba katmakta zaman zaman sıkıntılar yaşıyor. Dupont önderliğinde CAS’a gidilecek haberlerinin motivasyonu, arka arkaya gelen Andre Dos Santos ve muhtemel Stoch, belki Niang ayrılık haberleri ile sıfırlandı.
1.5 aydır gecesi gündüzüne karışan, yalan haberlerle sinirleri ve mantığı zorlanan, içindeki acıyı yaşamasına bile izin verilmeyen Fenerbahçelilerin büyük kısmı patladı.
Tam da 1 milyon Fenerbahçe kart kampanyası için hava yakalanmışken...
Sanırım eksik olan yönetimin (Ali Koç dışında da birilerinin!!!) ara ara Fenerbahçe Tv’ye çıkıp bu sıkıntıların sebeplerini, soruşturmanın yarattığı doğal sonuçlar olduğunu anlatması, mücadelenin başka noktalara kaydığını, tekrar ayağa kalkılacağını ama sancılı olup uzun süreceğini anlatması, hatırlatması gerek.
Dönelim futbolcu kayıplarına...
Aslında bu tam anlamıyla meydan okumadır.
Fenerbahçe boynuna ne zaman ineceğini bilmediği bir giyotinle gezmeye mahkum edildi.
Hala düşürülme ihtimali var. Lig başlamadan, belki 2 hafta sonra... Belki baskılar yüzünden iddianame çıktıktan sonra. 1 ay sonra, 2 ay sonra. Verdiği kararla UEFA müstemlekesi gibi davranan TFF , hukuk yerine kamuya göre hareket ediyor ya.
Farz edelim Fenerbahçe göze aldı, yeni transferler de yaptı. Ciddi masrafa girdi. Peki hesabını nasıl yapacak? Tak, 1 ay sonra düşürüldü. Ne olacak?
Veya tak, 2 ay sonra “Sizin bilmem kaç puanınızı sildik” deniverecek.
Malum play-off icat edildi. Fenerbahçe fal bakacak: 5 puan silerlerse bir transfer kurtarır, yok 10 puan silerlerse ne yapsak play-off’a kalamayız. Acaba hiç mi transfer yapmasak, yok yok belki direk düşürürler. Ya da mahkemeyi beklerler. Keyifleri nasıl isterse!
Bu Fenerbahçe ile oyun oynamaktır. Aykut Kocaman’ın dediği gibi süründürmektir. Zihnini süründürmektir, uykusunu kaçırmaktır. Kapıyı ne zaman çalacağı belli olmayan celladı beklemek zorunda bırakılmaktır.
Ama şimdi Fenerbahçe yabancılarını, her ne kadar onlar istediği için olsa da göndererek ne diyor? Umrumda bile değil liginiz, play-off’unuz. Beni ister 1 hafta kala, ister ligler başladıktan 2 hafta sonra, ister 1, ister 4 ay sonra düşürün. Zaten play-off icadıyla kendinizi rahata almışsınız. Bu ligi, güvenilmez kararlarınız ve yarattığınız kamuoyu manipülasyonu ile benim adıma çekilmez hale dönüştürmüşsünüz. Yabancılarımın çoğunu yollarım, çekirdek Türk kadromla gazozuna sezona devam ederim. Bana verebileceğiniz en büyük zarar, 2 yılımı yemektir. Bunun altından kalkacak kadrom da mevcuttur. Hadi buyrun istediğiniz gibi oynayın.
Tabi tek sebep bu değil. Söz konusu yabancı futbolcular. Hem de tanınan, piyasası yüksek isimler. Öncelikle kendileri gitmek istiyor. Şike suçlamasıyla boğuşan, ertesi gün hangi ligde uyanacağı belli olmayan takımda kimse kalmayı arzulamaz. Üstüne bir de Türkiye’de maruz kaldıkları muameleyi, medyayı, saha içinde yaşayacakları tacizleri düşünün. Saygı duyulmadıkları ligde işkence çekmektense giderler. Fenerbahçe’nin itibarı zedelendi. Transfer pazarlığında eli sıfırlandı. Bonservis bedelini karşı taraf kırıyor. Bu koşulda yabancıları nasıl tutabilir ya da gerçek değerlerinin karşılığını alabilir?
Diyebilirsiniz ki “Eee o zaman ligden çek, şubeyi kapat”. Ben de sürecin başında aynı fikri savundum. Şampiyonlar Ligi hakkı gasp edildiğinde de. Ama her gün ortaya gizlenen başka şeyler çıkıyor. Örülen çoraplardan uzanan ipler sökülüyor. Düşürme dürüstlüğünü göstermedikleri için yapılacak şey kalıp, oyunu bozup, ligi – sonucu önemsemeyip hukuk ve onur mücadelesi ile karşılarına dikilmek. Aksi, ekmeklerine bir kat daha yağ sürmek olur.
Mali yönüne girmiyorum bile. Nakit akışı sıkıntısı var. Geçen sezondan alacaklar durdurulmuş. Uluslararası platformda itibar ve güvenilirlik zedelenmiş.
Türkiye’nin spora en çok yatırım yapan kulübünden bahsediyoruz. Bu operasyon Fenerbahçe’nin 2-3 değil 6-7 yılına veya belki de daha fazlasına maloldu. Herşey bir sonraki sezonu vuruyor. Amaç manevi yıpratma kadar maddi olarak işleyişi bozmak. Zaafiyete düşürüp içerden dağılmasını sağlamak. Ucu, kulübe hükmetmeye kadar gider. Bu büyük maddi gücün üstüne oturmak için yanan tutuşanlara kapı açılması demektir.
Kötü havadislerde kanallar arasında sıçrayan, Fenerbahçeliyiz iddiasındakilerin sayısının artması da delildir. 1.5 aylık süreçte ağızlarından gram iyilik çıkmamış, soruşturmanın tohumlarının atılmasında üst makamlara yaptıkları şikayet ve dedikodularla büyük katkıda bulunan fırsatçılar hergün konuşuyor.
Neden Fenerbahçe? Tek bağımsız güç, maddi olarak kimseye bağlı olmayan tek güç. Bu demek değil ki parasal sıkıntı yaşanmayacak. Amaç bunu kronikleştirmek. Taraftarının fedakarlığı ile amatöre yayılan branşları yıllarca götürmek imkansız. Fenerbahçe bunlardan fedakarlık yapmaya kalksa yine tepki alacak. Peki maddi problemler varken hepsi aynı düzende nasıl yürümeye devam edebilir? Para akışının devamlılığı baltalandığında zayıflarsınız. Sizi birilerinin kucağına oturmaya, teslim olmaya zorlarlar. Fenerbahçe buna direniyor. Bazı takımların keyfi yerinde. Nedeni örtülü örtüsüz ödeneklerde, bürokraside, teslimiyetçilikte yatıyor. Fenerbahçe ise sadece ve hala hukuk için yardım istiyor. Sırtını borçlu kalıp boyunduruğa gireceği güçlere değil, taraftarına vermek istiyor.
Ama taraftarı Santos diyor. Top diyor, lig diyor, Şampiyonlar Ligi diyor. Bir gecede 1.5 aydır niye ve neye direndiğini unutuyor.
Paylaş