Paylaş
Kızıyordular bize…
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali sorumluluğu gereği halkı aydınlatan hekimler ve meslek örgütü alenen linç edilmeye çalışıldı.
Neymiş halkı paniğe sürüklemek, kargaşa çıkarmaya çalışmak..!
DOĞRUYU SÖYLEMELİ
Şaşmamak gerek, pandeminin daha ilk günlerinde Çin’de virüs konusunda meslektaşlarını uyaran Dr. Li Venliang ‘a da hükümet ve sağlık bakanlığı soruşturma açtırmamış mıydı?
Açtırmıştı…
Bizde de halkı dikkatli olmaya davet eden, çok sayıda bilim insanı için valilikler ve üniversitelerce açılan soruşturmalar olmadı mı?
Oldu… Devlet refleksi ya da yönetici işgüzarlığı diyerek geçtik bunları…
Artık yarına bakalım ve ağırlaşan tablo için gerçekçi uygulamalar yapalım.
*
Böyle bir durum var işte!
İşimize geldiğini düşündüğümüz pire kadar şeyi deve, işimize gelmeyeni ve bize sıkıntı vereceğini düşündüğümüz dev gibi sorunları da minnacık olarak göstermekte üstümüze yok…
Özgüven yoksunuyuz…
Bireysel olarak böyleyiz.
Ailede, mahallede, okulda, iş yerinde her yerde baskı görerek yetişince, durum ortada...
Şaşırmamak lazım!
*
Kamu yöneticilerinin topluma doğru bilgi vermesi ve şeffaf olması kimseye bir şey kaybettirmeyeceği gibi vatandaşların daha özenli ve dikkatli bir şekilde tedbir almasına katkı sağlar.
Şeffaflık iyidir…
*
COVID-19 salgınından önce makul fiyatlarla satılan maske, eldiven, dezenfektan, kolonya ve alkole olan talebin artmasıyla rakamların uçuşa geçmesini unutmuş değiliz.
15-20 kuruşluk bir maskenin 5 liraya satıldığı o günler unutulabilir mi?
Asla.
Uyduruk kaydırık dezenfektanların litresi bile 80-90 liraları görmüştü.
Neydi o günler…
Karaborsa günlerine dönmüştük bir anda.
*
Arızalı bir hal, ayıplı bir durum…
Sistem fırsat verdiğinde bu ayıplı durumlar da hortluyor!
Fırsatçılıktan ve fırsatçılardan bıktık…
Neyse zaman geçtikçe arz ve talep dengelendi, uçuk kaçık ücretler geri geldi ve normalleşti piyasa.
ABD RÜYASI
Fırsatçılık dünyanın her köşesinde görülüyor.
Hele şu Amerika’da olan mesela…
Ne mi olmuş ABD’de?
Biliyorsunuz, ‘hayaller ülkesi’ ya da ‘Amerikan rüyası’ olarak bilinen memlekette yeni bir geçim kapısı daha bulunmuş…
*
COVID pozitifliği, yoksullar ve öğrenciler için yeni bir geçim kapısı olmuş.
Pozitif olan kişiler aksırarak, öksürerek, mesafe ve maskeyi göz ardı ederek sağlam kişilere virüs bulaştırıyormuş.
Hastalık bulaşan ve atlatan kişiler de gidip bölge kan ofislerine plazma satıyorlar!..
Yaratıcı fikir..!
*
Plazma bağışı yoksulun geçim kapısı olmuş anlayacağımız.
COVID-19 hastası olan kişilerin koronavirüs antikorları içeren kanlarına, kan bankaları 200 dolar ödüyor.
200 dolar da iyi para…
Ayda birkaç kez kan bağışı yaparsa hele.
Amerika’ya boşu boşuna ‘Fırsatlar Ülkesi’ denilmiyor.
Yaratıcı zekaya alkış…
KAN TİCARETİ
Bizde kan ticareti kanunen yasak.
Kan, Kızılay Kan Bankaları’na gidilere bağışlanıyor.
Kan bankaları kan talebi yapan hastanelere hızlı ve güvenli bir şekilde teslim ediyor.
Sistem bu.
*
Yoksulluk her yerde yoksulluktur!
Nafakayı çıkartmak için hastane önlerinde kan anonsu bekleyen, koşup kanını satan insanlarımız vardı.
Kanını satan çaresiz insanlar!..
Mevzu geçim olunca, oluyor böyle şeyler.
Bu hikayelerin en meşhurları İstanbul’da Çapa Tıp Fakültesi önünde ki kan satıcıları arasından çıkardı.
Gazetelerde bu hikayeler yazılırdı.
Sonra kan işi konusunda bir sistem kuruldu, kan pazarları ortadan kalktı.
TÜRK FIRSATÇILIĞI
Amerikalı uyanıkları anlattım.
Bizde niye yaratıcı fikirler çıkmıyor diye düşündüğüm bir anda haber geldi…
Öyle ya neyimiz eksikti onlardan…
Türkiye, fırsatlar ülkesi!
*
Şeytana şapka çıkartan durum şu;
COVID pozitifliği doğrulanan kişi, Sağlık Müdürlüğü filyasyon ekibi aramadan önce etrafa mesaj yolluyor, haber uçuruyor;
“PCR Pozitifim, ücreti mukabilinde ‘temaslı bildirimi’ yapabilirim.”
virüsü fırsata çeviren Türk, 250-500 lira karşılığında ‘uyanık’ işçi ve memuru temaslı olarak bildirince işlem tamam, hoppp 14 gün izolasyon…
İyi keyifler, iyi tatiller bey abi…
Pes, doğrusu pes.
*
Amerikan fırsatçılığı olur da Türk fırsatçılığı olmaz mıymış?
Olurmuş, bunlar basit işler…
Nice fırsatçılar gördük, boşuna mı ‘kefen soyucusu’ tabirini üretmişiz!..
Paylaş