Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. SerdarYazarın Tüm Yazıları

Kâtip arzuhalim yaz yare böyle… 

Tarihte sert uygulamalara başvuran Hızır Paşa’ya isyanını dile getiren Pir Sultan Abdal’ın ‘Katip arzuhalim yaz Şaha böyle’ eserini yıllar sonra düzenleyip seslendiren Aşık Veysel‘in seslendirdiği türkünün TRT denetiminden geçmesi zordu. Dize değiştirilip ‘Katip arzuhalim yaz yare böyle’ yapılmış, engel aşılmış. Katip arzuhalim yaz yare böyle…

Haberin Devamı

Kâtip arzuhalim yaz yare böyle…

Arzuhalci kimdir? 
Adliye, kaymakamlık, valilik, belediye, tapu gibi devlet dairelerine ya da özel kişilere başkaları için mektup veya dilekçe yazandır.
Şikayet, itiraz, istek… 
‘Bir masa, bir daktilo’ olarak gördüğümüz arzuhalcilerin hikayesi eskidir. 
Osmanlı’ya dayanır.  
1762 yılında padişah fermanıyla usule bağlanır. Loncası oluşturulur. 
Kuralı, kaidesi, imtihanı vardı, zor işmiş anlayacağımız. 

Bugün tükenen mesleklerden biri haline geldi. 
Her ilin sorunları olanı, dertlileri var.
Bir yandan eğitim seviyesinin yükselmesi ve gelişen teknoloji, diğer yandan ‘Avukatlık Kanunu’ bu mesleğin de sonunu getiriyor… 

Haberin Devamı

BURSALI ARZUHALCİLER 

Bursa Adliyesi geniş ve açık bir arazi üzerine modern bir yapı olarak inşa edildi.  
Sadece ‘adliye’ dediğimiz o hakkın, hukukun sahibine teslim edildiği binalar ‘adliye sarayı’ oldular. 
Saray… 
Zenginlik, ihtişam ifadesiyle dilimize de yakıştı ama mevzu adliye sarayı değil. 

Mevzu arzuhalciler. 
Sayıları bir elin parmakları kadar. 
Adliye sarayı civarında olmaları istenmiyor.  
Sizin devriniz geçti artık, daktilonuzu, masanızı alın gidin buralardan demeye getiriliyor. 
Sıkıntıları büyük… 

Bursa’nın Arzuhalcileri eski adliyenin duvarları dibinde, köşesinde, bir büfenin önünde dilekçe yazarlar, gariban, yoksul, eğitimsiz ve muhtaç insanlara yardımcı olurlar, yol yordam gösterirlerdi. 
Hukuk bürolarına, avukatlara gitmeye bütçeleri yetmeyen insanların imdadına yetişirler, halden anlarlardı. 
Tecrübeli ve filozofi insanlardı. 

Adliye sarayının civarı rüzgara açık, soğuk ve ayaz, buz gibi bugünlerde. 
Vatandaş otoparkının girişinde ‘dilekçe’ yazıları asılmış birkaç minibüs içerisinde ekmek parası derdindeki arzuhalcileri uzaktan seyrettim. 
Gelen giden var mı diye baktım, yoktu… 

İKİ YİRMİLİK ÇIKARDI 

Kâtip arzuhalim yaz yare böyle…

Haberin Devamı

Bastonuna yaslanıp, daktilosunun başında müşteri yolu gözleyen, yetmişine basamak dayamış Arzuhalci Osman Bey’e selam verip hal hatır sordum.  
İşler nasıl falan dedim, klasik laflarla muhabbeti başlattım.  
Üç çocuk okuttuğunu, evinin kira olduğunu, hasta hasta buraya geldiğini, bastonu olmasa ayakta duramayacağını söyledi. Birden elini cebine atıp, iki yirmilik çıkarttı, hepsi bu dedi, gözleri doldu. İş yok. Burada kırk elli lira alamazsam sürünürüz, nasıl yaşarız diye dert yandı.  

O arada diğer arzuhalci de sohbete katıldı. 
Yedikleri cezalardan canları yandığını, araçlarının bağlandığını, sadece kendisine 50-60 bin TL, diğer arkadaşlara da cezalar yazıldığını, İdare Mahkemeye başvurduklarını, adliyede ilgililerle konuştuklarını, bu aralar sıkıştırılmadıklarını ama bunun çözüm olmadığını söyledi. 

Yok etmesinler bizi, sahip çıksınlar, burada yer göstersinler istiyorlar.
‘Arzuhalcilik yapmak, kimlik göstermemek ve memura zorluk çıkartmaktan zabıtalar işlem yapmışlar. 

Arzuhalcilerimiz öyle sıradan insanlar değiller, okumuş adamlar, müdürlük, amirlik yapmışlar, fakülte eğitimi almışlar. 
Dilekçe sayfa sayısına göre 20 ila 100 lira arasında ücret alıp yaşam çarkını döndürmeye çalışırken garibanları da gözetiyorlarmış. Garip insanlar geliyor ‘abi, nesinden ücret alayım!’ diyorlar!.. 
Dedim ya okuma yazması olmayan, yol yordam bilmeyen, imza atamayan insanlar için sadece dilekçe yazmaz, hangi mahkemeye başvurması gerektiğini de söylerler… 

Topu topu beş kişiler. 
Geçim derdindeki bu nesli tükenen arzuhalcilerimiz kendilerine yer gösterilmesini bekliyorlar.
Merhametli bir insan olduğunu işittiğim Milli Emlak Müdürümüz uygun bir yer gösterip, sorunu çözer diye düşünüyorum. 
Modern dünyanın yasaları arzuhalcilerimizi sıkıştırıyor.  
Bursa Barosu’da bunca sorunun arasında üç beş insan ile uğraşmaz herhalde... 

Haberin Devamı

BEN DE KARDAN ADAM YAPACAĞIM 

Kâtip arzuhalim yaz yare böyle…

Kar, kış, kıyameti yaşadık birkaç gün. 
Kar Bursa’ya ne de güzel yakıştı ama… 
Toprak suya kanacak, sadece barajlar değil yer altı su seviyeleri de yükselecek. 

Bursa’nın en güzel köşelerinden olan Kültürpark’ta gezintiye çıktım. 
Çocuklar ne kadar da mutlu, soğuğa aldırış etmeden kartopu oynuyorlar, kardan adam yapıyor.
Gençler fotoğraf çekiliyor, kardan adamla öz çekim yapıyorlar. 

İÇİMİZDEKİ ÇOCUKLAR 

Uzaktan bakınca baba ve kızın kardan adam yaptığı görünüyor. 
Yaklaştığımda genç kızımız babasına, 
- Baba bırak ben yapayım diye birkaç kez söylendiğini duyunca durup izlemeye başladım. Baba kendini kaptırmış neşe içerisinde kardan adamın kaşını gözünü yapıyor, kızımız da ha bire “baba ya, bırak ben yapayım” diye seslenmeye devam ediyordu… 
Dayanamadım, şakayla karışık babaya; 
- Bırakta çocuk yapsın! dedim… 
Baba ne cevap verse beğenirsiniz? 
- Ama ben de çocuğum..! 
Böyle bir cevap gelince hepimiz birden gülmeye başladık tabi…  
Yaşımız ne olursa olsun içimizde daima bir çocuk vardır. Onu hiç büyütmeyelim, hep çocuk kalsın… 
Sevgili baba Ramazan beye ve güzel kızı Sudenur’a sağlıklı, neşeli ve mutlu bir yaşam dilerim. 

Haberin Devamı

 VETERİNER HEKİMLER VE AŞI 

Kâtip arzuhalim yaz yare böyle…Geldi gelecek derken COVID-19 aşısı gecikmeyle de olsa geldi ve tüm sağlık çalışanları ‘öncelikli statü’ ile aşılarını olmaya başladılar. Diş hekimleri, eczacılar ve bu alanın çalışanları da aynı öncelik içerisinde bu kapsamda aşılarını yaptırıyorlar. 

Sağlık Bakanlığı bürokrasisi sağlık sistemimizin önemli unsuru olan veteriner hekimlerimizi ve bu sahanın çalışanlarını öncelikli statüye almadı! 

Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konsey Başkanı sevgili dostum Ali Eroğlu bu yanlışlık ve ihmalin düzeltilmesi konusunda Sağlık Bakanlığı’nın ilgilileriyle görüşmeler yapıyor.  
Sayın Eroğlu ‘COVID-19 aşısının uygulanmasında kamuda, özel sektörde çalışan ve mesleğini serbest olarak icra eden veteriner hekim meslek grubunun öncelikli ve riskli grup olarak değerlendirilerek ilk etapta aşılanması, COVID-19 enfeksiyonunun bulaşma riskinin azaltılmasına ve söz konusu salgının eradikasyonuna önemli ve ciddi katkılar sağlayacaktır’ diyor.  
Veteriner hekimler ülkemizin sağlık çalışanlarıdır.  
Veteriner hekim kökenli virologlarımızın yerli COVID-19 aşı çalışmaları yaptıklarını görmezden gelebilir miyiz? 

Ayrım yapmaksızın tüm sağlık çalıyanlarına aşı yapılmalı ve bütünlük zarar görmemeli.

Yazarın Tüm Yazıları