Muhteşem Yüzyıl’dan tarih, Zeytin Ağacı dizisinden aile dizimi öğrenilmez

Çünkü adı üzerinde onlar dizidir, yani kurgudur ve hedef izlenmek olduğu için bize en anlaşılır hale getirmeye çalışırlarken olayın ciddiyeti ya da derinliği gözden bile isteye kaçırılabilir. Sonra da kurgu olduğunu unutan bazı kesimler kendi aralarında tepişir dururken yayın ve yapımda emeği geçen herkes yüzlerinde tatlı bir gülümseme ile Cunda Ada’sında rakı-balık-Ayvalık yapar. Olayın ciddiyetini daha iyi kavramamız için tabii ki ben yine ekibimden Yasin İkizoğlu’na bir danışayım dedim.

Haberin Devamı

Muhteşem Yüzyıl’dan tarih, Zeytin Ağacı dizisinden aile dizimi öğrenilmez

1) Aile dizimi terapisinin çıkış noktası, bireylerin kuşaklar öncesinden başlayarak ailelerindeki bireyler ile görünmez bir bağ ile bağlı olduğudur. Bu bağ, bireylerin yaşadıkları olayları, başına gelenleri, geçirdiği psikolojik rahatsızlıkları etkilemektedir. Yani ailelerinde kuşaklar öncesinde yaşanan olaylar dahi bireylerin bugünkü hayatını etkilemekte ve değiştirmektedir. Aile dizimi terapisi’ ne göre, aile içerisinde yaşanan olumsuzluklar aile fertlerinin DNA’larına kazınmakta ve bu şekilde nesilden nesle aktarılmaktadır. Bu anlayışa göre bireyleri, doğdukları aileler şekillendirmekte ve bugün oldukları kişi haline getirmektedir. (Daha önceki yazımda da belirtmiştim. Doğduğunuz coğrafya değil, doğduğunuz aile kaderinizdir. Çünkü ülkeyi değiştirebilirsin ama aileni değiştiremezsin ama belli ki onlarla yaşanmışlıklarını iyileştirebiliyorsun.)
2) Aile dizimi terapisi, aile içerisinde yaşanan olaylar neticesinde oluşan bozulmaların ve kopmaların psikolojik problemlerin temelini oluşturduğu düşüncesini benimsemektedir. Bu durumun iyileştirilmesi için ise aile dizimi terapisi uygulanarak bireylerin ailelerine içsel olarak geri götürülmesi ve aileleri ile kendi iç dünyalarında barışmaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Aile dizimi terapisi uygulanarak, aile sisteminde meydana gelen yıkılmalar ve kopmaların onarılması amaçlanmaktadır. Bu onarım ve aile bireyleri ile barışmanın gerçek dünya ile ilişkisi yoktur yani somut bir barışma ve onarımdan söz edilemez. Bu süreç, bireylerin içlerinde yaşadıkları ve gerçekleştirdikleri bir onarım ve barışma sürecidir.
Hımm o zaman benim kısa ve öz çıkarımım ‘Barışmazsan iyileşemezsin’ diyorlar. Aile dizimi de bir barışma yöntemi. Bence dizileri eleştirmek yerine, neyi ne kadar doğru yapıyorlar tartışmak yerine hepimizin aklına bu yöntemi düşürdükleri için yayında ve yapımda emeği gecen herkese teşekkür edip Ayvalık’a gitmekte fayda var. Bakın Türkiye’ye aile dizimini kim getirmiş.
“Bert Hellinger, Alman kökenli bir teolog. Bir din adamı. Ama felsefe ve pedagoji okuyor ve yıllar süren terapi eğitimi alıyor. Mehmet Zararsızoğlu yıllarca Hellinger ile birlikte çalışıyor. 2006 yılında ise Hellinger ile yollarını ayırıyor. O tarihten itibaren Mehmet Zararsızoğlu’nun da içinde bulunduğu bir grup, Hellinger’den uzaklaşıyor. Mehmet Zararsızoğlu Türkiye’ye dönüp, ‘Türkiye Sistem Dizimleri Enstitüsü’nü kuruyor ve şimdi ise Hellinger’den bağımsız bir yol izliyor kendisi.
Naçizane bir uyarı: Şimdi buradan yola çıkıp başınıza gelen her şeyden de ailenizi ata’larınızı lütfen suçlamayın. Allah gelişmeniz ve değişmeniz için akıl fikir de vermiş.

SİZ YA DA ÇOCUĞUNUZ BUNLARDAN HANGİSİ?

Haberin Devamı

Dominant (D), İz Bırakan (İ), Sadık (S) ve Ciddi (C)

Haberin Devamı

Eğitim Yolculuğu’nda çocuklarınız için farklı kaynaklardan ya da testlerden destek alarak öğrencinin kendisini ve potansiyelini tanımasına yardımcı olmak, akademik hedeflerine ulaşma yolculuğunda tüm öğrenme sorunlarına ve zorluklarına psikoloji ve nörobilim ışığında destek vermek çok önemlidir. İşte DİSC tam olarak bunu yapan bir profil belirleme testidir. Sadece öğrencilerin değil şirketlerin de çalışanlarına bu testleri uygulayarak iş dağılımı yapmaları verimliliklerini son derece arttırmaktadır. Bu testlerden sadece bir tanesidir sonraki yazılarım da diğer testlerden de bahsedeceğim. Bu test 24 sorudan oluşmakta ve süresi 45 dakika.

DİSC PROFİLLERİ DÖRT ANA GRUBA AYRILIR

Haberin Devamı

Ama şunu da unutmamak gerekir insan gelişebilen (tabii gönlü var ise) bir varlıktır ve yıllar içerisinde yaşanmışlıkları ile de şekillenir ve gelişir DİSC raporlarında şu gözlemlenmektedir; baskın olan özelliğiniz bile baskın olmaya devam ederken oranı değişebiliyor. Ya da tek bir profil değil bir karışım da çıkabiliyor mesela ben ICS profiliymişim. Hepsi var şükür.
* Dominant profil (D) etkin ve sorgulayıcıdır. Bu özelliklerinden dolayı dominant profilindeki kişiler; açık sözlü, etkileyici ve düşüncelerini çekinmeden söyleyebilen kişilerdir.
* İz bırakan profil (İ) olarak tanımlanan profildeki kişiler, etkin ve kabullenicidirler. Bu kişiler; dışa dönük, coşkulu ve hayat dolu olarak nitelendirilebilirler.
* Sadık profile (S) sahip kişiler düşünceli ve kabullenicidirler. Kibar, uyumlu ve diğer insanların hatalarına anlayış gösterebilen insanlardır.
* Ciddi profilindeki (C) kişiler ise, düşünceli ve sorgulayıcıdır. Bu kişiler analitik düşünen, çekingen ve işlerini titizlikle yapan insanlardır.
Mesela beni tanıyanlar çekingen olmadığımla ilgili çok ciddi savunma yaparlar ama demek ki küçükken öyleydim ve bu gelişti oranı değişti. Her test bir şeyler söyler ama unutmayalım insanoğlu değişebilen ve gelişebilen bir varlıktır, yapılan testler size zaten tam olarak işte bu gelişmeniz gereken yerleri gösterir tespit eder. Öğrencilikte de yetişkinlikte de çok önemlidir bu. AMA UNUTMAYIN KARAKTER ÖZELLİKLERİNİZ KADERİNİZ DEĞİLDİR KADERİNİZİ NİYETİNİZ VE HAREKETLERİNİZ BELİRLER.

HARVARD ÜNİVERSİTESİ MUTLULUK İLE İLGİLİ EN UZUN ARAŞTIRMAYI YAPIYOR VE SONUÇ

Haberin Devamı

Mutlu ve sağlıklı olmanın yolu Harvard’da kaç yıl izleniyor biliyor musunuz? 75 yıl. Denekleri küçük yaşlarından alıp 75 yıl boyunca izliyorlar ve vardıkları sonuç çok basit ama bir o kadar da derin. Bu 75 yıllık araştırmanın sonucunu açıklayan isim, araştırmanın başındaki Robert Waldinger oldu çok tavsiye ederim Ted Talk ‘What Makes a Good Life’ videosunu izleyin alt yazılı da var.
Sonuç şu: Ne kadar para kazandığınız, ne kadar konferansta konuştuğunuz, ne kadar takipçinizin, hayranınızın olduğu, ne kadar büyük şirketlerde çalıştığınız değil. Yapılan bu araştırma, hayatta güvenebileceğiniz, kendinizi teslim edebileceğiniz insanlara sahip olmanın sinir sistemini rahatlattığını, beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasına yardımcı olduğunu, duygusal ve fiziksel acıları dindirdiğini gösteriyor. Mesela eşleri ile iyi anlaşan insanların hastalansalar bile ağrılarının daha hafif olduğu bile tespit edilmiş. Araştırma ayrıca, yalnızlığın insanların fiziksel sağlığını bozduğu için daha erken ölmelerine sebep olduğunu söylüyor. Annelerimizin ‘sürekli yalnızlık Allah’a mahsustur kızım bul birini’ baskılarını da haklı çıkarıyor bu Harvard çalışması.
Araştırma ayrıca önemli olanın ilişkilerin kalitesi olduğunu vurguluyor.
Yani çok arkadaşınızın olması, her hafta sonu partilemeniz veya mükemmel bir sevgiliniz olması önemli değil. Önemli olan bu ilişkilerinizin kalitesi, ne kadar derin olduğu ve hissettiğiniz güven duygusu. Bence de derinlik her yerde önemli denize bile bakarız derine inene kadar bir şey göremeyiz, ilişkilerde yüzeysel olunca hiç tadı olmuyor. Zaten Harvard araştırmasına göre de belli ki bir işe yaramıyor hatta bizi hasta ediyormuş.

Haberin Devamı

Muhteşem Yüzyıl’dan tarih, Zeytin Ağacı dizisinden aile dizimi öğrenilmez

STUDY IN TURKEY

Zannetmeyin ki gençlerimiz yurt dışında okuma telaşındayken Türkiye tercih listesinde yok. Türk üniversiteleri yurt dışından 260 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Türkiye bu anlamda dünyada en çok uluslararası öğrenci getiren ilk 15 ülke arasında ve 2030 yılına kadar da 500 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapılması hedefleniyor. Tüm dünyada uluslararası öğrenci hareketliliği giderek artıyor ve bu hareketlilikten kaynaklı ülkeler çok ciddi ihracat gelirleri elde ediyor. StudyinTurkey.com Yönetim Kurulu Başkanı Caner Otrakçı, dünyada 6 milyon uluslararası öğrenci 300 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı yaratıyor. Amerika 1 milyon uluslararası öğrenci ile hâlâ başı çekiyor. Türkiye de son yıllarda yaptığı etkin çalışmalar ve stratejiler ile 260 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Otrakçı şunu söylüyor; “Tüm dünyadan ülkemize gelen öğrenciler burada eğitimlerini almalarının dışında ülkelerine döndüklerinde gönüllü birer Türkiye elçisi olarak hareket ediyorlar.” Çözüm ortağım, ekip arkadaşım Caner Otrakçı bu başarılarına bir yenisini daha ekliyor ve vatanımızı en iyi şekilde temsil etmeye de devam ediyor. Yeni projeleri olan Türkiye Üniversiteler Merkezi’nin uluslararası 3. Ofisinin açılışını Bakü’de gerçekleştirdi. Bu proje dahilinde Türk üniversitelerinin tüm dünyada tanıtılmasına devam edip, üniversitelerimizin uluslararasılaşmasına katkı sağlamanın yanı sıra, küresel eğitim pazarından da daha fazla pay almalarını teşvik edip servis ihracatımızı arttırmaya devam edecekler. Yurt dışı eğitim danışmanı olarak kalbimdeki memleket hasreti ile vatan için yapılan bu hizmetlerinden dolayı Caner Otrakçı’ya teşekkür ederim.

EĞİTİMDEN BİLİMDEN BAŞÖĞRETMEN’İN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.

Günün Sözü: “Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir.”
(Albert Einstein)

Yazarın Tüm Yazıları