Şirketimiz Portecho’ya hayırlı uçuşlar diler

Kliptoman yazısı için müzik kanalları arasında zaplarken zırt fırt karşıma çıkan bir abinin klibinden dem vurmaya karar vermiştim başta.

Şöyle ki: Abimiz, çorapsız ayağına giydiği sivri burun mokasenleri, birkaç düğmesi açık desenli gömleğiyle kaykılmış oturmuş, bir "magazin güzeli"ne hitaben pek kinayeli sözler sarf ediyor, falan filan...

Aralarda da bir başka manken hatunla birlikte son zamanların "flaş... flaş... flaş..." ismi Tuğba Ekinci, dilini milini çıkarıp kirpiklerini kırpıştırıyor. Veee elbette ki kamera, sık sık merceğe doğru 9.0 Richter ölçeğinde sallanan kırmızı elbiseli bir popoya zumluyor.

Nedense bakarken bakarken, "Tuğba Ekinci poposunu sigortalatmış mıydı? Sigortalatmıştı di mi?" şeklinde bir soru düştü zihnime. Yapıyorlar ya öyle. Bilmemkim memelerini sigortalattırıyor... Şudur budur...

Merakıma mucip oldu; özel bir sigorta şirketinde yönetici olan ablamı aradım: "Banu be, şu uzuv sigortalatma işinin usulü nedir? Popo nasıl sigortalanıyor meselá? Müfettişler değer tespitini neye göre yapıyor? Mıncırıp ’Taş gibiymiş valla! En azından bi’ tektaş ederi tutar’ falan mı diyorlar?"

"Senin ateşin iyice başına vurmuş, anlaşıldı" dedi Banu: "Kızım, bir kere ben hasar bölümündeyim, o dediğin sağlık kapsamına girer. Şimdi onun da nasıl olduğunu detayıyla öğrenir geri arardım ama N’APACAKSIN? Beynini sigortalatmayı düşünüyorsan, sana kapik işlemez, o kadarını söyleyeyim. Popona hiç değinmiyorum; yerinden kaldırmadığın için nasılsa poponun başına bir şey de gelmez."

Bir an titredim ve kendime geldim. Evet, ya, başlarım bilmemkimin sigortalı mı sigortasız mı dert ettiğim poposuna...

Misler gibi müzik yapan elemanlar varken... Di mi?.. Meselá Portecho gibi...

KRAL TV’DE FALAN ARAMAYIN

2005 yılında kurulup, 2006’da ilk albümleri Undertone’u Elec-trip’ten çıkardıklarından beri (Ki muhabbet beslediğimiz, son derece iyi işler çıkaran bir şirkettir) şu klipleri de yayınlansın da yazmaya vesile olsun diye bekliyorum. Gerçi klip geçtiğimiz aylarda çekildi, bu zamana kadar tavsattık; üstelik lafa girene kadar yine lafı "popomuzdan dolandırdık" ya, o ayrı...

Gerçi, klibe rastlamam da muhtemelen ilk yayınından epey sonraya denk düşer; o da ayrı... Zira İngilizce söyleyen bir Türk grup oldukları için öyle Kral’da Power’da falan rastlamak pek mümkün olmuyor. Dream TV’de, MTV’de falan denk gelebiliyorsunuz.

Portecho, ilk kez şahsen Telecine albümünü (Nefistir...) çıkaran Maya projesiyle tanıdığım Deniz Cuylan ve suretiyle ilk kez Şapkadan Babam Çıktı dizisiyle müşerref olduğum Tan Tunçağ’dan oluşuyor. Her ikisi de yurtiçinde ve yurtdışında birçok kulüpte müzik yapmış, projelerde yer almış yetenekli müzisyenler... Hatta diyebiliriz ki, dışarıda, içeriden daha çok tanınıyorlar. Ve albümlerindeki şarkıları İngilizce seslendiriyorlar. Geçtiğimiz kasımda The New York Times tarafından "hızla yükselen, geleceği parlak" bir grup olarak tanımlanmışlar; öyle söyleyelim...

İsimlerinin nereden geldiğini Deniz Cuylan şöyle anlatıyor: "Tamamen rastlantısal bulduğumuz bir isim. Sevdiğimiz kelimeleri arka arkaya getiriyorduk bir gün Tan’la; ortaya ’port’ ve ’echo’ kelimeleri çıktı. İlk başlardaki ismimizin ’Absent Minded Prospector’ olduğu düşünülürse, sanırım daha akılda kalıcı ve müziğimizi anlatan bir kelime oldu ’Portecho.’ O kadar sevildi ki isim, ileride Portekiz’in başkentine de Portecho denilecek. Görüşmelerimiz sürüyor."

SALLA POPOYU ŞARKI OLSUN

Klibi yayınlanan Sympathy, hakikaten iyi parça... Şiirsel bir parça... Klip de gayet şahane bir iş...

Ki onu da kendileri çekmişler... Eküri, klipte bir uçak tasarlıyor, inşa ediyor ve uçaklarının kokpitine geçip şehrin üzerinde şöyle bir uçuyor.

Elektronik müziğin müşterisi, özellikle de bu ülkede çok değildir belki ama olanı da sıkı fanatiktir. Ayrıca, dedik ya, dünya çapında kadri kıymeti de gayet iyi bilinir. Dolayısıyla Portecho’ya, uzun soluklu olacağını umut ve tahmin ettiğimiz müzik kariyerlerinde, daha nice uçuşlar dileriz... Memleketin iyi müziğe ihtiyacı var.

Yoksa, yani, bu "salla popoyu, döşe boruyu, adı şarkı olsun" diyarlarında, bizler iyice uçuracak, popoyu, pardon, kafayı hepten sıyıracağız.
Yazarın Tüm Yazıları