Ebru Güzel

Kekler ve Erkekler…

21 Şubat 2014
Her kadın kek yapmayı annesinden öğrenir, ama sonunda fırından bir erkek çıktığını ona hayat öğretir. İyi birer fırıncıdır kadınlar, türlü türlü yemekler pişiren. Pilav pişiren evde kalmaz, kalem gibi dolma saran kolay kolay terk edilmez mesela. Hele ki beni varsa o kadar lezzetlidir ki eli!

Her kadın kek yapmayı annesinden öğrenir, ama sonunda fırından bir erkek çıktığını ona hayat öğretir. İyi birer fırıncıdır kadınlar, türlü türlü yemekler pişiren. Pilav pişiren evde kalmaz, kalem gibi dolma saran kolay kolay terk edilmez mesela. Hele ki beni varsa o kadar lezzetlidir ki eli! Çocukluktan genç kızlığa geçiş döneminde ilk mutfak denemeleri “kek”le başlar. Ara öğünden bile sayılmadığı için olası bir başarısızlıkta gözden kaçar çünkü. Bana göre genç kızlığın diplomasıdır kek! Resim, heykel, piyano ya da yazı yeteneği var mı bakılmaz, ebruli, ağlayan, tuzlu ya da çaylı kekler sanat eserleri gibi dizilir sehpalara. İyi kabarmış, sürreal bir kakao çalışmasında genç kız sınavı geçmiştir. Sonrasında tarifler alınır verilir, depresyon, regl ya da çay günlerinde farklılıklar yaratılır. El alışkanlığı içindir hepsi, asıl hazırlık iyi bir erkek pişirmeye yöneliktir.

Ekonomik gücü varken düğün hayaliyle yaşayan çok arkadaşım oldu. İşte bu geleneği kimse öğretmez kadına, yani babasını, eşini, oğlunu, yaşamına girdiği her erkeği pişirerek eğittiğini, geliştirdiğini. Bunun okumuşlukla, çok yer gezmişlikle, laik ya da muhafazakâr olmuşlukla da hiç ilgisi yok üstelik. Ne kadar çalışkan olursa olsun üniversiteden mezun olur olmaz tek hayali gelinlik giymek olan, ekonomik gücü varken düğün hayaliyle yaşayan o kadar çok arkadaşım oldu ki! Bir erkek pişirmenin neye mal olacağını bilmeden gönüllü göreve atanan!

Ben de zamanla aydım bu gerçeğe. Hayat boyu bir erkek çocuğuyla yaşamak istemediğim için pek asi davrandım ve reddettim toplumsal dayatmaları. Bu reddediş, yönümü bulmamı sağladı ama hiç kolay olmadı yaşamımdaki erkeklerle ilişkilerim. İşler sandığım gibi değildi, aile büyüğü bile olsa karşılıklı birbirini eğitiyor, kadının erkeğe katkısı daha hızlı ve fazla oluyordu. Çünkü bu topraklarda ana soylu yapı hâkimdi, Kibele, Belkıs, Demet (demeter) ya da Sibel’ler! Kimse kusura bakmasın şimdilerde evli olan okul, mahalle ya da gönül arkadaşlıklarımda, ne ki ağabeyim, kuzenim ve dayımda dahi irili ufaklı çok emeğim var. İyi kek pişiricisi her kadın kadar iddialıyım. O sebeple de kek, kruvasan, muffin pişirmek kolay geliyor şimdilerde. Onlar çocukların beslenme çantalarını süsleyen hazır tatlar, asıl marifet kendinden vazgeçmeden evin tadını tutturabilmekte.

Er”kek” Tarifi:
• Malzemeler: sevgili, eş, oğul, baba, ağabey, amca, dayı, kuzen, okul, iş ve mahalle arkadaşı.
• Yapılışı: zaman, emek, sabır, fedakârlık, biraz şeker, biraz gözyaşı, her şey çocuğum için anlayışı

Yazının Devamını Oku

Haydar Dümen'in cebini kargalar boşaltıyor

1 Haziran 2013
Cinsel terapist Dr. Haydar Dümen, ‘Haydar Baba’nın Çiftliği’ dediği evinde 12 tavuk, bir köpek, dört güvercin, ikişer bıldırcın, muhabbetkuşu ve ördek besliyor. Ancak Dümen’in hayatında, cebinden sürekli bir şeyler çalan kargalarının ayrı bir yeri var…

Evinizde bu kadar çok hayvan beslemenizin sebebi ne, köy hayatına özlem duymanız mı?

- Ben bir köy çocuğuyum. Bunun getirdiği pek çok olumlu yön var. Şehir hayatına alışamadığımdan dolayı zamanımı kendime ayırıp daha çok yazdım, düşündüm, diğer yapılacak aktivitelerden uzak kaldım. İnsanlar çocukluklarında alıştıkları şeylerden kolay kopamıyor.

Karga beslemek de öyle bir alışkanlığın sonucu mu oldu?

- O dönemde köyde televizyon, oyuncak, eğlence yok. İlk kez ortaokul birinci sınıfa giderken bir kargayı yuvasından aldım. Baktım hayvan bir haftada alıştı ve adapte oldu. Akıl almaz bir şekilde akıllı ve sadıktırlar ama bir o kadar da haindirler. Bir haftalık bir karganın insana bağlılığı, bensiz hiçbir yere gitmemesi, sürekli yanımda olması, bazı yiyeceklerini saklaması, hırsı; yani hayvanın karakteri beni çok etkiledi.

İsimleri var mı?

- ‘Arap Can Baba’ en büyüğü, ‘Arap Bal’ onun eşi. Bir de ‘Arap Cin’ var, onu hiç yanlarına almazlar, terk edilmiş çocuk gibi.

Neyle besleniyorlar?

Yazının Devamını Oku

Max’i kalbinin üstünde taşıyor

25 Mayıs 2013
Şampiyon köpek Max’in başrolünde oynadığı film, ‘Arkadaşım Max’ 7 Haziran’da vizyona giriyor.

Çekimler nasıl geçti? Yorucu muydu?
- Çekimler yorucu geçmedi; çünkü her ayrıntıyı önceden düşündük. Çok sıcaklarda çalışamayacağı için Bozcaada seçildi. Işıkçısından, çaycısına köpek sevmeyen, Max’e ters davranacak bir kişi dahi bizi olumsuz etkileyeceği için bu konuya çok dikkat edildi. Herkes hayvanseverdi. Benden öte “Max susadı mı, yoruldu mu?” diye çok özen gösterdiler.

Max’in şöhreti sayesinde Border Collie yavruları internette yüksek rakamdan satılıyor. Hayvanları ticarileştirmiş olmuyor muyuz?
- Birtakım olayları seyrederken, olumlu yanların yanı sıra, olumsuz yanlar da olabiliyor. Olumlu olan şu: Türkiye’de köpek kültürü çok fazla gelişmiş değil; hâlâ it denilen, hor görülen, tecavüze uğrayan köpekler var. Böyle bir toplumda bir köpek çıktı ve Türkiye’nin bir yetenek yarışmasında birinci oldu. Sanki olumsuz yanı biraz kırdı. Hayvan koruma ve hayvansever derneklerinden birçok olumlu tepkiler aldım. Bunun yanı sıra böylesi bir ticari zihniyet var. İnternette Max’in kardeşi, çocuğu, kuzeni adı altında köpek satışı başladı. Bana Max için dünyanın parasını teklif ettiler, o zihniyette olsaydım yavrularından 50-100 bin Euro kazanırdım. Benim hiç böyle bir şeye de ihtiyacım yok, organizasyonlara da seçerek gidiyorum.

130 KOMUT BİLEN KÖPEK

Riva Kennel Köpek Oteli’nde eğitim veriyorsunuz, ne kadar oldu burası açılalı?
- İki ay sonra bir yıl olacak.

Max gibi ödüllü köpekler yetiştirmeye devam mı?

Yazının Devamını Oku

Timsah, piranha ve arapaima

18 Mayıs 2013
Florya İstanbul Akvaryumu’nun küratörü Pedro Ignacio Garcia-Miguel Gomez, bizi Yağmur Ormanları Bölümü’nün en vahşi hayvanlarıyla tanıştırdı. Bir zamanların tehlikeli türleri Caiman timsahı, kırmızı piranha ve arapaima balığı kameralara poz verdi

Akvaryum küratörü ne iş yapar?
- Küratör, canlıların genel bakımıyla ilgilenir. Şu tür konulara karar verir: Hangi balıkların bir arada yaşamını sürdürebileceğini belirler, farklı canlılar için farklı beslenme programlarına karar verir, canlıların sağlık durumlarını kontrol eder, canlıların habitatının doğal ortamına en uygun şekilde yaşayabilmesi için gerekli şartları sağlar.

Akvaryumun küratörü Pedro’yla Yağmur Ormanları Bölümü’ndeki piranhaları besledik.

İstanbul Akvaryumu’nun hedefi nedir?
- İnsanlara dünyanın öbür ucunda bulunan, hayatları boyunca karşılaşmaları çok zor olan hayvanları göstermek. Aynı zamanda da bu büyüleyici canlıların türlerinin tükenmemesi için farklı ekosistemlerin bakımı hakkında insanları eğitmek.

Yağmur Ormanları Bölümü’nün en çok ilgi gören hayvanları hangileri?
- Bu durum hangi ziyaretçinin hangi canlıyı favori olarak gördüğüyle ilgilidir. Çok vahşi olarak bilinen arapaima (Arapaima gigas) adlı dünyadaki en büyük kaya balıklarından birine sahibiz. Tarantulalarımız ve kurbağalarımız var, hepsi gerçekten çok şaşırtıcı canlılar.

Akvaryumun en büyük balığı hangisi?

Yazının Devamını Oku

İnal'ların Maço sevgisi

11 Mayıs 2013
Maço, Melis ve Bülent İnal’ın Newfoundland cinsi köpeği. İki buçuk yaşında, İspanyolca adı, ‘Kadını için ölümü bile göze alabilen erkek’ anlamına geliyormuş. Biz de “Evde kim daha maço?” dedik, sohbete oturduk

Newfoundland cinsini tanıtır mısınız?     

- Bülent: Newfoundland Kanada’ya bağlı bir ada, Maço da adını oradan alıyor. Bu ırk aslında su köpeğidir; yani yüzücüdür. Parmaklarının arası perdelidir.
Boğulan birini kurtarmak amacıyla eğitilip helikopterden atılıyorlar. Ancak ne yazık bizimki eğitime pek açık değil. Biraz başına buyruk.

- Melis: Devamlı sevilmek istiyor. Bazen daraltabiliyor da. Dişisini bulmak da zor, Türkiye’de çok nadir var. Genelde dişilerin sahipleri pek gönüllü olmuyorlar çiftleştirmeye.

Yazının Devamını Oku

Tavşanımız Remzi uğurlu geldi

4 Mayıs 2013
Neşe Erberk’in kurduğu Joyfull House Anaokulu zincirinin bahçesi hayvanat bahçesini aratmıyor. Horoz, köpek, kaplumbağa, ne ararsanız var. Ancak onun favorisi tavşanları...

25 şubesi olan bir anaokulu zincirinin sahibisiniz. Daha da büyüyecek misiniz?
- İnşallah daha da büyüyecek. Neşe Erberk okulları çoğaldıkça hayvan nüfusumuz da çoğalacak. Bu sene ilkokulumuz açılacak. Aileler buradan mezun olan çocuklarını yine aynı kurum bünyesinde eğitmek istiyorlardı. Zaten ben de yıllardır çok istiyordum, sonunda ilkokulumuzu açıyorum. Gelecekte ortaokul ve lise olarak yola devam edeceğim.

Okulda tavşanlar, tavuklar, evdeyse horoz ve köpek varmış?
- Evet. Kaplumbağalarımız, balıklarımız, gine domuzlarımız ve bir tane de yakışıklı horozumuz var. Evdeyse İran kedimiz ‘Şeytan’. Ama ismi gibi değildir, çok sakindir. Şeytan aile içinde birbirimize hitap biçimimiz zaten, evde çocuklar beni de şeytan diye çağırır.

Tavşan nüfusu kalabalık olsa gerek?
- Şimdilik altı tavşanlar. Çok daha fazlalardı ama çoğaldıkça bahçeye sığamaz oldular. Hal böyle olunca diğer okullara gönderdim. Kemerburgaz, Zekeriyaköy, Ataşehir ve hatta Konya’daki şubelerimize gittiler.

Liderleri hangisi?

Yazının Devamını Oku

Bir entelektüel gördüm sanki

20 Nisan 2013
Patates, Tiyatro DOT’un kedisi. Kuliste, G-Mall Pop-up Kafe’de yaşıyor.

Bildiğiniz kedilerden değil: Andy Warhol hayranı, oyunları takip eden bir entelektüel. Twitter adresi de var, sayfası oyuncularla sohbet ederken, pipetten süt içerken fotoğraflarıyla dolu. DOT ekibini bir de ondan dinleyin

Adın neden Brecht falan değil de Patates?
- Genelde kafeden hiç çıkmıyordum. En sevdiğim yemek patates kızartması, bundan dolayı adım Patates kaldı.

DOT’un sahipleri Özlem ve Murat Daltaban’ı biraz anlatsana, nasıllardır?
- Patronlarımla çok iyi geçiniyorum, o yüzden yerim sağlam. Ekip beni çok sevdiği için, Özlem ve Murat da kabullendiler beni.

Burada olmanın iyi ve kötü tarafları neler?- Muhtemelen hep insanların içinde olduğum için bazen kedi olduğumu unutuyorum. Onun dışında her zaman yemeklerden otlanabiliyorum. Bu konuda çok avantajlıyım. Bana çok iyi bakıyorlar. Çok da güzel mönüler sunuyorlar ayrıca. Köfte ve somon varken yaş mamaya kim bakar?

Pipetten süt içiyor, insanları dinliyor, Andy Warhol Felsefesi’ni okuyorsun...- Ben kedi olduğum için çok mutluyum. İnsanlara özendiğim için değil; insanların, kitapların, sohbetlerin arasında olmaktan çok keyif aldığım için böyleyim. Ben sanat ortamı içindeyim ve entelektüel olarak kendimi geliştiriyorum. Siz sanat olmadan gelişim olur diyorsanız, bak ona bir şey diyemeyeceğim.

DOT olmasa bir çöpte ikamet ederdim diyor musun?

Yazının Devamını Oku

Zeynep’i Volkan’dan bile kıskanıyorum

13 Nisan 2013
Fenerbahçe’nin kalecisi Volkan ve eşi Zeynep Demirel’in ailesi hayli kalabalık: Evde 50 balık ve iki köpek var.

Boss, Volkan’ın gözbebeği bir çoban köpeği. Zeynep’in gözdesi Keeper ise Jack Russell Terrier. Adını İngilizce ‘kaleci’ anlamına gelen ‘goalkeeper’ kelimesinden alan Keeper, ailesini anlattı

Cinsin için köpeklerin en akıllısı deniyor, doğru mu?
- Ben aslında zekiyim ama çok fazla söz dinlediğim söylenemez. Başıma buyruk ve yaramazım. Çok zeki olduğum için verilen komutları pek takmıyorum.

Kaç yaşındasın?
- Doğum günüm şubatta, tam iki yaşındayım.

Bu eve geliş hikâyen nasıl?
- Annem hep bir Jack Russell Terrier’i olsun istiyormuş. Babam zaten Boss olduğu için bu işe pek gönüllü değilmiş. Bir gün satranç oynarlarken (Bu oyunu hep Volkan kazanırmış) Zeynep’e “Eğer kaybedersen bu konu bir daha açılmayacak, kazanırsan gidip alacağız” demiş. Zeynep de o hırsla nasıl oynadıysa artık, kazanmış ve ben gelmişim.

Boss çok iri, nasıl anlaşıyorsunuz?

Yazının Devamını Oku