Paylaş
Tarihi karar
Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı Mustafa Çalık ile telefonda konuşuyorum. O kadar güzel şeyler söylüyor ki... Bir ara, kendimi çimdiklemek geçiyor içimden. Çünkü, söyledikleri, gerçekten bugüne kadar hayalini kurduğumuz şeyler... Söyleye söyleye dilimizde tüy bitiren konular.
Evet, beyler, bayanlar... Duyduk, duymadık demeyin... Antalya'nın tanıtımı artık profesyonel kuruluşlara yaptırılacak... Hem de, uluslararası kuruluşlara... Tüm tanıtım vakıflarımız, işadamlarımız ve devlet el ele vererek yapacak bu işi... Bir elin nesi var, iki elin sesi var felsefesini özümseyerek, kabullenerek...
Olay şu; Antalya'nın ATAV'ı, ATSO'su, Noel Baba Vakfı, Alanya'nın ALTAV'ı, ALTSO'su, Kemer'in KETAV'ı, Side'nin TUDER'i ve Antalya Özel İdare'si biraraya geldi. Bu kurumların yetkilileri bir toplantı yaptılar. Vali Ertuğrul Dokuzoğlu da katıldı bu kapalı kapılar ardındaki toplantıya... İlgili kuruluşların dışında, kimsecikler duymadı olanı biteni...
Sonunda, eski bir karar yeniden benimsendi, devamı istendi. Yani, AKTOB Başkanı Ahmet Barut ve Nizamettin Şen'in koordinasyonunda yurtdışından köşe yazarı ve muhabir davetine 2000 yılında da devam edilmesi kararlaştırıldı.
Ve, gündemdeki asıl meseleye gelindi. Parmaklar kaldırıldı, tarihi şu karar oybirliği ile alındı; ANTALYA'NIN TANITIMINI YABANCILAR YAPACAK...
Misal; Antalya, Almanya'da mı tanıtılacak... Bu işi Alman tanıtım firması yapacak. Antalya Rusya'da mı tanıtılacak... Bu işi Rus tanıtım firması yapacak...
HAYIRLI OLSUN
Olay bu... Onlar kendilerini bizden iyi tanıyorlar çünkü... Kimin ne istediğini daha iyi biliyorlar... Kamuoyunun nabzını iyi tutuyorlar. Nabza göre şerbet verebiliyorlar. Artık bizler, Antalya'da bir olay olduğunda, ‘‘Acaba, ne yapsak. Bunu Almanlara nasıl anlatsak?’’ demeyeceğiz. Bizim yerimize telaşa onlar, yani Alman şirket düşecek.
Bir de, uluslararası şirketlerden birine araştırma yaptırılacak. Antalya'nın imajı belirlenecek. Hani, batan bankanın reklamında olduğu gibi; ‘‘Antalya'nın nesi meşhur?’’ sorusunun cevabı aranacak. Sonra tanıtıma geçilecek.
Artık, turistik ilçe ve beldeler kendi başlarına imaj belirleyip abuk sabuk karikatürler çizdirerek, bizleri komik duruma düşürmeyecekler.
Ortak tanıtımın ortak kasası olacak... Ne kadar para gitti, şu kadar... Senin payına şu düşüyor ver bakalım denilecek... Özel İdare'de devletin üzerine düşen tanıtım payını verecek...
Tüm bunları yapmak için çalışma grupları oluşturulmuş bile...
Tanıtımda çok güzel bir adım atıldı. Bize düşen de, ‘‘Hayırlı olsun’’ demek...
Yazar klip çekerse
Y. Sinan Tanyıldız... Romanına reklam alan ilk yazar... Hürriyet'in Çukurova ekini okuyanlar onun tiryakisidir. Geçenlerde, ‘‘Elveda Ankara’’ adını verdiği bir kitabı yayınlanmış. Sağolsun, birini de paket yapıp bana göndermiş. Kitabı aldım. Teşekkür için aradığımda sabahın körüydü. Nasılsın, iyi misin faslından hemen sonra bana, ‘‘Okudun mu?’’ diye sordu. Kitabı kastettiğini sanıp, ‘‘Henüz okumadım’’ dedim.
Oysa, o hanyadan bahsediyormuş, ben ise Konya'dan... Aradığım o gün, Hürriyet'in sanat sayfasında kitapla ilgili bir haberi yayınlanmış, ‘‘Okudun mu?’’ dediği de o habermiş...
Haberin başlığı, ilk romanına reklam almasından daha da ilginç; ‘‘Yazarlara klip çekilsin.’’
Kitapların kasetlerden daha çok satması için öneriyor bunu... Haklı olduğunu söyleyip bir öneride ben getirdim; ‘‘Eğer’’ dedim, ‘‘Sen de klip düşünüyorsan, mutlaka Antalya'ya beklerim. Hava genelde müsait. Üstelik klibinde bile oynarım.’’
Güldü... Ama, Antalya'ya gelir, klip çekerse rol alma konusunda ciddiyim... Yazdığı romanın kahramanlarından gazeteci Murat'ı rahatlıkla oynayabilirim.
Tanyıldız'ın yazarlara klip çekme önerisi gerçekten müthiş bir fikir... Sayesinde, televizyonlarda sık sık ünlü yazarların kliplerini izleriz artık... Mesela, Tanyıldız'ın hemşerisi Yaşar Kemal'in klipleri acayip tutar... Son iki kitabını Antalya'da yazan Yaşar Kemal, herhalde klip çekimini de burada yapar. Düşünsenize, klibin başrollerinde dünyaca ünlü yazarımız Yaşar Kemal ve Erzurumlu İbrahim Erkal'ın her fırsatta tokatladığı şehirli kız Emine Ün...
Sahilin bir ucunda, Adanalı bağrıyanık Yaşar Kemal, diğer ucunda şımarık sarışın Emine... Yönetmen, ‘‘Kamera’’ der demez, biri doğudan, diğeri batıdan kumların üzerinde koşuşturuyor... Sonrası, orta yerde sarmaş dolaş vaziyeti... Ünlü yazarın, Emine'yi belinden kavrayıp havalandırdığı an yönetmenin gür sesi duyuluyor;
‘‘Stoooppp’’...
dgundogdu@hurriyet.com.tr
TELEFON: (0242) 340 38 38
Paylaş