Avrupa’ya giden belediyeciler nereleri incelerler?

Avrupa’nın doğusu ve güneydoğusunda olduk bu arala, yani Balkanlarda.
Romanya,
Bulgaristan,
Sırbistan...
Teknoloji, araçların kullanımı, sanayi ve ticaret anlamında Türkiye’den birkaç gömlek geri olan ülkeler bunlar.

FARKI KAPATAN BALKANLAR

Son 15 yılda birçok kez gördüm buralarını.
Ancak farkı gittikçe kapatıyorlar diyebilirim.
Hızla iyileşiyorlar.
Üstelik Türk Lirası onların paralarından daha değerli iken biz zayıfladık, onların paraları daha değerli oldu mesela...

BASİT TESPİTLER

Basit tespitleri paylaşmalıyım sizlerle;
Yayalar kendilerine ayrılmış yaya yolundan, araçlar araç yolundan gidiyorlar,
Bisikletli ve engelli için sorun çıkarılmıyor,
Otomobiller kaldırımlara, yaya geçitlerine park etmiyor, yollar kapatılmıyor,
- Kaldırımlar, dükkân ve mağazalar tarafından işgal edilip çevrilmiyor,
- Halkın alışveriş, yürüyüş ve gezi yolları açgözlü esnaflarca dükkânlarına katılmıyor, tezgah, masa, sandalye, çiçeklikler ve sundurmalarla işgal edilmiyor,
- İnşaat iskeleleri kaldırımlara kurulmuyor.
- Hafriyatlar uluorta, oraya buraya dökülmüyor,
- Yerlere tükürülmüyor, balgam atılmıyor,
- Çöp kutularının etrafı çöplüğe dönüştürülmüyor,
- Araçların küllükleri, çöpler, su şişeleri, meşrubat veya içki kutuları yol ortalarına atılmıyor.
- Pazaryerleri düzenli ve tertipli,
- Tezgahtaki ürünleri taze, canlı ve cazip gösteren, halkı aldatan rengârenk lambalar kullanılmıyor,
- Yerler ıslak ve kaygan, hatta elektrik kabloları da yerlerde sürünmüyor, üzerine de basılmıyor!..

BİRBİRİNE SAYGILILAR

Genellikle trafik lambalarında sayısal olarak çok yetersizlik, bakımsızlık, eskilik göze çarpıyor.
Ve çok az yerde ışık var.
Buna rağmen kavşaklarda kargaşa yok, trafik kendiliğinden akıyor.
Trafikteki insanların halleri ve davranışları fikir verir insana; sıkıştırma, yarış, zorlama, acelecilik ve hak ihlallerine rastlamadık.

***

Özetle insanlar birbirine karşı saygılı.
Haklara, kanunlara uyuyorlar...
Gezi boyunca o kadar az Polis görmemizin sebebini anlamış olduk!..

***

Komünizm dönemlerinden kalma, bizim TOKİ evlerine benzer çok katlı, ruhsuz sosyal konutlar yıpranmış durumdalar.
Eski bir dönemin şahitleri olarak duruyorlar.

***

Çok hareketli bir nüfus yok, kalabalık değil yerleşimler.
Ülkemizin tüm şehirlerinde olduğu gibi bir koşuşturma hali, panik, gerginlik, fitili ateşlenmiş insanlar görmüyorsunuz...
İnsanlar gülüyorlar;
Şakalaşıyorlar,
Müzik yapıyorlar,
Eğleniyorlar.
Gençler neşeli, çocuklar mutlular.

RANTI KEŞFEDEMEMİŞLER

Büyük çoğunluk Kapitalizmin vahşi rekabet ortamına esir düşmemiş,
Kentsel dönüşüm ve imar rantını da keşfedememişler!..
Kısacası ‘yeni dünya düzeni’ni anlayamayan insanlar bir hayli çok...

***

Evlerin üst katlarındaki kolonlardan gökyüzüne doğru uzayan ve kaçak katların habercisi olan çubuk demir filizlerini de göremedim hiç...

DİNİ EĞİLİMLER AZALIYOR

Yer gök, dağ taş katedral, kilise ve ibadethane dolu.
Acı ama camiler, mescitler, ata yadigârı eserlerimiz birer birer yok oluyorlar!..
Sanatsal özellikleri ve görsellikleri dikkat çeken ibadethanelerde belli ki halk, ruhunu dinlendirip huzur buluyor.
Ancak buralarda da dini duyguların ve ibadet eden insanların sayısında gözle görülür bir azalma olduğu söyleniyor.

***

Bükreş Parlamento binasının önünde siyasetçilerin rüşvet, yolsuzluk, siyasal ve ekonomik kriz yaratmalarını soyunarak protesto eden gencin bisikletine binip gitmesine de hayret ettim bu arada!..
Kimse bir şey demedi ya...

***

Bazı Balkan ülkelerini gezdik.
Ülkemizin çok değerli olduğunu bir kez daha anladık.
Kapıkule’den yurda girerken saygı, sevgi, huzur, güven ve mutluluğu ne çok özlediğimizi iliklerime kadar yeniden hissettim.