Geçtiğimiz hafta, ağırlıklı olarak Hürriyet’in 5. kat mensuplarından oluşan "bir kısım medya" Sanlı’nın evinde toplanmışız.
Yárenleri görmek iyi de, hangi ara oldu bana sormayın, üzerinize afiyet 15 yaşını devirmiş olan, yakışıklıdan da öte güzzzelll Deniz’i görmek ayrı lezzet.
Öyle böyle değil; özlüyorum hergeleyi. Üstelik ileriki yaşlarında hayatının Fahriye Abla’sı olarak andığı kadın olmak konusunda iddiam da var; bu aralar durum öyle getirdi, maalesef biraz boş bıraktık. Hayatına annesinin arkadaşı kontenjanından başka kadınlar girecek diye ödüm patlıyor!
Kapıdan girdim, elemanı gözlerimle şöyle bir içtim ki amanın aman!
Üzerinde kamuflaj desenli kargo pantolonu ve kapüşonlu, fermuarlı sweatshirt’ü; her iki kulağında taşlı küpeleri, boynunda birinin ucundan gergedanlı kolye ucu sarkan gümüş zincirler...
"Kop da gel" demişim; "Nedir bu şimdi? Bu rap üstadı ağır abi kostümün huzurunda ezilip, Ceza’nın girdiği ortamlardaki diğer rapper’lar gibi ’Cezamız geldi’ diye tırsıp ortamdan uzamamız mı gerekiyor?"
Bundan haftalar önce, telefonuma bir SMS düşmüştü. Deniz’in annesi Emel’den geliyor: "Biz Yerli Plaka’yı izleyip bayıldık. Kliptoman için sipariş vermek istiyoruz."
Mesaj; "Deniz Yerli Plaka’ya bayıldı" şeklinde ilerlese, anlayacağım. Ama hadise "arya insanı" Kontes Emel’den gelince, insan hafif tertip sarsılıyor. Kendilerinin, başlarda Deniz’in dayatmalarıyla dinlediği Ceza’yı dinledikçe beğendiği, daha çok dinledikçe daha da çok beğendiği bilgisine vakıf olmama rağmen...
Belki kaçırmışlarınız olmuştur; Emel, 30 Ağustos tarihli Hürriyet Pazar’da yer alan Ceza röportajının, tabiri caizse moderatörlüğünü yapmıştı. Röportajı asıl gerçekleştiren ise Deniz olmuştu. Ve şimdilerde göstermesi talebinde bulunduğunuzda, daha iyilerini çıkarmak için biraz zaman istediği dizeler yazmakla iştigál eden Deniz’in kaçınılmaz sorusu; "Gençlere ne önerirsin? Nasıl çalışalım?" olmuştu.
"Önce çok okumak lazım" diye yanıtlamıştı Ceza: "Çünkü bu düşünceye dayalı bir müzik. Okul bana fazla bir şey sevdirmedi ama gençlerin okuması lazım. Ansiklopedi, sözlük, kitap... Sağlam adımlar atmak lazım. Bir de insanlara sataşmaktan çok eleştirmeleri, kıskançlıktan, çekememezlikten uzak kalıcı işler yapmaları gerekiyor. MP3’lerini internete koyup birbirine küfür ederek olmaz. Emek hırsızlığıyla da olmaz."
CEZA’NIN CANI SIKKIN
Memleket sathında Ceza’yı tanımayan kalmış olduğunu zannetmiyorum gerçi. Yine de: ’77 doğumlu Ceza (Bilgin Özçalkan), Haydarpaşa Meslek Lisesi’nin elektrik bölümünden zar zor mezun olduktan sonra bir süre Elektrik İdaresi’nde sayaç memuru olarak çalışmış, bu arada rap müziğe gönül vermiş, daha sonra Dr. Fuchs ile Nefret grubunu kurmuş, Meclis-i Álá İstanbul ve Anahtar albümlerinin ardından yoluna tek başına devam etmiş, şimdilerde Medcezir ve Rapstar’ın ardından üçüncü ve son albümü Yerli Plaka’sı piyasada olan, memleketin en şöhretli rap üstadı...
Rap ile iştigal eden her sanatçı gibi, biraz asabi. Üstelik Powerturk gibi tatlı su politikası güden müzik kanallarının yayınlamaktan imtina ettikleri sert bir müzikle uğraşıyor olmasına rağmen, bir süredir hatırı sayılır bir şöhretin vebalini de çektiğinden, rap çevreleri tarafından "áleme uymak"la eleştirildiği için epey canı sıkkın röportajlar veriyor.
Dream TV, MTV gibi müzik kanallarında dönen, albümüyle aynı adı taşıyan Yerli Plaka’da durumu; "Yükselen ben değilim, bak asansör / Şayet beni uçarken gördüysen senin gözün kör / Peşimde onlarca yalaka sahte post var / Eninde sonunda yalnız bırakan o dostlar / (...) / Plaka yerli bak, sırtı terli çok / Ve başı dertli vah, eski háli yok / Ne olacak; ooo / Yükselen ben değilim bak, alçalan duvarlar" sözleriyle açıklıyor.
Ceza, Yerli Plaka’nın, senaryosu kendi tarafından yazılmış ve Thomas Garber tarafından yönetilmiş klibinde, "verse"lerini, cep telefonlu yuppie’ler, durmadan bir yerlerinden çekiştiren tiplerle gittikçe kalabalıklaşan bir asansörün içinde olduğu hálde "sıralıyor." (Saydırıyor mu deseydik?)
Özellikle Med Cezir’den beri yakından takip ettiğimiz kadarıyla hiç yanıltmadığı gibi, şimdi de hayal kırıklığına uğratmıyor.
NEDEN YERLİ PLAKA?
Ceza, albümün adını neden Yerli Plaka koyduğunu, albüm daha basılmadan önce, Rolling Stone dergisinin Haziran’da piyasaya sürülen ilk sayısında verdiği röportajda şöyle açıklamıştı:
"İnsanlar rap’i ’dış kaynaklı müzik’ olarak yorumluyorlar, öylece kestirip atıyorlar; buna çok şahit oldum. Kendi dinledikleri müziklere bakmıyorlar: Rock, pop, arabesk; sanki bütün hepsi Anadolu’nun müziğiymiş gibi davranıyorlar. Anadolu’da 1000 yıl öncesinde herhangi bir enstrümanın girmediği, sadece konuşma, doğaçlama üzerine yapılan bir sanat var (Şakkiye). Bu bir şekilde tekrardan doğdu diye düşünüyorum. Tamam, rap Amerika’dan çıkmış olabilir ama ben burada, Türkiye’de doğdum, 1977 yılında. Burada büyüdüm. Türkçeyi kullanıyorum ve herkesi ilgilendiren şeylerden bahsediyorum. Müzik yabancı kaynaklı olabilir ama benim plakam yerli..."
İlk sayısı bu ay çıkan Billboard dergisinde ise, Yerli Plaka meselesiyle ilgili şöyle diyor: "Hepiniz yabancı marka arabalara biniyorsunuz. Altınıza Amerikan arabalarını çekip gezmeyi biliyorsunuz. Ama istediğiniz arabayı satın alsanız da plakanız yerli oluyor."