Paylaş
Doğrusu yadırgamadım!
1 Nisan şakalarına gerek var mı? İşlerimiz şaka gibi zaten...
Ama hepsi de gerçek!..
*
1 Nisan şakalarının pabucunu dama attık...
Başka bir sebep ne olabilir?
Sanki şöyle sesleniyorsunuz bana; ‘Hocam, Allah aşkına millette şaka yapacak, eğlenecek, neşelenecek hal mi kaldı? Ailesine ve arkadaşlarına nasıl şaka yapabilsin!..’ Haklısınız, bakın bunu hiç düşünmemiştim...
BUGÜN 14 NİSAN
Tarihin sayfalarını çevirdim, 14 Nisanlarda neler olmuş acaba...
• 1928’de, ‘Bakanlık bütçesinin kullanılmasında usulsüzlük yaptığı’ gerekçesiyle eski Ticaret Bakanı Ali Cenani’nin dokunulmazlığı kaldırılmış ve Yüce Divan’a verilmiş.
• 1981’de, ‘Diva’ Bülent Ersoy, Londra’da, ameliyatla cinsiyet değiştirmiş.
• 1947’de, Yaşar Doğu Avrupa Güreş Şampiyonu olmuş.
*
En ilginci üzerinden ilerleyelim...
Yıl 1912, Osmanlı tahtında V. Mehmed (Mehmed Reşad) oturuyor. Alman şirketinin 1910 yılında yapımına başladığı Galata Köprüsü 14 Nisan 1912’de hizmete girmiş.
Köprünün her iki girişinde bekleyen beyaz üniformalı memurlar 1930 yılına kadar köprüden geçiş ücreti toplamışlar.
Geçiş ücretlerinin Osmanlı’da başladığını da öğrenmiş olduk!..
*
Balık tutanlarla görüntülenen Galata köprüsü sadece İstanbul için değil Türk halkının yakinen tanıdığı bir değeri.
Nice filmler çekildi üzerinde, Sülün Osman nice ‘uyanık kerizleri’ çarptı orada...
*
Galata köprüsünün üzerine kurulduğu yabancıların Golden Horn dedikleri Altın Boynuz’umuz Haliç’e aslında çok sayıda köprü kurulmuş.
*
İlk köprü 6. YY’da, I. Justinianus devrinde Aghios Khalinikos Köprüsü yapılmış.
İstanbul’un fethinde, askerlerin Haliç’in öte tarafına geçebilmesi için 1453‘te, Fatih Sultan Mehmet seyyar köprü kurdurmuş.
Bugünkü anlamda köprü kurulması fikri 16. yy’da Sultan II. Bayezid’den gelmiş. Ama Leonardo da Vinci’ye yaptırdığı tasarıma da onay vermemiş. Proje rafa kaldırılmış.
*
19. yüzyıla geldiğimizde Sultan II. Mahmut, yaptırdığı Hayratiye Köprüsü’nü 1836’da hizmete açmış. Köprü ‘yerli ve milli’ olarak Yüksek Amiral Fevzi Ahmet Paşa tarafından tersane imkânları kullanılarak inşa edilmiş.
1912 yılında yıkılan köprüden geçişler ücretsizmiş...
*
Modern Galata Köprüsü Sultan Abdülmecid zamanında, annesi Bezm-i Alem Valide Sultan tarafından 1845’te yaptırılmış ve 18 yıl kullanılmış. Valide Köprüsü, Cisr-i Cedid, Yeni Köprü, Yeni Cami Köprüsü, Güvercinli Köprü gibi isimlerle anılmış.
Köprü geçişi ilk üç gün parasız olmuş.
25 Ekim 1845 tarihinde ‘mürüriye’, ‘köprü geçiş ücreti’ alınmaya başlamış.
*
Demek ki devlet parasız kalmaya başlayınca köprüleri ücrete bağlamış.
Gelenek olarak bugün de devam eden ‘İlk üç gün ücretsiz’ uygulaması o zamanlardan bize yadigar kalmış...
Bu arada, İstanbul’daki Boğaziçi köprülerinden sonra Asya’yı Avrupa’ya bağlayan, Mart ayında hizmete açılan Çanakkale köprüsünü anmadan geçmeyelim.
İhalesi, ihale fiyatı, işletme şekli, geçiş ücreti, yıllık araç geçiş garantisi tartışmaları bir yana estetik bir eser olmuş.
Geçiş ücretlerinde düzenleme yapılırsa daha çok araç geçeceği anlaşılıyor.
Köprünün gelecekte faydası görülecek...
BAL-GÖÇ
Bursa bu aralar iki konuyla, Bal-Göç ve Dağ-Der kongreleriyle ilgileniyor.
Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ), Balkanlar ve Bulgaristan Muhacirleri için etkili faaliyetler yapmış, Türkiye ve Bulgaristan arasında sivil bir işbirliği kanalı açmış, yaygın şubeleriyle, üyeleriyle saygınlığı ve önemini hissettiren bir STK.
İçerisinden Bursa’ya ve ülkeye değer katan nice sanayiciler, iş ve bilim insanları, bürokratlar, milletvekilleri çıkarmış bu organizasyon kongre sürecinde yaşadığı sıkıntılarla boğuşuyor.
*
18. Olağan Genel Kurul, yaşanan gerginlik sebebiyle ertelendi.
Üzülüyoruz...
*
Yüce Atatürk’ün söylediği, “Muhacirler kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır.” sözünü şiar edinmiş Bal-Göç’ün çok adaylı ve sancılı kongre sürecini bir an önce atlatmasını, faaliyetlerini yine emin adımlarlar sürdürmesini bekliyoruz.
Genel Başkanlık için Prof. Dr. Emin Balkan, Hasan Öztürk ve Doç. Dr. Kader Özlem yarışıyor.
DAĞ-DER
Kongre sürecine giren Dağ-Der’de ilk defa bu kadar çok adaylı yarış yapılıyor ve kongre ilk kez bu kadar çok kamuoyunda konuşuluyor.
*
Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancıklı hemşerilerimizin, ‘Dağlılar’ın STK’sı örnek işler başarmış, bölgeye hizmet almak için uğraşmış, kültürel faaliyetlere odaklanmış, bölge gençlerinin okumasını teşvik etmiş, desteklemiş, önemli organizasyonlar yapmış, yerel yönetimlerin ve devletin imkanlarını bölge için talep etmiş.
*
Dört ilçemiz sürekli göç veriyor, günden güne eriyor, nüfusu azalıyor, küçülüyor.
Esas problem bu iken Dağlıların kongresine siyasetçi elinin karıştırılması, ondan güç alınarak seçilme yarışına gidilmesi de tartışılıyor!..
Genel başkanlık yarışına giren Yaşar Türk, Av. Fazlı Seyis, Aydın Özdemir ve Erdal Kadir’e başarılar dilerim.
*
Sivil Toplum Kuruluşları önerilerde bulunur, talep eder, itirazlarda bulunur.
Biat kuruluşları olduklarında ise hem onlar, hem devlet, hem de millet kaybeder.
*
Bu arada Bursaspor’u bu hale getirenin de siyaset ve siyasetçilerin kulübe olan müdahaleleri olduğu unutulmamalı.
*
Herkes işini yapmalı, spora, sanata, medyaya, derneklere, kulüplere, federasyonlara, üniversitelere, okullara, camilere, kışlalara, hastanelere siyaset sokulmamalı.
Sonra bereketi kaçıyor usta...
Paylaş