Paylaş
Fotoğraf: İbrahim MAŞE (DHA)
Bu haftaki röportaj konuklarım Venhar Demiralay ve Atilla Demiralay çifti…
Venhar Demiralay, kızıyla beraber bundan 6 sene önce ütücü dükkânı açmayı planlıyor… Ve yola da çıkıyorlar… Başta Franchising olarak “Ütücü” markasıyla yola çıkıyorlar. O şirket batıyor ama Demiralay ailesi 5 yıllık isim hakkıyla Mersin Mezitli’deki dükkânlarında yollarına tam gaz devam ediyorlar…
Bazen küçük gibi görünen şeylerin altında kocaman hikâyeler vardır… Burası sıradan bir ütücü mü? Bana göre hayır!
Bir kadının hayali var! Hem de “Para kazanmanın ne olduğunu ne baba ne de koca evinde bilmedim ben” diyen bir kadının hayali… Ve bu kadının hayaline ortak olan koca! Ve anneyi teşvik eden bir evlat!
Ve dolayısıyla böyle bir üçleme sonrası ailenin dilinden düşürmedikleri “Güç!” haklı olarak yerini buluyor… “Ya olmasaydı, bütün emeklilik paranızı yatırmışsınız bu işe” diyorum, “Evet olabilirdi ama Allah yürü ya kulum dedi” diyor Atilla Bey… Dönüp Demiralay çiftine “Hiç mi sendelemediniz?” diyorum “Ailemiz güçlü, birbirimizin arkasındayız” diyorlar. Hiç tereddütsüz, hiç düşünmeden pat diye cevap veriyorlar…
Kimsiniz, biraz sizi tanıyabilir miyiz?
Venhar Demiralay: Kayseri, Pınarbaşılı’yız. Eşimin işi dolayısıyla Erdemli’ye geldik.
Bu iş nasıl oldu?
Eşim emekli olunca, büyük kızımız da İşletme mezunuydu, “ne yapalım? Ne yapalım? derken Kayseri’de kuzenimin yaptığı işti ütücülük, biz de bu işe girelim dedik.
Siz nerden emeklisiniz?
Atilla Demiralay: Erdemli Kaymakamlığı’nda Yazı işleri olarak görev yapıyordum. 2010 yılında emekli oldum.
Kayserili’nin ruhunda oturmak yok o zaman öyle mi?
Atilla Demiralay: Aynen öyle ama ben bu iş için emekli oldum. Kızım ve eşim bu işi yapmak istediklerini söylediler, üçümüz olalım dediler. Böylece bu yola girdik.
Kayserili olarak baktınız ki bu iş de tutuluyor “Neden olmasın” mı oldu?
Venhar Demiralay: Hayır, bizim bir uğraşa ihtiyacımız vardı. Ben çalışmanın ne olduğunu, para kazanmanın ne olduğunu bilmedim. Ama şimdi birleştik… Eşim servisini yapıyor ama kızım 2 sene sonra bizi bıraktı gitti ama. (Gülüyor)
Nereye?
Kayseri’ye gidip kreş açtı, sonra evlendi orada kaldı. Biz de şimdi eşimle beraber devam ediyoruz.
Peki, para kazanmak nasıl bir şey?
Çok güzel! Babam esnaftı ve derdi ki “Dünyanın en tatlı şeyi para kazanmak!” çalışmaya başladıktan bir kaç ay sonra bunu anladım. Kendime çok büyük bir güven geldi! Dünyaları alabilirim gibi hissediyorum! Bir de sırt sırta olmamızın verdiği güven de eklenince daha bir başka.
Beraber çalışıp, para kazanan çift olarak ilişkiniz de buradan bakınca gayet güzel görünüyor!?
Venhar Demiralay: Çok şükür! O beni çok destekliyor!
Atilla Demiralay: O da beni çok destekliyor. Tek başına yapılabilecek bir iş değil, her şeyden öte her zaman arkanda ailenin olması çok önemli. Eşimin ve çocuklarımın desteği en büyük güvenim. Bir de memurluk zihniyeti ile ticaret zihniyeti çok farklı.
Bocaladınız mı?
Bocalamam mı! Arkamda eşim ve kızım vardı. (Gülüyor) birbirimize bu güvenle başladık ben de o güvenle emekli oldum.
Sonra?
Atilla Demiralay: Sistemi kurduktan sonra ben dışarı işlerine bakıyorum. Hanım içeri işleriyle ilgileniyor. Beş kişi şuanda burada çalışıyoruz.
Venhar Demiralay: Çok seviyoruz çalışanlarımızı, aile gibi oluyoruz zaten. Mesela yine bizim burada çalışan personelimiz ayrıldı, kendi yerini açtı. Görüşüyoruz, konuşuyoruz.
Her iki taraf içinde karlı bir iş mi? Evde bu iş yapılsa, yorgunluk, elektrik vs vs… Tembel düşüncesi mi yoksa benimkisi?
Venhar Demiralay: (Gülüyor) Birçok müşterim aynı şeyi söylüyor, tek değilsiniz! Biz bu işe ilk başladığımızda lüks gibi görünüyordu, evde iki eş de çalışıyorsa ancak tercih ediliyordu ama şimdi öyle değil. Araba gibi düşünün, ilk zamanlar lükstü sonra ihtiyaç oldu.
Yetişebiliyor musunuz?
Atilla Demiralay: Yetişiyoruz. Bugün mesela bir semtten alıyoruz, ertesi gün o semtin ütülerini teslim ediyoruz.
Günde kaç parça iş yapıyorsunuz?
Venhar Demiralay: 250-300 parça ama kuru temizleme hariç.
Ütücü olarak başladınız sonra kuru temizleme de mi devreye girdi?
Venhar Demiralay: Aynen!
Arz talep meseleleri?
Venhar Demiralay: Aynen aynen arz talep meselesi oldu. Ütü yaptık sonra Kuru temizleme olsa keşke denildi, sonra “yorgan battaniye de yıkansa” oldu.
Şimdi sırada ne var?
Şimdi sırada bir şey yok. Halı yıka diyorlar ama artık ona giremem. Karşı komşu yıkıyor onları da, o da emek veren kadınlardan.
Sizin yollar nasıl kesişti?
Venhar Demiralay: Kayseri’de kesişti… Babaannelerimiz kardeş.
Çalışmadan önce ütü yapmayı sever miydiniz?
Hayır, sevmezdim! Yapardım ama çok da severek değil. Buradaki ütüler çok kolay. Şimdi evdeki yapılacak ütüleri de buraya getiriyorum. Benim işlerimi en sona bırakıyorlar ama! (Gülüyor)
Atilla Demiralay: Avrupa’da bu bir alışkanlık. Adam işine geçerken ütüsünü bırakıyor, sonra alıyor. Bizim ülkemiz de bu çok çok yeni olmasına rağmen birçok insan ama alıştı bile.
Venhar Demiralay: Müşterimin birinin kocası “Ya kendin yap, bırak artık ütücüyü” demiş. Müşterimiz de “Sigara gibi bu alıştın mı bırakamıyorsun” demiş. Düşünün (Gülüyor)
Paket sistemi filan var sizde. Onları kim hesaplıyor, nasıl bir alt yapı?
Venhar Demiralay: Franchising döneminden kalma bir sistem ama biz zamanla bunu öğrenince, geliştirdik. İşte bilmem kaç parça ütü paketi, 3 aylık ütü paketi gibi…
Bunca sene sonra ilk iş hayatını para kazanmanın dışında iş ortamını peki nasıl değerlendiriyorsunuz?
Venhar Demiralay: Ev hanımından bozma esnaf olarak kendimi görüyorum. Dolayısıyla gelen kimseyi de müşteri olarak göremiyorum, evime gelen misafir gibi. Sanırım böyle olunca ilişkilerimiz de daha iyi oluyor. Maddiyat ikinci planda dostluklar ön planda oluyor.
Atilla Demiralay: Venhar dükkânın hemen arkasına masa sandalye attı, gelen müşteriler orada oturabiliyor da. (Gülüyor)
Son olarak eklemek istedikleriniz neler?
Venhar Demiralay: Ben çalışmayı hiç bilmeyen bir insanken çok mutluyum şuanda. Kızımın ilk başta teşviki çok önemliydi. Sonra eşim, kızım ve ben devam ettik. İşe yaramak güzel bir şey. Kızım şimdi orada ve o da mutlu…
Atilla Demiralay: Bu işle dediğimiz gibi dostlar kazandık, para kazanmanın dışında bir işin ilk yapanı olmak da çok güzel.
Paylaş