Paylaş
KÜÇÜK PARİS
Falez'de nostalji
Satıldı mı, satılmadı mı, Erbakan mı aldı, Şevket Kazan mı, Amerikalılar talipti ne oldu, hastane yapılacaktı vazmı geçildi?..
Bu dedikoduların en yoğun olduğu gün Falez Otel'deydim... Mehtap Club'de... Buranın sorumlusu Fatoş Olgun ve otelin Halkla İlişkiler Müdiresi Sema Ögel ile birlikte... Bir ara, genel müdür Hakan Duran geldi masamıza...
Hep beraber, o akşam programa başlayan Sevgili Engin Evin'i dinledik... O kadife gibi sesten çıkan nağmeler, beni çok gerilere götürdü... Program sonunda da yanımıza geldi, kucaklaşıp hasret giderdik.
Engin Evin, tam bir dost... Onun kadar insani yönü kuvvetli, kaprisi olmayanına az rastlanır. Sanatçı gibi sanatçıdır o...
Eğer, sevdiğinizle, dostlarınızla nostalji yaşamak istiyor, bunun yanında nefis bir Antalya manzarası, bir de enfes yemekler olsun diyorsanız benim yaptığımı yapın.
Manken olmak
Cemil İpekçi'nin Sheraton'daki defilesi, vali ile olan sohbeti yazacağım derken arada kaynadı.
Oysa, o defilede bahsedeceğim bir manken vardı. Çağla Şıkel... İlk defa izledim. Defileyi baştan sona sürükleyen mankendi... Ağırlığını koydu, damgasını vurdu... Diğer meslektaşlarını arasından sıyrılmasını bildi.
Belki, koreografın ona bir jesti idi ama, yeteneceğini, becerisini, güzelliği ile birlikte sergilemesini bildi.
Mankenlikte geçerli olan tabii ki, kıyafetin üzerinde nasıl durduğu, ön plana çıkıp çıkmadığıdır. Ama, mankenin sıcaklığını, estetik yönünü unutmamak gerekiyor. İşte, Çağla Şıkel onu becerdi o gece...
O geceden aklımda kalan Sheraton, Cemil İpekçi ve Çağla Şıkel'di... Diğer mankenler kusura bakmasın ama gerçek bu...
Ünlü sözler
‘‘Yaşamayı yarına erteleyen, nehri geçmek için suların akıp gitmesini bekleyen akılsıza benzer.’’
Horace
dgundogdu@hurriyet.com.tr
TELEFON: (0242) 340 38 38
Paylaş