Kar, kış, kirli hava bacalar ve hastalıklar

Yurdumuza kar düştü.
Uludağ’ımız da yükünü almaya başladı.
Hava soğudu. Dikkat etmeli; sağlığı korumalı, hasta olmamalı.
Yaralanma, sakatlık ve ölüm getiren trafik kazaları ile tüm kazalara karşı tedbir almalı.
Her işi Allah’a bırakmamalı…

KÖMÜRÜN VAR MI ISINACAK

70 ‘li yıllardı, ortaokulda müzik öğretmenimiz;
Odunun var mı yakacak,
Kömürün var mı ısınacak,
Kış geldi kar yağacak,
Yoksullar ne yapacak...
Yağma kar yağma,
Yoksulu, fakiri soğukta koyma… diye bir okul şarkısı okutuyordu bizlere.
Tabii şarkının içine fakirlik ve yoksulluk girince(!) ‘buram buram halkçılık kokunca’ hocamız ‘komünist’ damgasını yemekten kurtulamamıştı..!

*
Zaman içerisinde neyin ne olduğunu herkes daha iyi anladı…
Neyse, kar ve soğuk aynı kaldı, bir tek onun huyu değişmedi…

*
Soğuk havalarda sağlığı korumak gerek;
Sağlıklı insanlar barınma, beslenme ve giyim konularına özen göstermeli.
Solunum, diyabet, kalp ve damar, kas ve iskelet sistemi hastalıkları gibi kronik sağlık sorunları olanlar ile engelli yurttaşlarımız daha dikkatli olmalı; mevsim yaşlılar, bebekler ve hamileler için daima zor geçer…

*
İş dünyası ve çalışanlar için kış, tehlike ve risklerle doludur.
Çalışanların sağlığı asla ihmale gelmez, işe ve kalite standartlarına uygun kişisel kıyafetler ile koruyucu donanımlar eksiksiz kullanılmalı…
Hatırlatmış oldum…

SOBAYA DÖNÜŞ

Yanan bir sobaya yaklaşılınca ‘ohh kemiklerim ısındı’ denirdi.
Bina mimarisi ve şehir hayatı evlerde soba bırakmadı derken sanki sobaya dönüş başladı. Baca sistemi olan evlerde sobalar köşeye kuruluyor.
Satışlar patlamış, sobacılar öyle diyorlar…

*

Çoluk çocuğun ısınması lazım…
Doğal gaz, elektrik ve tüp gaz fiyatları aşırı şişti.
Kara kış gelmedi ama vatandaş kara kara düşünmeye başlamış…

*

Sobaysa, soba…
Kuracaksın sobayı, atacaksın kömürü odunu, yakacaksın şöyle gürül gürül.
Yakmasına yakacak ama…
İğneden ipliğe gelen zamlar odun ve kömüre de yansımış.
Doğal gaz faturasını düşününce daha ucuza gelecek elbette.

KÖMÜR VE KİRLİLİK

Kömür tüketimi hızla artıyor.
Fakir fukara, garip gureba, işsiz, asgari ücretli, esnaf, emekli, memur bu kışı geçirmekte zorlanacak.
Allah kolaylık versin...

*

Alım gücü düşen halk havaya, atmosfere kül ve gaz saçan, kalorisi düşük, niteliksiz, ucuz kömüre yöneliyor.
Halk haklı arkadaş!
Çareyi devlet ve belediyeler düşünecek…
Halkın sağlığını da koruyacak.
Kalitesiz kömürün yaygın kullanımı desteklemenin hastalıklara ve kanserlere davetiye çıkartmak olduğunu unutmayacak!..

*

Kömürden, odundan ucuz olan, ‘kalorisi yok, kokusu çok’ diye nitelenen ‘tezek kullanın’ da diyemeyeceğim ama o da yok…
Çünkü hammadde kıtlığı başlamış. Hammadde üretecek hayvan mı kaldı memlekette Allah aşkına!..

KİRLİLİK CANAVAR OLMUŞ

Çeşitli analizler yapılıyor.
Hava kirliliği ölçümleri ve ölüm istatistikleri karşılaştırılıyor; Hava kirliliği 2017’de trafik kazalarından 7 kat fazla ölüme neden olmuş!..
Yapılan ölçümlere göre 50’den fazla şehirde millet kirli hava soluyor.

*

Hal böyleyken ‘neden kanser bu kadar hızlı yayılıyor?’ sorusunu sormamalı artık!...
‘Kirlilik canavarı’ trafik canavarını sollamış gidiyor.

*

Havadaki gazlar yoğun nem ve yağış ile birleşerek sağlığı ve çevreyi etkiler. Hava kirliliği kentlerin, özellikle sanayi kentlerinin en önemli sorunudur;
Sağlığı etkileyerek insanların ölmelerine neden olur.

TERMİK SANTRAL ‘TAKMIYOR’

Termik santral bacaları ülke gündeminde, filtre meselesi yani…
Kömürle çalışan ve elektrik üreten 3’ü devlete ait olan 15 termik santralimiz var.
Bacalarına filtre takmadıkları için toksik madde saçarak çevreye zehir kusan, hastalık ve ölümlere neden olan santraller güçlü lobileri sayesinde yıllardır hem bacalarına filtre hem kanun yönetmelikleri takmıyorlar…
Orhaneli’deki Termik santralin durumu farklı değil;
O da ‘takmıyor!..’

BURSA DA ALARM VERİYOR

Hava kirliliği hem ülkeye hem Bursa’ya ağır bedeller ödetiyor.
Merkezde de, ilçelerde de kirlilik sorunu var. Şehrin havası on yıldır iyi değil.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyelerin ölçümlerinden bu net bir şekilde anlaşılıyor.

*

Akademik çevrelere, tıp adamlarına, tabip odalarına ve Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarılarına dikkat ederek Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri organize olarak hava kirliliğini azaltacak, kontrol altına alacak ve bertaraf edecek uygulamalar yapmalı.

*

Havaya karışarak insana ve çevreye zarar veren emisyonları önleyici tedbirler zamanında alınamazsa binlerce Bursalı sırf kirlilik önlenemediği için hayatını kaybedecek!
Buna fırsat vermemeli…

BACA VETOSU

Santrallere baca takma mecburiyetini 2,5 yıl daha erteleyen yasa tasarısı TBMM’inde yoğun tartışmalara rağmen iktidar gücüyle, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kanunlaşmıştı.
Günlerdir şu sorunun cevabını arıyoruz;
Halkın sağlığı niçin umursanmıyor?..

*

Dumansız hava sahası uygulamamıza ilaveten çevre kirliliği yapan poşet kullanımını ‘ücretli poşet’ ile azalttık, araç içinde sigara içme yasağı getirdik ama zehir kusan bacaların daha yıllarca filtresiz çalışmasına müsaade ettik!..
Anlaşılır gibi değil…
Sosyal medyaya yansıyan haklı tepkiler karşısında Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan kanunu veto etti.
Teşekkür ederiz.
Şimdi görev bakanlık bürokratlarında;
Bacalara en kısa sürede filtre taktırıp sağlığı ve çevreyi korumalılar.

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER VE TAZMİNATLAR

İyi ki yasa tasarısı veto edildi. Aksi takdirde Türkiye Cumhuriyeti‘nin taraf olduğu çevre kirliliğinin azaltılması ile ilgili uluslararası sözleşmelere aykırı bir durum daha yaratılacaktı…
Çevre sorunları savsaklanmamalı, savsaklama hastalık ve ölüm getirip yaşam kalitesini bozar.
Bu hem Anayasamıza, hem de uluslararası hukuka uygun düşmez, tazminat hakları doğurur...

*

Nimetlerden yararlananlar külfetlere de katlanmalı;
Kömür santralleri kar ederken, bedeli sağlığını kaybeden halk ödememeli!