Paylaş
Ne durumdayız?
Yapılan çalışmalara rağmen beklenen sonuçlar niçin alınamıyor?
*
Uzun zamandan beri...
- Cinsel saldırı
- Kadına şiddet
- Çocuğa şiddet
- Sokak hayvanlarına şiddet
- Hekimlere yönelik şiddeti konuşuyoruz.
Şiddeti hâlâ yaşamımızdan çıkaramadık... Baştan aşağıya, çok köklü işler yapılmalı!
‘Suç ve Kent’ kavramını çalışmalıyız!..
*
Geçtiğimiz gün şiddet Bursa’daydı!
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Biçer saldırıya uğradı.
Dövdüler, silah doğrulttular ve kabzayla başından yaraladılar.
Bir yıl önce tedavi gören babalarının, yoğun bakımda hayatını kaybetmesi sebebiyle husumet oluşturan hasta yakınları daha önce de Biçer’i tehdit etmişler.
Olayın ardından kolluk kuvveti tarafından yakalanıp Cumhuriyet Savcılığı’na teslim edilen saldırganların serbest bırakılması kamuoyu tarafından şaşkınlıkla karşılandı.
Bunun üzerine Başsavcılık, karara itiraz etmiş...
ÇAĞ DIŞI ŞİDDET
Hekimler kendilerine yönelen şiddet dalgası karşısında nasıl görev yapabilsinler?
Böyle bir baskı altında meslek yapılabilir mi?
Taşkınlık yapma potansiyeli taşıyan hasta ve yakınlarıyla karşılaşan bir hekim, o kişinin tedavisini üstlenir mi?
Elbette üstlenmez ve başka bir hekime veya hastaneye gitmesini ister... Sevk eder, tedavi etmekten kaçınır.
Zararı halk görür...
*
Hiçbir ülkede görülmeyen bu tür şiddet maalesef 10-15 yıldan beri Türkiye’de zirve yaptı...
Bu nasıl haldir, akıl alacak gibi değil!..
Ne kadar kaba, ne kadar cahil, ne kadar öfkeli olursa olsun bir kişi hekime saldırmayı aklının ucundan bile geçirememeli...
NE YAPILMALI?
Devlet, kamu çalışanlarına, öğretmenlere, hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelen şiddete karşı sert ve önleyici tedbirler almalı.
Sokak röportajında, “25 sene öncesini hatırlamazsınız siz. Benim eşim devlet hastanesinde çalışırken, sigortada ben çocuğumu gösteriyordum. Birimiz bir kuyrukta birimiz diğer kuyrukta. Doktor beni azarladı, ‘Haydi yürü git fakültede uğraş’ dedi. Böyle bir muamele görüyorduk. Şu an biz doktor dövüyoruz. Şu an doktorları beğenmiyoruz, doktor dövüyoruz. O rahatlıktayız. Daha bunun ötesi mötesi yok” diye konuşan, videoları medyada dolaşan bir kadın, bu sözlerinden dolayı yaptırımsız kalmamalı.
*
‘Cahil cesareti’ işte böyle bir şeydir!..
Aptalca bir konuşma...
Doktor dövmeyi hak zanneden bu zihniyetteki kişiler şikâyete bağlı olmaksızın anında hâkimin karşısına çıkartılmalı...
Cezasız kalan her cehalet doktorların dövülmesine, hatta öldürülmesine neden oluyor.
Cezasız kalan şiddet olaylarına ‘basit hadiseler!’ denilip geçildiğinde hep yenileri ortaya çıkıyor.
Hükümet bu duruma müsaade etmemeli.
*
Denetimli serbestlikler, hekimlerin dövülmesini gururla anlatan bu kafadaki, ‘nefesli canlılar’ı akılları başlarına gelsin diye 6 ay boyunca hastane acillerinde temizlik ve getir götür işleri yaptırmaya memur etse keşke...
Paylaş