Paylaş
Bebekler acı çekmesin (2)
Dünkü yazımda kısaca RSV olarak adlandırılan, erişkinlerde soğukalgınlığı gibi üstsolunum yolu hastalığı belirtileriyle giden, ancak prematüre yani erken doğmuş bebeklerle, kronik akciğer hastalığı olan bebeklerde hayatı tehdit eden ciddi tabloların oluşmasına yol açabilen Respiratory Syncytial Virus’u tanıtmış ve korunma yollarından bahsetmiştim.
Birçok virüs hastalığında olduğu gibi bunda da kesin bir tedavi yok. Hastalığın belirtilerini azaltmak, hastayı rahatlatmak için sempomatik tedavi uygulanıyor. Prematüreler gibi grupta ciddi tablolara yol açtığında bebeği hayatta tutabilmek için yapay solunum cihazına bağlanmak da dahil olmak üzere, hastanede yoğun bakım uygulamaları gerekebiliyor. Bu yoğun dönem atlatılsa bile bebeklerin solunum sisteminde hasarlar kalabiliyor. İşte bu nedenlerle korunma büyük önem taşıyor.
Dünkü yazımda korunma yollarından bahsederken piyasaya yeni verilen bir ilacı bugün tanıtacağımı belirtmiştim. Etkili maddesi palivizumab olan bu ilaç Synagis adıyla piyasaya verildi. Bu ilacın bir özelliği de bir enfeksiyon hastalığından korunmak için ruhsat alan ilk monoklonal antikor olması. Bilindiği gibi antikor, hastalık etkeni bakteri ya da virüslere karşı vücudun bağışıklığını sağlayan cisimciklerdir. Normal koşullarda, hastalık etkeni ile karşılaşan canlının vücudunda üretilir. Başka bir canlıdan alındığında bunun saf olarak ayrılması pek mümkün olamaz. Oysa yapay olarak üretildiğinde saf, sadece RSV için gerekli olan antikorları içerir. Diğer teknolojiyle üretilen hiperimmun globulinlerden 100 daha güçlü bir etki yaratmaktadır. Bu özelliği nedeniyle de ilacı üreten Abbott Laboratuvarları kendi alanında bir çığır açmaktadır.
İlaç, risk grubundaki bebeklere, sonbahar ve ilkbahar arasında geçen RSV sezonunda her ay bir iğne olmak üzere yapılmaktadır. Erken doğmuş (prematüre) ya da doğuştan gelen akciğer hastalığı olduğu için riskli grupta olduğu kabul edilen bebeklere, eğer doğum RSV’ün salgın yaptığı mevsimde olmuşsa, doğumun gerçekleştiği hastaneden eve çıkmadan 3-5 gün önce iğnenin yapılmasında yarar var. Böylece ev ortamında ziyarete gelecek kişilerden ya da diğer kardeşlerden hastalık kapmanın önüne geçilmiş olacaktır. İğnenin koruyuculuk oranı, prematüre bebeklerde %80’lere kadar çıkıyor. Genel olarak % 55 gibi bir koruyuculuk sağlıyor. Hastalık geçirmiş olan bebeklerde, bazen 8-10 yaşına kadar nefes darlığı, morarma ve öksürük ataklarının devam edebildiğini belirten uzmanlar, direnci çok düşük bebeklerde iğnenin iki sezon yapılmasının yararlı olabileceğini de ekliyorlar. Tıp her geçen gün yeni başarılar elde ediyor. Bu başarıların artarak sürmesi ve hastaların ızdıraplarının birer birer yok olması tüm dileğimiz.
OKUR MEKTUPLARI
Kulak kanalını temizlemeyin
T. Çağlayan / ALMANYA Kulaklarınızda sürekli kaşıntı bulunduğu için pamuklu çubukla sürekli temizlediğinizden bahsediyorsunuz. Aslında sorunların kaynağı bu... Kulak kiri adı verilen salgının temel görevi kanal içini yağlayıp dış etkilere karşı korumaktır. Siz sık sık temizleyerek bu koruyucu görevi enegelliyorsunuz. Bu sırada salgı bezlerine mikrop girişine de neden olup iltihaplanma yaratıyorsunuz. Ayrıca kulak kanalında kalabilen pamuk lifleri de tıkaç ya da iltihaplanma oluşmasını kolaylaştırıcı odaklar yaratır. Bu alışkanlığınızdan vazgeçin. Başlangıçta bir süre için kaşıntı sizi rahatsız edebilir ama, doktorunuzdan kaşıntıyı giderici ilaçlar alarak bu dönemi geçiştirebilirsiniz. Bu açıklamalardan sonra birçok okurumun aklına, bu kirlerin temizlenme olmadan nasıl uzaklaştırılabileceği sorusu gelebilir. Bu salgı havayla temas nedeniyle kurur ve başın hareketleri sırasına dökülerek dışarı atılır. Siz sadece kulak kepçesinin içini temizlerseniz, kulak temizliği için yeterli olacaktır. Mektubunuzda anlattığınız diğer sorun, tıpta ‘varikosel’ olarak adlandırılan bir durumu düşündürüyor. Testise ait kan damarlarından kirli kan taşıyanının, varis oluşturacak şekilde genişlemesine verilen isimdir. Özellikle sıcak ve çok ayakta kalma gibi hallerde şişerek ağrı yapabilir. Soğuk suyla banyo ve yatarak istirahatte basınç azalması olduğu için, rahatlama görülür. Bu durum en sık, sol testiste görülür ve kıvrımlar halinde ele gelir. Hafif ve orta dereceli hallerde ağrı dışında bir sorun görülmezken, ileri boyutlu olanlarda, testisin sperm üretme yeteneği azaldığı için, kısırlık görülebilmektedir. Üroloji uzmanı bir doktora başvurmanızı öneririm.
Paylaş