Paylaş
Bir şair bin ayıp
Sırlı Geceler... Bu bir şiir kitabının adı... Antalya'da yaşayan ve ‘‘Artık hanımköylü oldum’’ diyen Kayserili Şükrü Erciyesoğlu'na ait 248 sayfalık bir kitap... Bu kitabın bir özelliği bol tashihli olması... Yani, kalemle yapılmış yüzlerce düzeltme var.
Diyelim ki şair birine kitap mı hediye edecek... Öyle 10 saniyede imzalayım da vereyim yok. Kitabı hediye edeceğiniz kişinin en az bir saat beklemesi lazım. Çünkü, tashihi o kadar sürüyor.
TASHİH FELAKETİ
Kıssadan hisse mesele şu; Şair Şükrü Erciyesoğlu, Sırlı Geceler adını verdiği bir şiir kitabı bastırıyor. Kitap baskıya girmeden önce dizgiden okuyup tashihini, yani düzeltmelerini yapıyor. Sonra baskı başlıyor. Tam bin adet basılıyor kitaptan. Ve, sonrası tam bir felaket...
Yaptığı düzeltmelerin çoğu dikkate bile alınmamış. Her sayfada hata... Bazı şiirler hiç yok... Olanlardan bazıları ise eksik... Tam olanların baş kısımları bir önceki sayfanın dibinde...
‘‘Buna da şükür’’ diyor şair ve ekliyor; ‘‘Öyle hatalar vardı ki tam bir komediydi... Mesela, ben yazmışım, ‘Öksüz', dizgide çıkmış, ‘Öküz'... Üstelik anneme yazdığım bir şiirde geçiyordu öksüz...’’
Şair, bunu önlemiş önlemesine ama komedi baskısı biten kitapta devam etmiş. Misal; sayfa 102... ‘‘Sevmek’’ adını verdiği şiirin bir dörtlüğünde güya şöyle diyor şair; ‘‘Bir kız sev ama/ Tonbalığı değil, balık etinde olsun.’’ Yanlış bunun neresinde biliyor musunuz?.. Tonbalığında... Dizgici kardeşimiz ne düşündüyse, ‘‘Tonbul’’ yerine yazmış; ‘‘Tonbalığı’’...
DÖKÜLÜYOR
Her tarafında ciddiyetsizlik olan her tarafı dökülen bir kitap... Atsan atılmaz, satsan satılmaz tam bin adet kitap...
Tesadüfen tanıştık bir dostun bürosunda şairle... Bir saat uğraş verip düzeltmesini yaptığı kitaptan bir tane de bana imzalayıp verdi. Yüreği yaralı mı, yaralı...
Atılım Matbaası'nda yaptırmış dizgiyi ve baskıyı... Matbaa sahibi Süleyman Kıvrak, çok büyük kolaylıklar sağlamış, çok iyi bir fiyatla basmış. Kitapların parasını baskı öncesi kuruşuna kadar ödemiş şair... Amaaa, sonuç rezalet...
Bunda, Kıvrak'ın suçu yok mu?.. Olmaz mı?... Öyle dizgiciler çalıştırdığı için tabii ki var. Tashihleri tek tek kendisinin yapmasını bekleyemeyiz ama suçu da yok diyemeyiz...
Ben Kıvrak'ın yerinde olsam, önce şairden özür diler, sonra ya parasını iade eder veya yeniden doğrusunu bastırırdım.
Tabii ben olsaydım...
Onu bilemem...
Başkanın çürükleri
ATSO Başkanı Tunay Altınpınar'ın turizmle ilgili bir açıklamasının tam metnini okudum, doğru konulara değinmiş. Ama, bazı eğrileri de doğru göstermiş.
Mesela; Antalya huzurlu bir yöredir demiş... Bu doğru...
Deniz son derece temizdir demiş... Bu da doğru...
Sektörde eğitimli personel sayısı artmaktadır demiş... Tabii ki bu da gerçek...
Fakaaaat, peki şu dedikleri;
‘‘Uzun yıllar boyunca, Antalya'nın hiçbir otelinde, tatil köyünde, motelinde veya plajında, alışveriş esnasında, mağazalarda müşteriyle münakaşa edildiği, tartışıldığı, olumsuz davranışlarda bulunulduğu görülmemiş ve işitilmemiştir.’’
İşte, bu yanlış... Yani, doğru değil...
AYIKLANSIN
Sayın başkan kusura bakmasın ama, bunların görülmediğini söylediğine göre gözlerinde, işitilmediğini yazdığına göre de kulaklarında problem var sanırım... Veya, bunu biri kendisine dikte ettirmiş, ne okuduğunun farkında değil...
Kimse bana, uzun yıllardır bir satıcının alışveriş sırasında turist ile tartışmadığını, olumsuz tavır sergilemediğini söyleyemez.
O nedenle, kimse güneşi balçıkla sıvayamaz.
Gerçek, gerçektir... Eğer, yöneticiler yanlışı ortaya koymaz, saklar ise hiçbir zaman gerçeği göremeyiz.
Sayın Altınpınar, zahmet edip kendi birimlerine bir sorsun bakalım... Sadece halı satıp, sattığı o malı yurtdışına göndermeyen kaç ayıplı esnaf var. Kendi kurumunun kayıtlarında isim isim yazıyor. Bu olumsuz davranış değilse acaba nedir?..
Eğer, aradakı çürükleri ayıklamazsak, sağlamları da aynı kaderle başbaşa bırakırız.
Bu böyle biline...
Ünlü sözler
‘‘Zaferden önce ödül istemeyin.’’
J.J.Roussea
Duvar yazısı
‘‘Karayolları süper çalışsa da kötü yola düşen olur.’’
dgundogdu@hurriyet.com.tr
TELEFON: (0242) 340 38 38
Paylaş