Paylaş
Hatta estetik operasyon, birden “acil durum” halini alıyor.
Estetiğin ne zaman yapılacağı aslında çok göreceli bir kavram... Erkeklerin eşleri ya da sevgilileri ile ilgili değerlendirmeleri kadar, kadınların kendi dış görünüşleri hakkındaki hassasiyetleri de o kararı vermekte etkili... Kadınlar kendilerinde estetik anlamda bir çöküntü, gerileme olduğunu hissettiği anda operasyon için düğmeye basıyor.
Kişiyi estetiğe götüren nedenler arasında kişinin yaşadığı sosyal çevre, bu çevrenin beklentileri, dayatmaları, aile yapısının özellikleri, ekonomik güç de etkili... Günümüzde artık kadınlar sosyal ve ekonomik hayata daha çok katıldıkları için estetik operasyonlara daha sıcak bakıyor.
Ekonomik özgürlük önemli bir güç olduğundan, eşlerinden maddi destek görmeseler de kendi güzellikleri için ameliyat olabiliyor ya da diğer ameliyatsız yöntemleri tercih edebiliyorlar.
ÇALIŞAN KADIN ESTETİĞİ DAHA ÇOK SEVİYOR
Kadınların iş yaşamına daha çok katılması, işyerinde daha fit bir görüntüyü de zorunlu kılıyor. Özellikle 30’lu yaşlardan itibaren kariyerde gelinen noktayı korumak adına kadınlar estetikten daha çok yardım alıyor. ışyerindeki kadınlar arası rekabet de estetik işlemlere yönelimi artırıyor.
Estetik konusunda hekimler hiçbir zaman “kısıtlayıcı, belli formüller veren, mutlaka şu yaşlarda şunları yaptırın” türünde tavırlar sergilememelidir. Var olan görüntü eğer ciddi bir rahatsızlık veriyorsa, estetik ciddi bir memnuniyet yaratır. Oysa kişi kendini mecbur hissedip estetik yaptırıyorsa, sonuç iyi de olsa sonuçtan memnun kalmayabilir.
Bazen kişilerin genetik yapıları gereği görünüm daha erken yaşlarda bozulabilir. Örneğin 25 yaşında olduğu halde genetik yapısı erken yaşlanmaya meyilli birinde yüzde düşüklük ve sarkmalar ortaya çıkabilir. Kalıtımsal olarak buna yatkınlığı olan kişi, 25 yaşında olduğu halde yüz düşüklükleri, göz çevresi kırışıklıkları gibi problemlerin oluşumunu geciktirmek amaçlı koruyucu tedavilere yönelebilir. Böyle bir destek tedavi sayesinde, yaşlanmanın yavaşlatılması sağlanmış olur.
Erken yaşlanmayı kolaylaştıran tek etken ailesel geçişler değildir. Çevre şartları da buna sebep olabilir. Bunların en önemlileri de sık sık kilo alıp vermek ve sigara kullanmaktır. Aşırı güneşlenmeye bağlı olarak deri elastikiyeti de zayıflayabilir. Zaten ailesel açıdan erken yaşlanmaya meyilli olan kişi, bu koşulların etkisiyle aynı deri yapısına sahip diğer kişilere oranla daha hızlı biçimde estetik sorunlarla yüzleşebilir.
28 YAŞINDA BİLE YÜZ GERDİRMEK GEREKEBİLİR
Derinin nemlenmesi, elastikiyet kaybını önlese de tek başına yeterli değildir. Bu nedenle eksilen doku bölümlerine ya da zayıf olan dokulara enjeksiyon yapılması gerekir. Hazır doku ya da kolajen desteği sağlayan enjeksiyonlar, cerrahi işlemlerden önce uygulanabilir.
Botoks enjeksiyonları en çok talep gören estetik işlemlerin başında geliyor. Botoksun dışında deri altındaki kolajen aktivasyonunu artıran birtakım uygulamalar yapılabilir. Radyofrekans tedavisinin yanı sıra derinin üst ya da orta seviyesine etkili olacak lazer uygulamaları yararlı olabilir.
Yüzdeki düşüklükler ve erken yaşlanma belirtileri, yüz germenin 28-30 yaşlarında yapılmasına yol açabilir. Yüz germesi genellikle 40-50 yaş arasında sık yapılan bir ameliyattır. Amaç; düşen yumuşak dokunun (yani yüz dokusunun), yağ dokusunun, sarkan deri dokusunun toparlanması, daha önce bulunduğu yere getirilmesidir.
Klasik yüz germenin yanı sıra mini yüz germe ameliyatları da yapılabilir. Mini germede izler daha az olur ancak hastalar daha orta düzeyde sonuçla karşılaşır.
Kişinin beklentileri mini yüz germeyle karşılanabiliyorsa sorun çıkmaz. Ancak bazen daha istenildiği kadar germe efekti yaratılamayabilir. Yüz yeterince elastik, diri görünmeyebilir.
Bu nedenle mini germenin düzeyini estetik yaptıracak kişiyle konuşup planlamak gerekir. Boyun ve gıdı altının daha güçlü olması gereken durumlarda mini germeyi çok tercih etmeyiz. Çünkü yetersiz sonuçlar elde etme riskimiz yüksek olur.
Paylaş