Hava, su, toprak, sel, heyelan, afet...

Küresel ısınma, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi, kuraklık 21. Yüzyılın önemli sorunu. Duyduklarınızı, gördüklerinizi unutun, aslında sorun yeni baÅŸlıyor. Daha yolun başındayız.Â

Haberin Devamı

Yazları sıcak ve kurak geçen ülkemiz ağustos ayında su taşkınları, sel ve heyelanları yaşıyor. 
Karadeniz Bölgesi, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu ve Samsun’da tehlike büyük...  
Bir yanda Çin Seddi gibi sahil boyunca batıdan doğuya, Samsun’dan Sarp’a uzanan ve daha proje aşamasında ‘bu şekilde’ yapılmasına itiraz edilen ‘Karadeniz Oto Yolu’ diğer yanda ormanlarının yol, tünel, baraj, madencilik ve yerleşimler için doğal yapısının adeta tahrip edilmesi problemiyle başbaşa… 
Daha ne olsun!.. 

*

Bir hafta önce Giresun’da yağmurla gelen felaket çok sayıda yurttaşımızın ölümüne neden oldu. 
İlçeleri sel basmasına, yolların ve köprülerin çökmesine, evlerin, iş yerlerinin yıkılmasına, arabaların sele suya karışıp sürüklenmesine, hayvanların telef olmasına, maddi ve manevi kayıplar oluşmasına alıştık sanki!.. 

* 

Haberin Devamı

Yağmurda yağacak, kar da yağacak. 
Dere yataklarıyla oynamazsanız, binaları yerli yerine, kumdan, çakıldan, demirden ve çimentodan çalmaz sağlam yaparsanız hiçbir olumsuzluk yaşanmaz. 
Bin yıllık tarihi köprü ve binalar yerinde dururken hemen yakınlarında, on, on beş yıl önce inşa edilenlerin yerle bir olması başka türlü izah edilemez!

 * 

Dere yatakları imara ve yapılaşmaya açılırsa felaketler devam edecek. 
Dere yataklarıyla ilgili acı hikâyelerimiz o kadar çoktur ki İstanbul’dan Samsun’a, Giresun’dan Bursa’ya, daha nicelerini yazmakla bitmez. 


RANT KÜLTÜRÜ

Vatandaş olarak vurdumduymaz, açgözlü ve kural tanımaz hale bürünmüşüz. 
Bu fena hale belediyeler ile Çevre ve Şehircilik Müdürlüklerinin ‘etkili’ denetim yapmamaları, görevlerini yerine getirmemeleri de eklenince yurttaşlarımızın hayatı güvensiz yaşam alanlarında yok olup gitmeye başlıyor. 
Hanelere acı düşüren bu rant kültürüne dur denilemezse afetler artarak yaşanacak.

 * 

Küresel ısınma, iklim değişikliği, kuraklık… 
Verimli tarım toprakları çoraklaşacak. 
Çoraklaşıp çölleşen toprakların insanları karnını doyurmak, geçim sağlamak için büyük yerleşimlere, kentlere göç edecek.  
Zaten ediyor da. 
Köyler boşaldı, mezralarda insan kalmadı. 
Dış göçlerin ağırlığı altında ezilen ve ülke kaynaklarını göçmenlerin refahı için cömertçe harcayan Türkiye iç göçler konusunda mutlaka çareler geliştirmeli. 
Oluşan sosyal, kültürel, ekonomik büyük sıkıntıya dokunmadım bile!..

Haberin Devamı

MEVSİMLER DEĞİŞTİ 

İklim değişikliği dünyada etkilerini gösteriyor. 
Mevsimler ve yağış rejimi değişti. 
İngiltere, Almanya, Polonya gibi güneşin zor görüldüğü kuzey ülkeleri ısınmaya başladı. O ülkelerin insanları güneşli güney ülkelerine daha az gidiyorlar. 
Turizm, ticaret, tarım, hayvancılık, ulaşım ve sağlık gelecekte daha çok etkilenecek. 
Sadece bu sektörleri değil, iklim değişikliği bilinen tüm sektörleri etkileyecek, insanların kimyaları da değişecek. 
Ülkelerarası ilişkilerde sorunlar dahi yaşanacak.

SU TASARRUFU 

Su kaynakları sınırlı olan ülkemiz tutarlı, gerçekçi ve sürdürülebilir önlemler almazsa, alamazsa yıkıcı etkiler çok daha kısa sürede hissedilecek, iklim değişikliği büyük hasarlara neden olacak; seller, toprak kaymaları, taşkınlar, köprülerin, yolların çökmesi, derelerin, nehirlerin hatta denizlerin ‘kudurması’ şaşırtıcı olmayacak… 

Haberin Devamı

Hava, su, toprak, sel, heyelan, afet...

Zararları en aza indirmek için bir şeyler yapmalı! 
Suyu tasarruflu kullanmalı, 
Tarım sulamalarında yeni teknolojilere yönelmeli, 
Ağaç dikmeli, ormanlar oluşturmalı. 
Rasyonel olmayan madencilik faaliyetleri sonlandırılmalı, 
‘Bergama altın madeni’ ile başlayan ve doğayı tahrip eden, maalesef devlet eliyle de desteklenen ‘hoyrat süreç’ sınırlandırmalı, 
Kaz dağları başta olmak üzere doğu, batı, kuzey ve güneyde dağlara, tepelere, yaylalara, meralara yönelen saldırıların sonu gelmeli. 

DOÄžA Ä°MDAT DÄ°YOR

 Cılız derenin bile üzerine inşa edilen HES’ler suyun huyunu değiştirdi arkadaş. Bu santrallerin yapılması aşamasında milyonlarca ağacın kesilmesi, ormanların yok edilmesi, toprakların çırılçıplak kalmasına, yağan yağmurun tutulamamasına neden oluyor. Ardından da sel geliyor! 
Seller ve HES’ler arasında bir ilişki mevcut!.. 

* 

Haberin Devamı

Uludağ, Karadeniz ve Toros yaylaları hoyratça kullanılıyor. 
Güzel yurdumun üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. 
Aydınlık günlerin yolu doğa ve çevrenin korunmasından geçiyor.  
Tarım topraklarına sanayi parselleri oluşturulup köylülerin elinden yok pahasına arazileri alınırken millet yerinden yurdundan edilirken voleyi vuranlar saltanat sürüyor… 
Böyle olmamalı, her önüne geçen tarım topraklarını ve meraları yerleşime, sanayiye açmamalı… 
Bu konuda devletimize büyük görevler düşüyor; 
Köylüyü korumalı ve yanında olmalı… 
Köylüsünü koruyamayan bir devlet gıda ve beslenme sorununa uzun vadeli hedefler oluşturamaz ki...

 * 

Bakanların, milletvekillerinin ‘toprak suya doydu, onun için sel oldu!’ yok efendim ‘Yüzyılda bir görülen yağmur birkaç saat içinde yağdı’ gibi ‘basit’ açıklamalar işitmemeliyiz… 

* 

Haberin Devamı

Beyler, bayanlar! 
Dere yataklarına ev yapılmamalı, yaptırılmamalı, yapılırsa bir gün o dere yatağını geri almasını bilir… 

VATANSEVERLÄ°K

 Vatanseverliğin çevreyi ve doğayı korumaktan geçtiğini bilmeli, yurdu kollamalı, korumalı, kurtaranlara layık olmalı…

 * 

30 Ağustos Zafer Bayram Kutlu olsun… 
Büyük önder, Başöğretmen, Başkomutan, Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve bağımsızlık mücadelesine kahramanca katkı veren ecdadı rahmet ve minnetle yad ediyorum. 
Allah onlardan razı olsun.

Vatanın toprağını suyunu, dağını tepesini, denizini deresini, kurdunu kuşunu, otunu böceğini koruyamayan insanlardan da herkesi Allah korusun…

Yazarın Tüm Yazıları