Sağlık

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

Bazen aşırı neşeli, bazen çok karamsar...

Tıp dilinde iki kutuplu hastalık ya da manik-depresif hastalık olarak adlandırılan bir tablo var. Bu hastalar zaman içinde çok değişik ruh halleri sergilerler. Bir bakarsınız, yerinde duramayan, sürekli konuşan, uyumak istemeyen, sinirli hatta zaman zaman saldırgan bir kişilik (tıp dilinde mani) sergiler, başka bir dönemde de içine kapalı, kimseyle görüşmeyen, işe gitmeyen, sürekli yatmak ya da uyumak isteyen bir kişi haline (tıp dilinde depresif) gelir.

Şimdi, bu yazıyı okuduğunuzda, ‘hepimizde bu gibi haller oluyor’ diye düşünebilirsiniz. Gerçekten herkes zaman zaman neşeli zaman zaman da içe dönük olabilir. Ancak, bu hastalardaki değişimler çok aşırı derecededir. Manik dönem, kontrolsüz, anlaşılamayacak kadar hızlı konuşmalar, yersiz bazen müstehcen espriler, önüne geçilemeyen gülmeler, sinirli haller ve bazen saldırganlıkla kendini gösterebilir. Bu dönemde kontrol edilemeyen hastaların hastaneye yatırılıp sakinleştirilmeleri gerekebilir, aksi takdirde bu dönem haftalarca sürebilir.

Depresif döneme girdiklerinde ise her şeye hatta yaşama isteğini kaybederler. Sürekli halsizlikten şikayet edip uyumak isterler. Herhangi bir konuya konsantre olamadıkları için sosyal hayatta ve iş hayatında başarılı olamazlar. Onlar için her şey gibi yaşamak da anlamsız hale gelebilir. Bu hastalarda intihar eğilimi çok yüksektir. Tedavi edilmediği taktirde depresif dönem aylarca sürebilir.

Yazımın başında da belirttiğim gibi bu hastalar zaman içinde, bazen manik bazen de depresif olurlar. Hastalarda bu haller, yılın bazı dönemlerinde olabildiği gibi hiç normal bir dönem yaşamadan manik ve depresif dönemlerin birbirini sürekli takip etmesi şeklinde de görülebilir. Hastalık ilk belirtilerini genellikle 15-25 yaşlar arasında gösterir. Bu kişilerin yakın akrabaları incelendiğinde, aynı hastalığın toplumun diğer kesimine göre daha sık rastlandığı görülür. Böyle olunca, ortaya çıkmasında kalıtımın rolü düşünülmektedir.

Hastalığın tedavisi, yakın izlenmesini gerektirir. Birbirine zıt iki ayrı tablo sergilendiği için tedavisinde de buna göre düzenleme yapılmalıdır. Örneğin manik dönemde, trankilizanlar adı verilen, sakinleştirici etkili ilaçlar kullanılırken, depresyon fazında antidepressan etkili ilaçlar kullanılır. Hastalığın temel ilacı Lityum’dur. Manik dönemi tedavi ettiği gibi, düzenli kullanılması, hastalığın kontrolsuz ataklar yapmasını önler.

Bu hastalarda üzerinde önemle durulması gereken konu, bu hastalarda intihar eğiliminin fazla olduğundur. Durum böyle olunca hasta yakınlarına büyük sorumluluklar düşmektedir. Hastayı yakından izlemeli davranışlarındaki değişmeleri dikkate alarak tedbirli olmalıdır.

Bu hastalığı olup da intihar edenlerin yakınlarıyla görüşüldüğünde genellikle ‘anlayamıyorum, hiçbir sorunu yoktu, çok da mutlu gözüküyordu’ gibi cevaplar alınmaktadır. Oysa hastanın davranışları yakından izlendiğinde, bazı uyarı işaretlerinin bulunduğu görülür.

İntihar belirtileri

Hastanın intihar eğiliminde olduğunda ne gibi belirtiler göstereceğini, en sağlıklı olarak hastayı sürekli olarak takip ve tedavi eden psikiyatrist belirleyebilir. Bu nedenle hasta yakınlarının doktorla ayrıntılı olarak görüşmeleri yararlıdır. Ben burada genel belirtilerden kısaca bahsetmek istiyorum.

Çekilme: Hasta kabuğuna çekilme eğilimi gösterir. Her zaman olduğunun dışında, okuldan, işten, insanlarla bağlantı kurmaktan kaçınır. Yalnız kalmaya büyük çaba gösterir. Daha önce zevk aldığı gezmek ve eğlenmeyi israrla reddetmesi önemli bir belirtidir.

Duygusallık: Bu hastaların duygusal yönden yüksekte olduğu yani hareketli, neşeli, konuşkan, hatta saldırgan dönemin hemen ardından, çöküntü denilecek kadar kapanması, hele daha önceki dönemlerinde bu tür süratli değişmeler yoksa, önemli belirtidir.

Ruhsal zedelenmeler: Depresyondaki bir hastada yakınlarının ölümü, boşanma, kaza, büyük ameliyat gibi aksaklıklar ya da iflas veya işsiz kalma gibi yaşamını sürdürme zorlukları intihar düşündüren etkenlerdir.

Kişilik değişmeleri: Dış görünüşten, insanlara karşı davranışa varıncaya kadar kişilikteki değişmeler de önemli belirtidir.

Sözlere dikkat: ‘Keşke hiç doğmamış olsaydım’ veya ‘benden sonra rahat edersin’ gibi tehdit edici sözlere dikkat etmelidir. ‘Gerçekten intihar edecek kişi, intihar edeceğini söylemez’ şeklindeki inanış doğru değildir. Bu gibi sözler intihara karar verdiğini gösterir.

Hediye dağıtmak: En sevdiği eşyasını arkadaşlarına ve sevdiklerine dağıtmaya başlaması önemli bir belirtidir.

İleri depresyon: Yaşamasına ve çalışmasına izin vermeyecek derecede ağır depresyonda olması ve bunun aşılamaması.

Saldırganlık: Daha önce hiç yapmadığı şekilde, tehlikeli araç kullanmak, hastalık riskine aldırmadan genel kadınlarla seks yapmak gibi hayatı için risk olabilecek şeylere umursamamak önemli belirtilerdir.

Bu gibi belirtiler gösteren hastaları hiçbir şekilde yalnız bırakmamak, ciddi belirtiler gösterenleri de hastaneye yatırmak gerekebilir.

Yazarın Tüm Yazıları