Paylaş
Tıpkı o kulübü ligin ortasında sistem dışına atmak gibi.
Acaba ne konuşuldu? “Büyüklük bizde kalsın. Ankaraspor geri dönsün ama siz de artık futbola zarar vermeyecek şekilde kendinizi iyileştirin. Kurallara uyun, manipüle etmeyin” diye söz mü alındı? Kutsal kitap üzerine yemin mi edildi? Gördüğü bu iyi niyetin yüzü suyu hürmetine, huylu huyundan vaz mı geçti? Yönetmelik, spor hukuku, veya her ne ise, altından üstünden kenarından dolaşanlara karşı açıkları kapatacak düzeltmeler mi yapılacak?
Dünkü TFF toplantısında yer almak isterdim. Başarısız diye alaşağı edilen Mahmut Özgener ekibinden 6 kişinin, yine o ekibin parçası olan Mehmet Ali Aydınlar kadrosuna dahil edilmesi mantıklı mı diye sormak için. Ankaraspor küme düşürüldüğünde ortada kalan futbolcuların yaşadığı maddi ve manevi kayıplar ne olacak demek için… Ya da futbolcularına karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği için onların her hafta farklı ruh haliyle sahaya çıkmasına ve ligdeki rekabet eşitliğine darbe vuran Ankaragücü tablosu sizi rahatsız etmedi mi demek için… Rahatsız etmemiştir, zira çoğu yöneticiler de zaman zaman benzer durumlara imza atıyor. Susmak lazım…
Ya da toplantıda Telegol ve diğer spor programlarındaki Gökçekgillerin demeçlerini izletmek isterdim. Sansürsüz…
Bir kişinin ligde 2 takımda birden elinin ve damarlarının olması, hele Türkiye gibi kuralsızlıklar cennetinde, büyük tehlikedir.
Ankaraspor-Ankaragücü denilerek koskoca sezon oyuncak edilmiş, her hafta bir takım boş geçmek zorunda kalmış, 4 hafta skorları tescil edilirken orada puan kaybedenler kaybettiği ile kalmış, diğer takımlar ise oynamadan 3 puanları cebe atmış ve böylece rekabetin tüm doğallığına ve eşitliğine biber gazı sıkılmıştı. Mesela o 4 haftadaki kayıp puan yüzünden bir takım küme düşse ne olacaktı?
Kararın alınış şekli belki hukuki olarak yanlıştı. Zaten mantığa göre de “iki kulüp arasında sportif rekabeti engelleyici şahıs bağlantıları “ derseniz ya ikisini de ligden düşürürdünüz ya da susardınız. Hele benzer örneklere daha önce ses çıkarmamış iseniz…
Ama anladık ki bunlar gelip geçermiş. Kararı alanlar yerinde (TFF başkanı hariç), TFF’yi bilerek köşeye sıkıştıranlar yerinde, sürekli sistemi çomaklayanlar yerinde… Zamanında boşuna dememiş Melih Gökçek “"Başkan Mahmut Özgener, nereden kaynaklandığını çözemediğim ama geçen seçimlerde Haluk Ulusoy'u desteklediğim için onun intikamını almaya çalışan bir yapı içinde. Her konuda Ankaraspor'a karşı inanılmaz bir düşmanlığı var." diye.
Aflar memleketiyiz de nedense affedilenler bir daha yapanlar oluyor. Tekrarının engellemek için ise kıllar kıpırdamıyor.
UEFA kriterlerinin Türkiye uygulamasının ne büyük yalan olduğu da resmiyet kazandı. Teşekkürler!
Paylaş