Paylaş
Büyük lokma
Büyük lokma ye, ama büyük laf etme derler... Şimdi, benim anlatacağım olayda öyle birşey...
Çağdaş Gazeteciler Derneği Akdeniz Şubesi, 15 günde bir ‘‘İleteşim Duvarı’’ adı altında bir bülten yayınlıyor. Amaç; meslekte olup biteni üyelerine duyurmak. Bir tanede bana geliyor.
Son sayı oldukça ilginç... Biri, bir haber yazmış, tam evlere şenlik. Benimde aralarında olduğum 13-14 kişilik bir gruptan bahsediyor haber... Haberciler Platformu'ndan...
‘‘Antalya'da bir Haberciler Platformu varmış da haberimiz yokmuş. Her ay yemekli bir toplantı düzenleyen bu hayalet platform, üniversite mezunu(!) bir kaç gazeteciden oluşuyormuş.’’
MASON CEMAAT
Böyle başlıyor haber ve şöyle devam ediyor;
‘‘Böyle bir oluşumu basın camiasının çoğu tanımıyor. Geçtiğimiz ay MİT Bölge Başkanı ile birlikte bir sohbet toplantısı düzenleyen Haberciler Platformu'nun her ay başka bir üst düzey bürokrat ile biraraya gelmeyi planladığı gelen duyumlar arasında. Sıradaki konuğun ise Antalya valisi olduğu söyleniyor. Platformun amacını şimdilik öğrenebilmiş değiliz. Mason cemaat benzeri gizli kapaklı bir yapılanma içinde oldukları kesin. Mesleki kutuplaşmaya neden olabilecek her türlü oluşumu kınıyor, bu platformun mimarlarını amaçlarını açıklamaya davet ediyoruz.’’
Vay be...
Bizim Haberciler Platformu, Mason cemaat benzeri gizli kapaklı bir yapılanma içindeymiş de bizim haberimiz yokmuş. Madem öyle, bu haberi kaleme alan vatandaşa sormak lazım... Gizli kapaklı iş yürütenlerin MİT bölge başkanı veya vali gibi konukları olur mu?..
Neyse, gelelim asıl bombaya...
Bu yazı nerede çıkıyor?..
Çağdaş Gazeteciler Derneği yayın organında...
Şimdi, bu abuk sabuk yazıyı kaleme alan ÇGD üyesi vatandaşa desem ki, ey arkadaş, sen Haberciler Platformu gibi bir oluşumu basın camiasının tanımadığını söylüyorsun, gizli kapaklı işler çevirdiğini yazıyorsun ve bu oluşumu kınıyorsun...
KULAKLARINI ÇEK
Pekiiii...
Sen bu oluşumun içinde, ta başından beri Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin Akdeniz Şube Başkanı olan Cumhuriyet Antalya Temsilcisi Bülent Ecevit'in olduğunu da biliyor musun?..
Yani senin dernek başkanının...
Yazdığın o derginin sahibi görünen Bülent Ecevit'in...
Yaaa...
İşte, büyük lokma meselesi dedikleri bu...
Sevgili Bülent, çek şunların kulaklarını da akılları başlarına gelsin... Ve, saçmalığı yapana da benim adıma şunu söyle;
‘‘Amacınızı açıklayın diye tutturmuşsun. Madem ısrar ediyorsun açıklayayım. Amacımız; başkanının dahi bu platforma olduğundan bi haber, senin gibi patavatsız gazetecilerle birarada olmamak.’’
Basın kartı
Devlet, biz gazetecilere basın kartı verir. Kimlik yerine geçer. Ve, bazı avantajlar sağlar.
Şimdi, bu kartın sağladığı tüm avantajlar tek tek kalkıyor. Tek bir işlevi kalıyor, o da kimlik yerine kullanılması...
Bazı, resmi daireler basın kartını kimlikten bile saymıyor. Oysa, nüfus cüzdanı bu ülkede 65 milyon insanda varken, basın kartı sahipleri ancak binlerle ifade edilebiliyor. Aynı şey, ehliyet için de geçerli. Bankalar dahi ehliyeti resmi, basın kartını gayri resmi sayıyor. Bilmiyorlar ki, o ehliyeten milyonlarca insanda var. Basın kartı almak her babayiğidin harcı olmamasına rağmen, hükmü şahsiyeti artık pek yok. Başbakanlığa bağlı bir kurumun vermesine rağmen maalesef bu böyle...
Geçenlerde basın kartları değişecek dediler, eskileri elimizden aldılar. Değişti denilen kart ilkinden berbat... Fotoğraf eğri büğrü kesilmiş. Omuzun teki yok... Makaslayanın hışmına uğramış bizim omuz... Yüzümün yarısı ise buğulu... Kaplama yapılırken olan olmuş... Ve, en önemlisi kartın ön yüzüyle arka yüzünün orantısı yok... Hani, bir kağıda nüfus cüzdanının arkalı önlü fotokopisini çekersin de, orantıyı tuturamaz, denk getiremezsin ya... İşte, bizimkisi de o hesap...
Kötü bir terzinin elinden çıkmış elbise gibi duruyor.
Bu, Basın-Yayın Genel Müdürlüğü denilen kurum, benim üç-beş yılda bir basın kartımı yeniler, ama anlaşılan artık onu bile beceremiyor.
Ünlü sözler
‘‘Bilgili bir aptal, bilgisiz aptaldan daha aptaldır.’’
Moliere
dgundogdu@hurriyet.com.tr
TELEFON: (0242) 340 38 38
Paylaş