Paylaş
Aylardan beri sıkıntı ve stres içerisindeydik.
Barajlarımız boşalmış, su kuyuları kurumuş, yer altı su kaynakları tükenmiş, kötü senaryolar kapıyı çalmıştı.
SUSUZLUK BÜYÜK SORUN
Susuzluk, kuraklık, iklim değişikliği, dolaysıyla tarım ve gıda ürünlerinde yetersiz üretim, meyve, sebze ve tahılda pahalılık, yetersiz beslenme gibi konuları irdeliyor, tartışıyor ve yeni yeni çareler arıyorduk.
Akla gelen ilk husus;
“Ey vatandaş! Suyu israf etme” oluyordu.
Zira en kolay, en basit ve en maliyetsiz yöntem buydu...
*
Hem, dışarıdan bakıldığında da “Helal olsun adamlar çalışıyor” dedirtiyordu!..
Biz toplum olarak basit, hızlı ve kolaycı yöntemleri seviyoruz.
Çalışıyor desinler de kabulümüz...
Günü kurtaralım yeter ki!..
Böyle olunca susuzluk sorunu yoluna giriyor mu?
Hayır...
Susuzluk, büyük sorun...
KURAKLIK VE TARIM ÜRÜNLERİ
Günü kurtarma politikaları başımıza dert açıyor.
O yüzden akılcı ve gerçekçi politikaları, bıkmadan usanmadan devam ettirmeliyiz.
Biliyorsunuz, ucuz yöntemler kısa zaman sonra çözümsüz kalır.
*
Sadece su ve kuraklık konusunda değil, her alanda böyleyiz ama!
Neyse...
Nisan ayında toprak bereketli yağmurlarla ıslanınca, ıslanmak ne demek doyunca bizlere de bir rahatlama geldi ülkeye.
Önce barajlara baktık...
Türkiye’nin her yerinde barajlar umut verecek şekilde doluyor...
Bursa’da bundan ziyadesiyle payını alıyor.
İçme suyu ve sulama barajlarımızda doluluk %80 ‘leri geçti.
BARAJLAR SUYA SU BARAJLARA KAVUŞTU
YAĞIŞSIZ ve kurak geçen bir kışın ardından martta da beklenen yağışlar gelmemişti.
İşte böylesine endişeli bir dönemin ardından Bursa da yağmura kavuştu.
Bir de buna Uludağ’ın eriyen karları da eklenince...
Doğancı ve kuruyan Nilüfer barajlarının doluluklarına bakıldığında ‘barajlar suya, su barajlara kavuştu’ diyebiliriz.
Çocuklar gibi seviniyoruz.
Nisan ayının ikinci yarısı bol yağışlı geçti. Mayıs ayının meteorolojik tahminlerine baktım. Fena sayılmayacak derecede yağışlı bir ay daha bekliyor bizi.
ÇİFTÇİLER MUTLU
SU, toprak ve gıda...
Bunların üçü en iyi seviyedeyse sevinelim...
Çünkü tarlalar, seralar, pazarlar, manavlar, marketler, sofralarda bolluk bereket olur.
Fiyatlar da makul seviyelerde durur...
*
Bol yağışların ardından Yenişehir’de çiftçilerle konuştuğumda çok neşeli ve mutlu olduklarını gördüm. Yılların çiftçileri, ‘sulama ve enerji maliyetleri belimizi büküyordu. Kuraklık da düşündürüyordu. Yağışların böyle devam etmesiyle mahsulün bol, verimin yüksek, tarlaların çok bereketli olacağını’ söylüyorlar.
Umarız öyle olur.
Öyle olursa tarlaya, ürüne, ekine yansıyan bereket harmanda ve hasatta büyük bir bolluğa döner, milletin sofrası da bayram eder.
GEVŞEMEYELİM
Ama gevşemeyelim.
- Su kayıplarını önleyelim.
- Sulama sistemlerinde yüksek teknolojiyi kullanalım.
- Tarım Bakanlığı, Ziraat Odaları ve Sulama Birlikleri’nin klasik anlayışlarını değiştirelim, çiftçiye rehberlik eden bir öncü yapılara dönüştürelim.
- Ormanları kütür kütür doğramayalım.
- Sulak bölgelerin rezerv alanlar olduğunu unutmayalım, doldurup kurutmayı düşünmeyelim.
- Tarım alanlarını koruyalım, konut ve sanayi bölgelerine feda etmeyelim.
- Maden ve kömür işletmelerini modern metotlarla, çevreye ve doğaya zarar vermeden yapalım.
*
Dostlar!
Yağışlara bakıp ipe un sermeyelim.
Oh ne iyi, her şey yolundaymış gibi bir havaya girmeyelim!..
‘Sürdürülebilir su politikaları’nı askıya almadan, bilimsel programlarını yaşamın her alanında etkili kılalım.
Nisan bereketli geçti, hadi Mayıs!
Sıra sende...
Paylaş