İçimdeki çocuk geyiğine isterseniz hiç girmeyelim ama akıl yaşı itibarıyla çocuk sayılırım:
Akıl ve ruh sağlığıma zararlı olduğu gerekçesiyle RTÜK’ün kapatılması için şikáyette bulunabileceğim bir merci arıyorum.
Taassubun gaibinden kafasına eseni şikáyet eden her tür delinin şikayetini kabul ediyorlar; benim neyim eksik? Bilinçli vatandaş kontenjanından, yüksek müsaadenizle, arslanlar gibi hakkımı arıyorum.
Akıl ve ruh sağlığı polisliği kimsenin tekelinde değil malûm; nihayetinde demokrat bir hukuk devleti değil miyiz? Eláleme var da bize yok mu? (Soruyu gofret reklamındaki yandan örgülü sarı saçlı şahane kızın yok mu’su gibi yönelttiğimi farz edin. Hani şu değinmekten kaçındığımız içimdeki saç örgülü kız muhabbetinin selámeti açısından.)
Anime inek Ayraniç’in şut çekerken memeleri görünüyor diye şikayette bulunan vatandaşı kaale alan bir kurumdan bahsediyoruz, dikkatinizi çekerim.
Ki bence muhtemelen Fatih Karaca ve şürekásı, bu gibi şikáyetler geldiğinde, Vizontele’nin meşhur repliği gibi; ‘Şerrrefsizim benim aklıma gelmişti! Vatandaş bizden erken davrandı. Kanal kapatacaz. Yürü!’ şeklinde birbirlerine sarılıp, bir heves bir heves, bir heves, coşkuyla işe koyuluyorlardır.
Ancak parayı basanın izleyebildiği şifreli erotik kanalların kapatılması filan tartışılıyor ya bu aralar...
‘Hesabının veremeyecekleri hiçbir icraatleri olmadığını’ söyleyen Fatih Karaca, mevzubahis kararın gerekçesini açıklamış efen’im.
Neymiş: ‘Söz konusu dört kanaldaki yayınların sanatsal içerikli erotizm olmadığı, her türlü anormal ilişkiler içeren pornografi yayını olduğu tespit edildi’ymiş.
Yahu biz seviyeli erotizm (Ne demekse?) gösteriyorlar zannediyorduk, bildiğiniz baldır-bacak-meme felan çıktı diyor özetle. Bak sen şu işe...
Oldu; siz konuşun, biz gülüyoruz.
Kendi izanınca müstehcen görüntüler içeren bir parfüm reklamı yüzünden, CNN Türk, TV 8, atv, Kanal Türk, TGRT, Show TV, Haber Türk ve Star kanallarını uyaran, aynı nedenle Kanal D’den savunma isteyen bir kurumdan bahsediyoruz, dikkatinizi çekerim.
Yanisi: O kanalları manganın önüne dikip kurşuna dizmediklerine şükredin.
Fi tarihinden çekilmiş ve TRT dahil, muhtelif kanallarda defalarca gösterilmiş ödüllü yabancı filmler yüzünden, niyeyse şimdi kanal kapatan bir kurumdan bahsediyoruz, dikkatinizi çekerim.
Muhtemelen ekranlarda sadece Yurttan Sesler Korosu’nun programları yayınlansın, onlar da mümkünse Düriye’nin kalaylıgüğümlerinden bahseden türküler, haşa, söylemesin isteyen bir kurumdan...
Zira bildiğiniz üzre, hayat, Bay Yanlış ile Doğru Ahmet’in maceraları kadar naif bir şey.
Bizde kimse sevişmez, haber dediğinizden kan çıkmaz.
Parfüm dediğinize hijyenik reklam çekilir, zira parfüm, fingirdeme maksaklı, asla ve kat’a, sürülemez.
Biz embesil olduğumuz için bunları bilmiyorduk, Allah razı olsun RTÜK var ve öğrenmenin sonu yok, işte, öğrene öğrene büyüyoruz.
Var ya, sıkıntıdan ölünse, herhálde şimdiye kadar sekiz-on kere reenkarne olmuştum.
Bir yerlerde bir evrim seyrediyor; biz mehter marşıyla, iki ileri bir geri, gidecez gidecez gidemeyoz...
Hayatımızda RTÜK diye bir şey var. Niye var? Bilmiyoruz. RTÜK’ün bir mantığı var mı? Sanmıyoruz.
Böyle bir izan, olsa olsa espriden yoksun Olacak O Kadar skeci niyetine izlenir ama işte, maalesef... Burası Türkiye, yok öööyle...
Fatih Karaca bizim fişimizi çekse de cümleten rahat etsek. Eh be...