PaylaÅŸ
Bahsetmek istediÄŸim üniversite hocaları, akademik personel, ilim adamları...Â
Ãœniversitelerimizin hali...Â
HOCA OLMAK Â
Nerede olursa olsun, ortamda bir üniversite hocası bulunduÄŸu zaman en çok saygıyı gören insan olurdu.Â
Hürmet edilendi.Â
Düşüncelerine ve fikirlerine deÄŸer verilir, baÅŸ tacı edilirdi.Â
Ama o hocaların da aÄŸzından çıkan bir söz nice terazilerde tartılır, dirhem dirhem çıkardı. Lafları deÄŸerli ve yerli yerinde olurdu.Â
Hoca adam ‘boş’ konuÅŸmazdı.Â
*Â
BoÅŸ konuÅŸmazdı; çünkü yıllarını azim, gayret, sabırla, tahammül, fedakarlık, emek, alın teri ve ilimle haşır neÅŸir ede ede geçirirdi.Â
Liyakatiyle bir yerlere gelirdi.Â
Soyadı veya mensubiyetleri bazen avantajı bazen de çilesi olabilirdi. Ama bunlar nadiren olurdu.Â
*Â
Yabancı ülkelerde eÄŸitim, dil, tecrübe, kıdem bilim kürsülerine bilginin ağırlığını taşırdı.Â
Hocalar da saygındı, üniversiteler de...Â
Biz de o yoldaydık...Â
*Â
Bilgiye ulaÅŸmanın zor olduÄŸu yıllarda yabancı yayınları takip eden, kongrelerde tartışan, ülkesi için çabalayan bu insanlar uluslararası bilim çevrelerinde akademik makaleler yayınlayarak Türkiye’ye saygınlık kazandırırlardı.Â
Tahsil ettikleri ilmi öğrencilerine de aktarırlardı.Â
AH O HOCALARÂ
‘DuruÅŸları’ vardı. Dersleri disiplinli, anlatımları ciddi olurdu. Â
Temsil ettikleri kadrolarda adeta birer köşe taşıydılar.Â
Hoca ‘ağır’ olurdu.Â
Bu ağırlık, birisini ‘haÅŸlarken’ daha da bariz hissedilirdi.Â
Tatlı sert insanlardı.Â
Kadını kadınca, erkeÄŸi erkekçe bir asalet taşırdı.Â
Bazen baba gibi, sert ama yufka yürekli, bazen anne gibi eli maÅŸalı ama her daim müşfik olurlardı.Â
*Â
Tıp fakültesinde benim de hocalarım öyle hocalardı.Â
On, on beÅŸ yıl önce tüm fakültelerde bu hocalardan çokça vardı... Â
O hocaların ellerinden saygıyla öpüyorum.Â
NE DURUMDAYIZ?Â
Åžimdi ne durumdayız peki?Â
Olumlu ve iyimser yazamam!..Â
Yeni kuÅŸak hocalar içinde de aydınlık yüzlü, pırıl pırıl hocalar var. Kamuoyu onları göremiyor...Â
Onlar bilgiye, liyakate, emeÄŸe, dürüstlüğe, kıdeme, bilimselliÄŸe deÄŸer verilmeyen bu ortamda hala iyi bir akademisyen olmak için ödün vermeden devam etmeye çabalıyorlar.Â
ÇeÅŸit çeÅŸit olumsuzluÄŸa direniyorlar...Â
Kamu üniversitelerinde deÄŸil ama özel bazı, az sayıda üniversitemiz bu deÄŸerli akademisyenleri destekliyor, kolluyor ve koruyorlar.Â
O üniversiteler de fark ediliyorlar.Â
Türkiye’nin en iyileri arasında başı çekiyorlar...Â
*Â
Demem o ki, Türkiye eÄŸitim alanında hızla geriye kalıyor.Â
Geriliyoruz!..Â
Oysa köklü üniversiteleri ve bir geleneÄŸi olan yüksek öğretim her alanda ülkeye çaÄŸ atlatması gerekirken maalesef geri geri gidiyor.Â
Ãœniversitelerle çok oynandı.Â
YÖK ilimden bilimden koptu, birçok film fırıldağın çevrildiÄŸi bir kurula döndü...Â
Çok yıpratıldı, toparlanmalı...Â
ÃœNÄ°VERSÄ°TELER TARTIÅžILIYORÂ
Ãœniversiteler kamuoyunda tartışılıyor.Â
DoÄŸru dürüst, adil, güvenilir sınav yapması beklenen üniversitelerde eÅŸ, dost, akraba ve kayırmacılık almış başını gidiyor.Â
Zaten bilimsellik hak getire. Bilimsel yayını, makalesi olmayan rektörler var!..Â
EÅŸini, kızını, oÄŸlunu, kendi fikrinden olanı kadroya almak için yakışıksız iÅŸler yapıyorlar.Â
EÅŸini üniversitede önemli bir kadroya atayan Pamukkale Ãœniversitesi rektörünün yaptığı meydanda!Â
DeÄŸer mi?..Â
Rektöre ve eÅŸine görevden el çektiren YÖK’ü kutluyorum.Â
Nasıl oldu bilmiyorum ama yıllardır yaptıkları en doÄŸru iÅŸ bu oldu!..Â
*Â
Hele hele isminin önünde koca koca unvanlar yazan sözde bilim insanı havasıyla kuruldukları televizyon ekranlarında resmen zırvalayan, saçma sapan bilgileri bilimsellik adına söylemekten çekinmeyen sayısız Prof.’lara ne demeliyiz?..Â
Onların beynini kuÅŸa taksanız yeminle kuÅŸ uçamaz!..Â
Tamam, anlıyorum, birçok ÅŸey hızla deÄŸer yitirdi ama profesörlük bu hale gelmemeliydi...Â
Bu kadar düşmemeliydi... Â
Acı çekiyor ve utanıyoruz!Â
*Â
Bilim deÄŸer bulursa ülkemize aydınlık gelir.Â
Kalkınmanın, geliÅŸmenin, modernleÅŸmenin baÅŸka yolu yoktur.Â
BÖYLE Ä°STENDÄ°Â
Ãœniversiteler neden, nasıl bu hale geldi diye sormaya gerek bile yok!Â
Siyaset kurumu ve devlet böyle istedi...Â
2000‘li yılların başında 75 olan yüksek öğretim kurum sayısı bugünlerde 207‘yi buldu.Â
2000‘li yıllarda 70 binlerde olan akademik personel sayısı ÅŸimdi 175 bini aÅŸtı.Â
2000‘li yıllarda 1,5 milyon olan öğrenci sayısı 8 milyonu buldu.Â
Ãœniversite eÄŸitimine bilim deÄŸil, ticaret zihniyeti hakim oldu...Â
*Â
129 devlet, 73 vakıf olmak üzere 202 üniversitemiz var. 5 adet Vakıf MYO ile toplam 207 yüksek öğretim kurumu bulunuyor ülkemizin.Â
Ãœniversitelerimizde her ÅŸey var ama bilim yok!...Â
Åžimdi YÖK hiç bu kadar ayaÄŸa düşmemiÅŸti!..Â
SAYILARI ARTMALIÂ
Ä°yi ki Koç, Sabancı, Bilkent, ODTÃœ, BoÄŸaziçi, Ä°TÃœ, Ankara, Hacettepe ve Ä°stanbul üniversitelerimiz akademik çizgilerini geliÅŸtirmeye azimliler. Türkiye’nin en iyileri olmak kolay deÄŸil...Â
Gurur duyacağımız üniversitelerin sayıları artmalı.Â
*Â
Kalite düştü; birçok üniversite kapatılmalı, birleÅŸtirilmeli.  Â
Yüksek öğretime çekidüzen verilmeli...
PaylaÅŸ