Paylaş
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy 2020’yi ‘Türk Mutfağı Yılı’ ilan etti. Sadece ilan etmekle kalmayıp harekete de geçti. En önemlisi, bunu yaparken de bizzat sektörün içinden bir kurul oluşturdu. Sektörün farklı alanlarından bir araya getirilen isimler ivedilikle çalışmaya başladı. Geçen hafta sonu Bakan Mehmet Ersoy ile birlikte kısa bir Erzurum-Kars seyahati gerçekleştirdik. Ersoy, uygulamaya koymaya hazırlandıkları turizm planlarını bizlerle paylaşırken ben de kendisine ‘Türk Mutfağı Yılı’yla alakalı merak ettiklerimi sordum.
◊ Bu yıl gastronomiyle alakalı yapacağınız çalışmaların en önemli başlıkları hangileri?
Tedarik niteliği, şeflerimizin ve mekânlarımızın markalaşması, mönülerde birlik ve tescil.
◊ Mönülerde birlikten kastınız nedir tam olarak?
Mönü reçetelerini oluşturmak, bunları tescillemek ve güvenilir bir kaynak kitap çalışması yapmak. En az 200 tane reçetede mutabık kaldık. Bunlar üzerinden bir tescilleme yapalım diyoruz.
Bakan Ersoy’la Erzurum-Kars seyahati gerçekleştirdik, gastronomi turizmiyle ilgili planlarını konuştuk. Erzurum’un meşhur cağ kebabını da yedik.
‘Adana’nın şimdiye dek tescil alamaması çok ilginç’
◊ Bu çalışmalara bir bütün olarak baktığımız zaman, gastronomi turizmini canlandırmak için bir kılavuz oluşturulacağını anlıyorum. Tam olarak nasıl bir hedef koydunuz?
UNESCO her iki yılda bir şehir tescili yapıyor. Bundan sonra, halihazırda var olanların üzerine her iki yılda bir şehirlerimizden birinin mutfağının tescillenmesini istiyoruz. Bununla ilgili ekibimiz var. En doğru şehri yönlendirip tescilli şehir sayımızı arttıracağız. Bu, Türk mutfağının popülaritesini arttıracak.
◊ Peki Gaziantep, Antakya ve Afyon’dan sonra sizce sırada hangi şehirler var?
Şehrin istemesi lazım UNESCO tescilini. Bizim görevimiz el atmak değil, teşvik etmek. Bundan sonra Adana alabilir. Kastamonu da, Konya da... Ben gezdikçe hayran hayran izliyorum. Size 20 tane daha sayarım... Şehirlerin konsantre olup asılması gerek. Adana’nın şimdiye dek tescil alamaması çok ilginç.
◊ Yemeklerimiz iyi deyip oturmakla olmuyor bu iş... Onu anlıyoruz.
Bakanlığın tek başına yapacağı bir iş değil! O sadece düzeltmeleri, desteklemeleri yapıyor ve yol gösteriyor. Gerisi, yerel idareyle halkın beraber çalışması...
“Her iki yılda bir, şehirlerimizden birinin mutfağının tescillenmesini istiyoruz.”
Bu işler maliyetli ama destekleyeceğiz
◊ Sadece ürünlere, yemeklere tescil almak da yetmiyor, değil mi?
Gastronomi sadece Türk mutfağı demek değil. Aslında önceliğimiz İstanbul, İzmir gibi büyük şehirler. Bu şehirlerde kaliteli restoranlar ve sokak yemekleri de dahil olmak üzere birçok şey var. Mesela ‘fish and chips’ten başka yemeği bilinmeyen, doğru düzgün mutfağı olmayan İngiltere, Londra’ya gastronomi turizmi için gidebiliyorsunuz. Gittiğiniz zaman Asya, Uzakdoğu hatta Türk mutfağını bulabiliyorsunuz. Bunları en iyi şekilde ve en iyi ortamda tadıyorsunuz. Gastronomiyle bir şehri birleştiriyorsunuz. İstanbul veya İzmir’e baktığınız zaman hem yemek hem kültür sanat için çok seçenek var. Bunlara gastronomi şehri özelliğini de ekleyeceğiz. Gastronomi şehri olmak için çok fazla tescilli ürününüzün olması gerekmiyor. Anadolu’nun, Türk mutfağının ürünlerini çok güzel bir restorana dönüştürebilirsiniz. Turist istediği zaman en sevdiği restorana gidebilsin. Her türlü lezzeti bulabilsin. Şeflerimizi ve restoranlarımızı markalaştırmamız lazım. Doğru ürün tedarikinin sağlanması için tedarik zincirlerinin de markalaşması lazım.
◊ Yurtdışıyla bağlantılı neler planlıyorsunuz?
Her yıl en az bir tane kaliteli yemek kitabı hazırlatıp yurtdışındaki yayınevlerinde satışını destekleyeceğiz. Dünyaca ünlü YouTuber’lar, blogger’lar, editörler ve köşe yazarlarıyla medya desteği sağlayacağız. Ayrıca uluslararası gastronomi sertifikasyonlarıyla da görüşüyoruz. Onları da Türkiye’ye getirmek istiyoruz.
◊ Michelin gibi mi yani?
Evet, Michelin’i Türkiye’ye getirmek için adımlar attık. Ama bunlar maliyetli şeyler. Biz de destekleyeceğiz. Sonra da şeflerimizi teşvik edeceğiz uluslararası sertifikasyonları almaları hususunda. Turist bacağına gelecek olursak... Turistler konusunda uluslararası sitelerden yönlendirmelerini de yapacağız. Bir şeyi ekonomiye çevirirseniz sürdürülebilir ve kalıcı olur. Bir şeyin ekonomisini oturtamazsanız maalesef geçici olur, kişisel bir şeyle başlar, yatırımcı vazgeçer ve iş kaybolur.
Kazlı bulgur pilavı
Paylaş