Allah aşkına, birileri kurtlu murtlu, vadili madili, mafyalı töreli, ne bileyim işte, sert abili bir dizide Özgür Ozan’a en bi’ sert abi rolü versin. Egosunun omurgasını doğrultmak yolunda elbirliğiyle bir şeyler yapılsın. Benim baktıkça içim eziliyor yemin ederim.
Nedir bu adamın çekisi yahu?
Sittin sene Çocuklar Duymasın’da Selami rolünde Zeyno’dan (Gönenç... Dominant Teyze... Gerçek hayatta da dünya şekeri, süt gibi hatundur ayrıca... Canım benim...) yediği fırçalar yetmemiş olacak, hayat şimdi de kendilerine Pamela Spence’den dayak yemeyi reva gördü.
Nasıl ki aşçı denince gözümün önüne Necdet Tosun, tonton fabrikatör denince Hulusi Kentmen geliyorsa, kılıbık dedin mi de zihnimde Özgür Ozan’ın ağlamaklı suratı pop-up şeklinde belirir oldu.
Ki eyvallah, bir taraftan da hakkını teslim etmek lázım. Bu ülkede kılıbık erkek rolü canlandırmak, ecnebi diliyle söyleyecek olursak (Niyeyse?) başlıbaşına bir challenge’dır. Ama neresinden baksanız olumsuz tarafları da vardır. Ahmet Hakan modelinde ifade edecek olursak (Yok ecnebi dil tabiri, yok Ahmet Hakan modeli ifade; hayat bu aralar bize aç parantez kapa parantez, alıntılamaktan göründü):
BURASI TÜRKİYE YOK ÖÖLE
1: Oyuncu dediğinin teflonu makbûldür. Rol dediğin yapışırsa, fenadır.
2: Burası Türkiye’dir, yok ööö’ledir.
3: Kahvede arkadaşlar bir süre sonra adam yerine koymayabilir.
4: Diyeceksiniz ki "E bunun ne zararı var?"
5: Ben de diyeceğim ki, "Banane canım; bence de yok. Allah Allah ya, ben feministim zaten."
6: Ben bu aralar biraz psikopata bağlamış olabilirim. Olur öyle arada; mazur görüverin...
7: Bu model yazı yazarken, maddeleri beşli hanelerde yuvarlamak falan gerekiyor muydu? Sekizde kalınabiliyor mu?
8: Günün birinde karşıma çıkarsa, gayri ihtiyari, elimde olmadan ensesine tokat patlatmaktan korkuyorum. Esas derdim o.
Ha, diyeceksiniz ki "Kendi manitanı döversen döv, elin adamından ne istiyorsun?"
Demeyin öyle...
Özgür Ozan özelinde düşününce, adam herkesin kılıbığı, hatta tabiri caizse bir nev’i orta kılıbığı olduğu için sahiplenip şöyle bir kulağı çekilebilir; her Türk kadınının hakkıdır yani.
Pamela’nın üçüncü albümü Cehennet’ten klip çekilen ikinci parça olan Saadettin Kaynak klásiği Muhabbet Bağına’nın klibi, Sinan Çetin’in Plato Film stüdyolarında, Barış Denge’nin yönetmenliğinde, 16 mm film formatında çekilmiş.
Efendim, Pamela ilk kez bu klipte beyaz gelinlik giymiş. Ayrıca, klipte üzerinde gördüğümüz tüm kostümler, yakın bir tarihte butik açmış olan annesi tarafından tasarlanmış.
Veee, senaryoda, evli bir çiftin arasında vuku bulan kavga, mizahi bir dille irdelenmiş.
Hani Barış Denge adlı bir yönetmene böyle "aile içi şiddet"e, hem de dalgasını geçerek prim veren bir klibi, cık cık cık, hiç yakıştıramıyor insan. Hani barış? Nerde bu denge, nerde bu devlet?!.
Bültende, Pamela Hanım’ın hiç tasvip etmediğimiz tavırlarıyla ilgili, "Klibin, kavga-şiddet sahnelerinde Pamela elindeki ustura ile hünerlerini sergiliyor" deniyor ki, bir cık cık cık da o bülteni yazan arkadaşa yöneltmek isterim müsaadenizle...
Sen kalk, adamı sandalyeye bağla, Rezervuar Köpekleri’ndeki kulak kesen Michael Madsen modelinde, elindeki usturayla adamı korkut da korkut, sivri topuklarınla tekmele mekmele, bunun adı da bültende "hüner sergilemek" şeklinde konsun...
Pamela Hanım’ı Aile İçi Şiddete Son kampanyasıyla da alákadar olan Kurumsal İletişim bölümümüzün taze müdiresi, Frolayn Evrim Sümer’e havale ederdim ama kıyamıyorum da... Şarkıyı cayır cayır rock cover’ı modelinde, bir içim su söylüyor kadın.
PAMELA, KEREMCEM’İ ÖRNEK ALSIN
Dolayısıyla, onun yerine, kendisine Keremcem kardeşimizi örnek göstermeyi, Keremcem Beyefendi’nin elmasını kızartıp Pamela Spence Hanımefendi’nin davranış notunu kırmayı tercih ediyoruz.
Bakınız, Keremcem, ikinci albümüyle aynı ismi taşıyan Aşk Bitti’nin klibinde, her zamanki edepli, efendi ve kravatlı sükûnetiyle, ihanete uğradığı hálde, gayet serin tavırlar sergileyen bir adamı canlandırıyor.
"Bu kaçıncı boynuz, ama olan olmuş artık, hadi güzelim, artık bu kadarını da gururuma yediremem, kim ne yaptı etti onu tartışmaya da gerek yok, sen mümkünse kenardan kenardan, kıyı kıyı uzayıver" mealinde sözler terennüm ederek...
Müsekkin gibi klip valla... Hani insan, üç-beş kez üst üste izleyecek olsa, ihanet eşitmiş iç huzuru sanrısına kapılıp bir koşu sevgilisini aldatır. Sonra da gider manitaya, "Hadi şimdi sıra sende, bünyeye iyi geliyor bak; vallahi üzerime bir huzur çöktü" filan diye, telkinde bulunup teşvik eder.
Tamam ya, biliyoruz, zaten aşk bitti mi kavgasını etmeye de gerek yoktur. Dolayısıyla, Pamela Hanım’ın tutkulu kavgası aşkın selámeti açısından belki daha sağlıklı bir durumdur.
Daha önceleri de defalarca belirttiğimiz üzre, 60’tan beri birlikte, 66’dan beri evli ve her Allah’ın günü aynı cümlelerle aynı kavgaları edip yanyana yaşlanmayı becermiş bir çiftin evladıyız neticede.