PaylaÅŸ
Yazları sıcak ve kurak geçen ülkemiz aÄŸustos ayında su taÅŸkınları, sel ve heyelanları yaşıyor.Â
Karadeniz Bölgesi, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu ve Samsun’da tehlike büyük... Â
Bir yanda Çin Seddi gibi sahil boyunca batıdan doÄŸuya, Samsun’dan Sarp’a uzanan ve daha proje aÅŸamasında ‘bu ÅŸekilde’ yapılmasına itiraz edilen ‘Karadeniz Oto Yolu’ diÄŸer yanda ormanlarının yol, tünel, baraj, madencilik ve yerleÅŸimler için doÄŸal yapısının adeta tahrip edilmesi problemiyle baÅŸbaÅŸa…Â
Daha ne olsun!..Â
*
Bir hafta önce Giresun’da yaÄŸmurla gelen felaket çok sayıda yurttaşımızın ölümüne neden oldu.Â
Ä°lçeleri sel basmasına, yolların ve köprülerin çökmesine, evlerin, iÅŸ yerlerinin yıkılmasına, arabaların sele suya karışıp sürüklenmesine, hayvanların telef olmasına, maddi ve manevi kayıplar oluÅŸmasına alıştık sanki!..Â
*Â
YaÄŸmurda yaÄŸacak, kar da yaÄŸacak.Â
Dere yataklarıyla oynamazsanız, binaları yerli yerine, kumdan, çakıldan, demirden ve çimentodan çalmaz saÄŸlam yaparsanız hiçbir olumsuzluk yaÅŸanmaz.Â
Bin yıllık tarihi köprü ve binalar yerinde dururken hemen yakınlarında, on, on beş yıl önce inşa edilenlerin yerle bir olması başka türlü izah edilemez!
 *Â
Dere yatakları imara ve yapılaÅŸmaya açılırsa felaketler devam edecek.Â
Dere yataklarıyla ilgili acı hikâyelerimiz o kadar çoktur ki Ä°stanbul’dan Samsun’a, Giresun’dan Bursa’ya, daha nicelerini yazmakla bitmez.Â
RANT KÜLTÜRÜ
VatandaÅŸ olarak vurdumduymaz, açgözlü ve kural tanımaz hale bürünmüşüz.Â
Bu fena hale belediyeler ile Çevre ve Åžehircilik Müdürlüklerinin ‘etkili’ denetim yapmamaları, görevlerini yerine getirmemeleri de eklenince yurttaÅŸlarımızın hayatı güvensiz yaÅŸam alanlarında yok olup gitmeye baÅŸlıyor.Â
Hanelere acı düşüren bu rant kültürüne dur denilemezse afetler artarak yaşanacak.
 *Â
Küresel ısınma, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi, kuraklık…Â
Verimli tarım toprakları çoraklaÅŸacak.Â
Çoraklaşıp çölleÅŸen toprakların insanları karnını doyurmak, geçim saÄŸlamak için büyük yerleÅŸimlere, kentlere göç edecek. Â
Zaten ediyor da.Â
Köyler boÅŸaldı, mezralarda insan kalmadı.Â
Dış göçlerin ağırlığı altında ezilen ve ülke kaynaklarını göçmenlerin refahı için cömertçe harcayan Türkiye iç göçler konusunda mutlaka çareler geliÅŸtirmeli.Â
Oluşan sosyal, kültürel, ekonomik büyük sıkıntıya dokunmadım bile!..
MEVSÄ°MLER DEĞİŞTÄ°Â
Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi dünyada etkilerini gösteriyor.Â
Mevsimler ve yağış rejimi deÄŸiÅŸti.Â
Ä°ngiltere, Almanya, Polonya gibi güneÅŸin zor görüldüğü kuzey ülkeleri ısınmaya baÅŸladı. O ülkelerin insanları güneÅŸli güney ülkelerine daha az gidiyorlar.Â
Turizm, ticaret, tarım, hayvancılık, ulaşım ve saÄŸlık gelecekte daha çok etkilenecek.Â
Sadece bu sektörleri deÄŸil, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi bilinen tüm sektörleri etkileyecek, insanların kimyaları da deÄŸiÅŸecek.Â
Ülkelerarası ilişkilerde sorunlar dahi yaşanacak.
SU TASARRUFUÂ
Su kaynakları sınırlı olan ülkemiz tutarlı, gerçekçi ve sürdürülebilir önlemler almazsa, alamazsa yıkıcı etkiler çok daha kısa sürede hissedilecek, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi büyük hasarlara neden olacak; seller, toprak kaymaları, taÅŸkınlar, köprülerin, yolların çökmesi, derelerin, nehirlerin hatta denizlerin ‘kudurması’ ÅŸaşırtıcı olmayacak…Â
Zararları en aza indirmek için bir ÅŸeyler yapmalı!Â
Suyu tasarruflu kullanmalı,Â
Tarım sulamalarında yeni teknolojilere yönelmeli,Â
AÄŸaç dikmeli, ormanlar oluÅŸturmalı.Â
Rasyonel olmayan madencilik faaliyetleri sonlandırılmalı,Â
‘Bergama altın madeni’ ile baÅŸlayan ve doÄŸayı tahrip eden, maalesef devlet eliyle de desteklenen ‘hoyrat süreç’ sınırlandırmalı,Â
Kaz daÄŸları baÅŸta olmak üzere doÄŸu, batı, kuzey ve güneyde daÄŸlara, tepelere, yaylalara, meralara yönelen saldırıların sonu gelmeli.Â
DOÄžA Ä°MDAT DÄ°YOR
 Cılız derenin bile üzerine inÅŸa edilen HES’ler suyun huyunu deÄŸiÅŸtirdi arkadaÅŸ. Bu santrallerin yapılması aÅŸamasında milyonlarca aÄŸacın kesilmesi, ormanların yok edilmesi, toprakların çırılçıplak kalmasına, yaÄŸan yaÄŸmurun tutulamamasına neden oluyor. Ardından da sel geliyor!Â
Seller ve HES’ler arasında bir iliÅŸki mevcut!..Â
*Â
UludaÄŸ, Karadeniz ve Toros yaylaları hoyratça kullanılıyor.Â
Güzel yurdumun üzerinde kara bulutlar dolaşıyor.Â
Aydınlık günlerin yolu doÄŸa ve çevrenin korunmasından geçiyor. Â
Tarım topraklarına sanayi parselleri oluÅŸturulup köylülerin elinden yok pahasına arazileri alınırken millet yerinden yurdundan edilirken voleyi vuranlar saltanat sürüyor…Â
Böyle olmamalı, her önüne geçen tarım topraklarını ve meraları yerleÅŸime, sanayiye açmamalı…Â
Bu konuda devletimize büyük görevler düşüyor;Â
Köylüyü korumalı ve yanında olmalı…Â
Köylüsünü koruyamayan bir devlet gıda ve beslenme sorununa uzun vadeli hedefler oluşturamaz ki...
 *Â
Bakanların, milletvekillerinin ‘toprak suya doydu, onun için sel oldu!’ yok efendim ‘Yüzyılda bir görülen yaÄŸmur birkaç saat içinde yaÄŸdı’ gibi ‘basit’ açıklamalar iÅŸitmemeliyiz…Â
*Â
Beyler, bayanlar!Â
Dere yataklarına ev yapılmamalı, yaptırılmamalı, yapılırsa bir gün o dere yatağını geri almasını bilir…Â
VATANSEVERLÄ°K
 Vatanseverliğin çevreyi ve doğayı korumaktan geçtiğini bilmeli, yurdu kollamalı, korumalı, kurtaranlara layık olmalı…
 *Â
30 AÄŸustos Zafer Bayram Kutlu olsun…Â
Büyük önder, Başöğretmen, BaÅŸkomutan, BaÅŸbuÄŸ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaÅŸlarını ve bağımsızlık mücadelesine kahramanca katkı veren ecdadı rahmet ve minnetle yad ediyorum.Â
Allah onlardan razı olsun.
Vatanın toprağını suyunu, dağını tepesini, denizini deresini, kurdunu kuşunu, otunu böceğini koruyamayan insanlardan da herkesi Allah korusun…
PaylaÅŸ