Bildiğiniz üzre, Lübnan’daki benim lügatımda pek tırnak içinde "Barış Gücü"ne asker gönderme kararı TBMM’den 192 ret oyuna karşılık 340 oyla çıktı.
Gidecek çocuklar artık, ne yapalım. Malumunuz, askerlik yan gelip yatma yeri değil.
Hoş, Başbakanlık makamı da Fener tribünü ya da Kasımpaşa’da bir kenar mahalle kahvesi değil ama olsun...
Başbakan, eksik olmasın, evlat acısı çeken bir anneye; "Canım kardeşim" diye hitap etmeyi beceriyor en azından askerliğin ne mene bir "meslek" olduğunu belletme safhasında.
Recep Tayyip Erdoğan’ın nasıl bir lider, nasıl bir insan olduğu belli. Epeydir, yaptığı ve söylediği hiçbir şeye şaşırmıyorum. Şürekásının, dava yoldaşlarının "tak-şak"a güdümlenmiş birer "evet efen’im-sepet efen’im"ci oldukları da belli. Yolsuzlukla ilgili verilen tüm gensorularda, aralarından birini kollamak söz konusu olduğunda takındıkları tavırdan belli.
Nitekim, bu sefer de yedi oylama firarisini ve ret oyu kullanan İbrahim Hakkı Aşkar, Turhan Çömez, Ertuğrul Yalçınbayır, Nurettin Aktaş, Sadık Yakut ve Halil Kaya’dan oluşan, altı kişilik şaşırtıcı grubu saymazsanız, AKP, Başbakan’a şaşırtmamak konusunda tam kadro ve sıkı çalıştı.
Şaşırmadık. Niye şaşıralım? Da?.. Benim gel-git aklım, gitti gitti Mehmet Emin Bilgiç’e takıldı. Oylamadaki tek çekimser oyu kullanan AKP Isparta Milletvekili’ne...
O nasıl bir etliye sütlüye bulaşmama hálidir? Hem İsa’ya hem Musa’ya yaranma derdidir?
Yemedim içmedim, arşiv taradım Mehmet Emin Bilgiç’le ilgili: Ne yapar, ne yer, ne içer, kimdir, niyedir?..
Meclis Oyunları’na satranç ve badminton branşlarında katılmış. Badminton oynarken, kendini oyuna fazla kaptırıp gitmiş fileye takılmış. (Komik fotoğraf, tavsiye ederim.) Türkiye-Ukrayna Dostluk Grubu Başkanı’ymış. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’la, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’le, festival mestival açılışlarına icabet etmiş. Eski TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz’ün, AKP milletvekillerinden oluşan torpil isteyenler listesine karşı çıktığı ve baskılara daha fazla dayanamadığı için istifa ettiği iddiasına dayanan bir habere adı karışmış.
Bir de eksik olmasın, Zaman gazetesi muhabirlerini makamında tekme tokat döven Belediye Başkanı Hasan Balaman’ı "Böyle bir davranışı düşmanınız olsa yapamazsınız. Kaldı ki Zaman, yayınlarında son derece yapıcı ve dengeli olup makamın yıpratılmaması için çalışan bir gazetedir. Olayın tasvip edilmesi mümkün değildir" sözleriyle ayıplamış. Eee, şimdi artık bir de ne biliyoruz kendisiyle ilgili? Kendisi çekimser bir insan...
Başkalarının çocuklarını Lübnan’a yollayalım mı diye sorduğunuzda, ben bilmem, beyim, pardon, arkadaşlar bilir, diyor. Partisine mi kamuoyuna mı yaransın, karar veremiyor. Fikrini soruyorsunuz. Bilmiyor. Ya da biliyor da söylemiyor. Susuyor. Çekiniyor.
Isparta’dan oy kullanacak arkadaşlar; siz de oyunuzu kullanırken, çekinirsiniz artık. Zira kullandığınız oyla seçtiğiniz vekiliniz, topunuzun oyunu zaten çöpe atıyor.