Yaşananlar

Haberin Devamı

Şoklu kurban

Kurban bayramı geçti, gitti... Peki, ya kurban tartışması... Bitmedi... Hayvanseverler işin üzerine gittiği sürece bitmez de...

Eğer, Avrupalı olmak istiyorsak, bu konuda şart belli; hayvana eziyet yok... Eğer, kurban keseceksen önce şok edeceksin...

Antalya, kurban kesiminde gerçekten örnek oldu. Öyle, ulu orta kimse kurban kesmedi. İzmir'deki gibi, yolun ortasında, mazgalın önünde veya Kayseri'deki gibi hayvana eziyet ederek kurban etme manzaralarını yaşamadık. Ama, Avrupa'nın istediği şoklama olayını da yapamadık.

Bir arkadaşımla bu meseleyi tartışırken, bana, kurbanlıkları şoktan sonra kestiklerini söyleyince, şaşırdım. ‘‘Nasıl becerdiniz, şok etmek için alet edevatı nereden aldınız?’’ deyince, başladı gülerek anlatmaya;

‘‘Ne alet edevatı canım. Bak, biz şoklayıp kesme olayını şöyle yaptık. Apartmanın tüm kurbanlıklarını bahçede topladık. Bir çukur açıp tümünü o çukurun etrafına dizdik. Kurbanlıklardan birini yatırıp ayaklarını bağladık. İlk kurban kesildiğinde, gördükleri manzaradan zaten tümü şok olmuştu. İlki şoksuz, ama diğerleri Avrupalının istediği gibi kesildi yani...’’

Şaka bir yana, önümüzdeki yıl şoklamada örnek bir il olmak için kolları şimdiden sıvayalım derim.

Bir de, kurban kesmek yerine, Atatürk ilkelerinin savunucusu laik kurum ve kuruluşlara parasını bağışlayıp vekalet usulü kestirelim.

Çünkü, bize de bu yakışır.

Cepte slogan

DPC Müdürü Gökhan Satıcıoğlu, hışımla odadan içeri girdi... Onu, alı al, moru mor bir şekilde görünce şaşırdım. ‘‘Benim cep telefonuna birileri slogan yazıyor’’ deyince, bu kez de meraklandım. Oturup anlattı;

‘‘Bak, biraz önce telefon ekranında Demokrasi yazıyordu. Şimdi, senin odaya gelince Havalimanı yazmaya başladı. Biraz sonra Karayolları falan yazarsa korktuğum başıma geliyor demektir.’’

‘‘Yahu, nedir korktuğun?’’ der demez, sadede geldi;

‘‘Demokrasi'nin D'si, Havalimanının H'si, Karayollarının K'sini yanyana bir getir bakalım. Sonra bunlara P ile C'yi ekle. Ne oldu dersin?.. DHKP-C değil mi?’’

Anlattıkları oldukça heyecan vericiydi. ‘‘Demokrasi’’ ile ‘‘Havalimanı’’ yazılarından yola çıkarak bir örgüte ulaşmak zor ama, işin içine şaşkınlık girince, demek ki oluyor. Gökhan'ın bu varsayımları yürütmesindeki haklılığına, ilerleyen günlerde başkalarının şaşkınlığını görünce, inandım. Çünkü, çoğu kişi ona benzer evhamlara kapılmışlardı.

Sonuçta öğrendik ki, Telsim, abonelerine bir sürpriz yapmış. Bulundukları mevkileri cep telefonunun ekranına yazmaya başlamış. Gökhan'ın, ‘‘Demokrasi’’ dediği, ‘‘Demokrasi Kavşağı’’ imiş... Onun odası o kavşağa bakıyor çünkü... Benim oda ise, Havalimanı manzaralı olduğu için, benim odaya geldiğinde ekranda, ‘‘Havalimanı’’ yazması doğalmış... Telsim'in vericileriyle ilgili bir durummuş bu... Tabi, bu hizmetten abonelerin haberi olmayınca, böyle şaşkınlıklar da yaşanmış. Duyduğuma göre, halen de yaşanıyormuş.

Telsim abonelerine, tarafımdan önemle duyurulur.

Ünlü sözler

‘‘Düşmana borç verirsen, onu kazanırsın. Dostuna borç verirsen, onu kaybedersin.’’

Benjamin Franklin

dgundogdu@hurriyet.com.tr

TELEFON: (0242) 340 38 38

Yazarın Tüm Yazıları