Paylaş
Haber mi infaz mı
BİZİM medya cenahını hiç boş bırakmaya gelmiyor. Kimseye dokunmayayım, sesimi çıkarmayayım diyorum ama, ‘‘Gel beni kaşı’’ tavırlarına da sessiz kalamıyorum.
Haaa, gazeteci tayfasının benimle kişisel bir meselesi mi var?.. Hayır, yok... Olması da gerekmiyor zaten.... Başkasına yapılan haksızlık bile beni enterese ediyor. Hele, eli kolu bağlı, cevap imkanı bulamayanlara yapılanlar ise çok kızdırıyor. Peki, nedir beni kızdıran?..
HABER DEĞİL İFAZ
İşte, bunlardan biri de, Antalya'da yayınlanan Yeni İleri Gazetesi'nin spor sayfasında çıkan manşet haber!.. Haber, haber değil daha çok bir infaz... Haberin muhatabı, yani infazı yapılan Büyükşehir Basın Müşaviri ve aynı zamanda Türkiye Spor Yazarları Derneği Antalya Temsilcisi Nihat Toklu... Ne yapmış Toklu?.. Gazeteye göre, Antalyaspor'un Galatasaray ile yapacağı maçın stad giriş davetiyelerini İstanbul'dan gelen gazetecilere de vermiş. Haberi yazan, ‘‘Bize az, onlara neden fazla verdin’’ diyor. Neye dayanarak, hangi kıstası alarak bu kanıya varmış acaba?.. Toklu'nun boynuna geçirilen yaftada onun gerekçesi yok...
İNFAZ MEMURU
Ben, işin o yönünde de değilim... Benim takıntım, kişisel ve hikayeden bir meselenin manşete taşınıp acımasızca yapılan infaz... Ve, bazı talihsiz satırlar;
‘‘Kendini İstanbul'a yıllardır kullandırdın, hala kullandırmaktan vazgeçmiyorsun. Galiba bazıları kullanılmaktan hoşlanıyor. Ama bir gün nasıl olsa bize döneceksin ya, işte bu beni sakinleştiriyor.’’
Laflara bakın...
Bir de üstü kapalı tehdit var sözde haberde;
‘‘Yarınki karşılaşmada baş gösterecek olan sorunlar, şimdiden merak konusu.’’
Haber sadece tehditle kalsa iyi, kullanılan bir fotoğraf ve altındaki yazılar da tamamen yalan...
HEPSİ YALAN
Çünkü, o fotoğrafın en yakın şahidi benim... O kare çekilirken oradaydım. Önce fotoğrafı tarif edeyim; karede, Ebru Gündeş ile İstanbul'dan gazeteci dostum Önder Çorlu var. Fotoğraf basın tribününde çekilmiş... Resimaltına şunları yazmış, infazı yapan;
‘‘Basın tribününden sorumlu olduğunu söyleyen sözde TSYD temsilcisi, yerel basını elinin tersiyle iterken, İstanbul'dan gelen sanatçı dostlarının basın tribününde oturmasını görmemezlikten gelmiştir.’’
İnsaf...
Fotoğraf, üç yıl önce çekilmiş bir fotoğraf... O tarihte, Nihat Toklu ne TSYD'nin temsilcisi, ne de basın müşaviriydi...
Antalyaspor Kulübü Başkanı da, ‘‘Kılını kıpırdatması’’ istenen Bekir Kumbul değil, Hasan Subaşı idi...
Oh be, yazdım ya, en azından yüreğim ferahladı.
Başkonsolos ne istiyor?
Manfred Unger... Almanya Federal Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu... Geçen gün ziyarete geldi. Uzun uzadıya sohbet imkanı bulduk. Turizmle ilgili pek içaçıcı şeyler söylemedi. Moralimi de bozup gitti...
İnanç turizmi dedim...
‘‘Bu kadar ümitli olmayın. Bizdeki inançlı kişiler, tatil yapacak kadar zengin değil’’ cevabını verdi.
2000'in nasıl geçeceğini sordum...
‘‘1999'dan farklı bir şey beklemeyin’’ dedi.
Türk-Yunan ilişkilerinin turizme ne derecede olumlu etkisi olacağıyla ilgili iyi bir şeyler söylesin istedim. Cevabı maalesef şöyle oldu;
‘‘Yunanistan bu sektörde size rakip bir ülke. Aynı kulvarda koşuyorsunuz. Olumlu etki beklemeyin.’’ Unger'in üzerine basa basa vurguladığı şuydu; ‘‘Gazetecilerimizi, sanatçılarımızı ve üst düzey yöneticilerimizi ülkenize davet edin. Turistik yerleri gezdirin.’’
İlgililere önemle duyurulur...
Güle güle bakanım
Turİzm Bakanı Erkan Mumcu, yaptığımız haberler, yazdığımız köşeler yüzünden üstü kapalı yine bizi eleştirmiş. Oysa, biz onunla İstanbul'da barışmış, hasbıhal edip öpüşmüştük. Hatta, bana hiçbir gazeteciye nasip olmayan Turizm Bakanlığı rozetini bile takmıştı.
Ama, anlaşılan barışı çabuk unutmuş. Antalya'ya gelir gelmez de, vermiş veriştirmiş. Hem de ANAP'ın toplantısında...
Kaçak güreşeni hiç sevmem.
Dobra dobra, yüzyüze görüşmek, tartışmak varken kaçak güreşmek niye?..
Konuşmuş, konuşmuş ve, ‘‘Gelelim Antalya basınına’’ deyip bakın neler demiş;
BAKANIN SİTEMİ
‘‘Sitem ediyorum. Eğer, Turizm Bakanlığı'nın tarihinde Antalya vilayetine bu kadar ilgi göstermiş başka bir bakan varsa, ben kendimi hiçbir şey yapmamış sayacağım. Bu gerçeği saptıracak tarzda yazılar, yorumlar var. Bu ancak bir işe yarar, hizmet eden insanın hizmet motivasyonunu düşürür. Basın mensupları, eğer sizin şevkinizi kıracak şekilde davranırlarsa, sizde daha çok teşvik gördüğünüz alanda faaliyet gösterirsiniz.’’
Son cümleye dikkat...
Yani diyor ki; ‘‘Eğer küstürürseniz, beni alkışlayan Isparta'ya daha çok yatırım yaparım.’’
Güle güle sayın bakanım güle güle...
Duvar yazısı
‘‘İnsan topraktan yaratılmıştır, her an çamurlaşabilir.’’
dgundogdu@hurriyet.com.tr
TELEFON: (0242) 340 38 38
Paylaş