Çok geç olmadan yapın bunu

“Çok geç olmadan” fikrini ilk düşündüğümde bu ebeveynlerime ve zamanın hızla geçişine içten bir saygı duruşu olarak tasarlanmıştı. Onların yaşlanmasından ve hayatın kaçınılmaz sonunun farkına varmamdan ilham alarak, genellikle anne ve babamıza hiç aklımıza gelmeyen soruları sormak istedim.

Haberin Devamı

Aklıma geldikçe defterime karalamaya başladım bir baktım 25 soru olmuş. Bu soruları sorarken amatörce telefondan video çekeyim de hatıra kalsın dedim. Sonra yok yok daha güzel bir şey olsun ekibe bir sorayım bakayım dedim ve sonuç kalpten doğan hayatımın en güzel projesi oldu. Bilmiyordum ki kişisel bir proje olarak başlayan bu yolculuk bu kadar insana dokunsun. Dokundu... Hatta ilham da oldu.

Çok geç olmadan yapın bunu

1. BÖLÜM: BABAM

İlk bölüm, babamla yaptığım samimi bir sohbeti içeriyordu. Bu içten diyalog, sadece bağımızı güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda serinin tonunu belirleyerek, sevdiklerimizle bağlantı kurmanın önemini vurguladı. Bölüm, birçok izleyicide yankı buldu ve onları kendi aileleri içinde benzer sohbetler başlatmaya teşvik etti. Babamın ağlayacağını hiç düşünmemiştim. Bir yandan da çok sevinmiş ve mutlu olmuştu böyle bir sohbeti akıl edip kendime bu hatırayı oluşturdum diye.

Haberin Devamı

2. BÖLÜM: ANNEM

İkinci bölümde, annemin yaşam yolculuğunu, karşılaştığı zorlukları, en küçük kardeş olmanın verdiği acıyı, kardeş kaybının insanı nasıl yıktığını konuştuk. O ağladı ben ağladım. Bu bölüm özellikle dokunaklıydı çünkü onun hayatın karmaşıklıklarını nasıl zarafetle aştığını ortaya koydu. İzleyiciler, kendi anneleriyle daha derin bağlantılar kurma konusunda ilham aldıklarını paylaşarak, duygusal mesajlar gönderdiler. Üç bölüm yayınlandı ve “Çok Geç Olmadan” yolculuğu henüz başlıyor. İzleyicilerden gelen ilgi olağanüstü, daha fazla bölüm talep eden ve programa benzersiz bakış açıları getirebilecek konuklar öneren sayısız mesaj aldık. Şu anda hayatın farklı kesimlerinden ilham verici figürleri içeren daha fazla bölümün prodüksiyon aşamasındayız. Her hikâye, yeni içgörüler, ham duygular ve hayatı dolu dolu yaşamanın ve etrafımızdakilerle derin bağlantılar kurmanın önemini hatırlatıyor. Tüm bölümler, söylenmemiş şeylerin korkusu ve kapanış bulma umudu gibi evrensel duygulara dokunduğu için izleyicilerde derin bir etki bıraktı. İster kişisel bir aile sohbeti, ister Tuna Tüner gibi bir uzmanın içgörüleri olsun, duygular aynıdır. Hepimizin savunmasız anları, sorulmamış soruları ve anlatılmamış hikâyeleri vardır. “Çok Geç Olmadan” aracılığıyla, bu hikâyelerin paylaşılabileceği bir platform oluşturmayı ve izleyicileri kendi yaşamları üzerine düşünmeye teşvik etmeyi amaçlıyorum. Şu ana kadar aldığımız yanıtlar son derece mütevazı ve ilham verici oldu.

BİR DAVET

Haberin Devamı

Henüz “Çok Geç Olmadan”ı izlemediyseniz, sizi bu duygusal yolculuğa katılmaya davet ediyorum. Bu, eğlencenin ötesine geçen, iç gözlem, bağlantı ve iyileşme anları sunan bir program. Şimdiye kadar paylaşılan hikâyeler sadece bir başlangıç. Birlikte, sahip olduğumuz anları kucaklayalım, seslendirmekten korktuğumuz soruları soralım ve pişmanlık duymadan yaşayalım. Sonuçta, hayat çok kısa ve geç olmadan harekete geçmeliyiz.

GÜNÜN SÖZÜ: “Hissettirmediğiniz sevginin, göstermediğiniz ilginin ve esirgediğiniz sözlerin hiçbir önemi yoktur ama pişmanlığı çok olacaktır.”

EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMENİN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.

Yazarın Tüm Yazıları