Paylaş
Sırplar ‘Büyük Sırbistan’ hayaliyle Boşnakları bölgede yok etmeye başladı. Onlarca köyün tüm halkını öldürdüler. Boşnaklar Hırvatlarla da savaş yaptı. Ama Sırpların hedefi sadece yok etmekti... 1995’e gelindiğinde Srebrenitsa’da silahsız sivilleri koyun gibi boğazladılar.
*
Bosna Savaşı’nda Srebranitsa ile birlikte Birleşmiş Milletler, altı yerleşimi ‘güvenli bölge’ olarak ilan etmişti. Uluslararası güvenceyle koruma altına alınan Srebranitsa kenti, korumadan sorumlu Hollanda askerlerinin 11 Temmuz 1995 tarihinde Sırp milis, asker ve keskin nişancıların baskısıyla geri çekilmiş, masum halkı savunmasız bırakmıştı.
Eli silah tutabilecek tüm erkekleri gruplar halinde işkence ile öldürüp değişik bölgelerde oluşturulan toplu mezarlara gömdüler.
Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar güvenli bölgelere doğru kaçmaya başladılar.
Ağır silahlarla saldıran Sırp milisler bir yandan, keskin nişancılar diğer yandan ölüm kusuyordu. Bu kaçışa ‘ölüm yolculuğu’ adı verildi.
İşkence, tecavüz ve katliam... Srebrenitsa’da 20 bine yakın insan öldürüldü.
Dünya da bu dramı film seyreder gibi izledi...
MİTİNGLER, PROTESTOLAR
Türk milleti ve devleti bu duruma büyük tepki verdi ve yardıma koştu.
Birçok ilde miting ve protesto yapıldı, yardım kampanyaları düzenlendi.
Boşnaklar o kötü günleri iyi bilirler; Türkiye’nin nasıl çabaladığını, para, silah, mühimmat, eğitim, personel ve diplomasisiyle yanlarında olduğunu söylerler.
Boşnaklar, savaşın en kritik zamanında İran gemilerinin Adriyatik’ten yaptığı silah sevkiyatını da unutmazlar.
TOPLU MEZARLARI AMERİKALI GAZETECİ DAVID ROHDE BULDU
Toplu mezarlar...
Akıl alır gibi değil, hem de bu çağda...
Konuşuluyordu ama yerleri belli değildi.
Ta ki Amerikalı gazeteci David Rohde’nin Srebrenitsa çevresindeki toplu mezarları bulup dünyaya duyurana kadar... O günleri anlattığı ‘Son Oyun’ isimli kitabından Rohde, “Uluslararası camia taraflı bir şekilde binlerce insanı silahsızlandırmış ve sonra da onları en azgın düşmanlarına teslim etmiştir. Srebrenica, uluslararası camianın felaketin uzağında durduğu bir durum değildir. Aksine, uluslararası camianın eylemleri katilleri cesaretlendirmiş, onlara yardım etmiş ve işlerini kolaylaştırmıştır. Srebrenica’nın düşmesi gerçekte olması gereken bir durum değildi. Binlerce iskeletin Doğu Bosna’da oraya buraya saçılmasına hiç gerek yoktu. Binlerce Müslüman Bosnalı çocuğun Sırplar tarafından boğazlanmış babalarının, dedelerinin, amcalarının ve kardeşlerinin hikayesi ile büyümesine hiç gerek yoktu.” diye ifade eder.
Bu cesaretiyle David Rohde Pulitzer Ödülü aldı.
BURSA’DAN BOSNA’YA DAYANIŞMA
Srebrenitsa katliamının unutulmaması için her yıl 8-11 Temmuz tarihleri arasında ölüm yürüyüşü güzergâhında Marş Mira / Barış Yürüyüşü yapılıyor. Bu yıl 26. yapıldı.
2017 yılında bu yürüyüşe katılan arkadaşlarımızla buluşup “Bursa’dan Bosna’ya Dayanışma” için Anma töreni ve 26. Marş Mira 1. Uludağ Zirve Yürüyüşü yapma kararı aldık.
*
Prof. Dr. Erkan Işığıçok, Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin H. Serdar, Yük. Mak. Müh. Ferudun Baykara ve Bursa Bosna Sancak Kültür ve Day. Der. Başkanı Yusuf Öztürk‘ten oluşan Düzenleme Kurulu 11 Temmuz günü Mihraplı Kent Parkı’nda bir araya geldi. Saygı duruşu yapıldı, şehitler için dua okundu.
*
Prof. Dr. Erkan Işığıçok, “Bosna Hersek devletinin kurucusu ve Cumhurbaşkanı, merhum Aliya İzzetbegoviç’in ‘Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam peşinde koşmayacağız.’ sözleri ile Marş Mira daha da anlamlı bir hale geliyor. Bosna, bizler için ecdat yadigârıdır. Bursa ile benzerliğiyle, yakın kültürü, yurttaşlarımızın akrabalık ilişkileri, kuvvetli duygusal bağlarıyla Bosna’yı daima özel bir kent olarak görüyoruz” dedi.
Ferudun Baykara, “26 yıl önce Bosnalı kardeşlerimizin yaşadığı acı ve tuttukları yas bizlerin de acısı ve yası olmuştur. Avrupa’nın ortasında yaşanan bu insanlık dramını asla unutmadık. Türkiye Cumhuriyeti devleti dün olduğu gibi bugün de desteğini sürdürmekte ve dayanışmasını güçlendirmektedir” sözlerini söyledi.
ZİRVE YÜRÜYÜŞÜ
Dr. Hüseyin H. Serdar da, “Mihraplıpark’ta 2017 yılında oluşturulan ‘Srebrenitsa Çiçeği’ alanında toplanıyoruz ve Bursa’dan Bosna’ya, Srebrenitsa’ya selam gönderiyoruz. Hayatlarını kaybeden kardeşlerimize dualar ediyor, rahmet diliyoruz. Hiçbir coğrafyada kan ve gözyaşı dökülmesin, tüm dünyada barış ve kardeşlik içerisinde yaşansın, huzur egemen olsun istiyoruz. Anma törenimizin ardından dayanışma amacıyla Uludağ Zirve yürüyüşü yapacağız. Bugün 1.’sini gerçekleştirdiğimiz ‘Marş Mira Uludağ Zirve Yürüyüşü’nün gelecek yıllarda büyüyerek devam etmesini temenni ediyoruz” dedi .
İZZETBEGOVİÇ’E BÜST
Serdar, “Bursa’dan Bosna’ya uzanan gönül köprüsünün daima canlı kalmasını, Bursa Valiliği ve belediyelerimiz tarafından Mihraplıpark’a, Srebrenitsa Çiçeğinin olduğu alana Bilge lider merhum Aliya İzzetbegoviç’in büstünün dikilmesini, Srebrenitsa Şehitleri için anıtın yapılmasını, bölgenin Bosna - Bursa kardeşliğine uygun şekilde düzenlenmesini” bekliyoruz diyerek sözlerini tamamladı.
*
Bursa Bosna Sancak Kültür ve Day. Der. Başkanı Yusuf Öztürk ise “Srebrenitsa Katliamını unutmadık, unutturmayacağız... Boşnak halkının çektiği acı ve üzüntülerinin paylaşılması, Türk milletinin dayanışmasını her zaman gösterme kararlılığında olması bizler için çok önemli. Tüm dünyaya barış ve huzur diliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti her zaman Bosna Hersek’in koruyucusu olmuştur. Boşnak halkı Türkiye’yi güvence olarak görmektedir. Teşekkür ediyoruz” diyerek görüşlerini ifade etti.
VE ZİRVE
Uludağ’ın taşlık ve çıplak yüzeyinde oldukça yorucu ve zor bir yürüyüş oldu. 11 Temmuz günü çok sıcaktı. Kutsal amaçlar için çekilen zorluklar, hedefe ulaşılınca yerini büyük bir mutluluğa bırakıyor. Erkan Işığıçok, Hüseyin H. Serdar, Ali İştem, Ferudun Baykara, Halisenur Barut, Mehmet Uğur Özdeniz, İbrahim Öge, Suat Temiz ve Burak Celep Uludağ’ın 2 bin 543 metre yükseklikteki Zirve’ye ulaştı.
*
İlk kez kızım da benimle yürüdü, birlikte zirve yaptık... Ekip liderimizin zirveye ilk adımı kızıma attırması da güzel bir jest oldu.
*
Deftere, düşünce ve dileklerimizi yazdık.
Türk ve Bosna bayraklarını sert rüzgarda dalgalandırdık.
Uludağ’dan dünyaya barış ve dostluk için seslendik.
Yaşasın Bursa – Bosna gönül köprüsü.
Yaşasın Türk milleti – Yaşasın Boşnak milleti.
Paylaş